CHP'nin "Millet iradesine Sahip Çıkıyor" mitingi bugün İstanbul'un Sarıyer ilçesinde yapıldı.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, mitingde yaptığı konuşmada, şunları söyledi:
"CHP, kent suçlarına karşı direnmenin adresidir. CHP, ormanı korumanın, kötü yapılaşmaya direnmenin, ranta değil halka hizmet etmenin adresidir. Resmi rakamlarla yoksulluk sınırı 91 bin TL. Bir haneye 91 bin TL girmiyorsa o hane yoksul. Erdoğan en yüksek vergiyi de faizi de yoksuldan topluyor. Bitmiş, tükenmiş, son çaresi kredi kartını kredi kartıyla kapatmak olmuş, ya da nakit avans dedikleri yani eksi bakiyeci olmuş insanlardan yüzde 95 faiz alıyor. Resmi faiz oranı yüzde 40. Bunun biraz üzerinde işletmelere kredi dağıtıyorlar ama İbrahim Amca'ya emekli maaşı yetmemiş, kredi kartından çekmiş, minimum tutarı ödeyebilmiş, üstüne yüzde 95 faiz uyguluyor. Bir zengin adam düşünün, parasını karşıdaki şubeye koyuyor. Kazandığı faizden yüzde 17,5 stopaj ödüyor. Ama İbrahim Amca takibe düşmüş kredi kartı borcundan yüzde 30 vergi, yüzde 95 faiz ödüyor. Yani bu AK Parti, bu Recep Tayyip Erdoğan nasıl biri biliyor musunuz? Zengini seviyor, fakiri sevmiyor hatta düşene hiç acımıyor. Yere düşene bir tekmeyi de vuran düzen Tayyip Erdoğan'ın saray düzenidir. AK Parti iktidarı yere düşene tekme vuran iktidardır. CHP, tökezleyenin koluna girer, yere düşeni kaldırır, yarası olanın yarasını sarar asla yere düşene vurmaz. Çünkü CHP, düşenin, ezilenin, kırılanın ve devletten bir şey bekleyenin partisidir. Çünkü cumhuriyet bilhassa kimsesizlerin kimsesidir."
"AK Parti'nin kara düzenini ters yüz edeceğiz"
"Borcu borçla çeviren vatandaşlar artık en dibi gördü. Şu anda eksi bakiyeye düşen hesap sayısı tarihin rekorunu kırmış, bu sene yüzde 89 artmış ve 31 milyona ulaşmış" diyen Özel, şu ifadeleri kullandı:
"Türkiye'de 31 milyon kişinin hesap bakiyesi eksi. Bu kara düzende 100 liralık verginin 89 lirasını vatandaştan, 11 lirasını gerçekten kazananlardan alıyorlar. Bir ülkede vergi, kazanandan alınır. Çok kazanandan çok alınır, az kazanandan az alınır. Ama bu ülkede verginin yüzde 66'sı dolaylı vergi. Yani en ahlaksızca, en vicdansızca alınan vergi. Bir fabrika düşünün, işleri tıkırında. Fabrikatörün kendisiyle kapısındaki bekçi aynı vergiyi ödüyor. Maaşlardan kesilen vergi yüzde 23. Geriye kalan yüzde 11, hizmet sektöründe olsun üretimde ihracatta olsun, para kazanan, ticaret yapan, kar edenlerin ödediği vergi. Yüzde 89 gariban vatandaştan, yüzde 11 kazanandan. Ant olsun, söz veriyoruz ki bu AK Parti'nin kara düzenini ters yüz edeceğiz. Bu taksimi kurt yapmaz, kuzulara şah olsa. Biz sosyal demokratlar olarak adil, eşit ve doğru bir vergi düzeninden yanayız. Geçmişte AK Parti'ye çok oy vermiş Memduh Amcam da bizimle aynı yerde buluştu."
"Yargılanmak için değil bu kara düzeninizi yargılamak için bekliyoruz"
Özel, şöyle devam etti:
"AK Parti'nin kara düzeni sürsün isteyenler 19 Mart darbesine giriştiler. Ekrem Başkan'ın bir tane suçu var. Suçsuz yere yatmıyor içeride. Çok ağır bir suçu var. Recep Tayyip Erdoğan'ı yenme suçu. Bu suçu biri Beylikdüzü'nde, üç kez İstanbul Büyükşehir'de 4 kez üst üste işledi. Bir kez daha işleyeceğini bildikleri için ondan korktular, iftira attılar Silivri'ye kapattılar. Arkadaşlarımız masumdur, senin savcıların iftiracıdır, sen iftiracısın. Tayyip Bey'in bir diğer korkusu da Mansur Başkan. Geçtiğimiz hafta da bu sefer Mansur Başkan'ın üzerine, hem de kendisi bir iddiayı duyar duymaz soruşturma başlattığı, iç denetim yaptırdığı, iç denetimden temiz çıktığı, Sayıştay denetiminin temiz çıktığı, mülkiye müfettişlerinin denetiminin temiz çıktığı bir süreçten sonra, adının ne tanık ne sanık olarak geçmediği bir iddianameden Devlet Memurları Kanunu'na göre izin alıp üstünde tepinip Mansur Başkan'ı yıldırmak, korkutmak, akılları sıra Ekrem Başkan'dan sonra Mansur Başkan'a yürümeye kalkacaklarını sanıyorlar. Ankara'da da İstanbul'da da, İzmir'de de, Antalya'da da Adana'da da arkadaşlarımızın uğradıkları saldırıların siyasi olduğunu, AK Parti açısından çıkar amaçlı olduğunu, arkadaşlarımızın ne kamuyu zarara uğrattıklarını ne en ufak bir beytülmala el uzattıklarını biliyoruz. O yüzden milletin yüzde 70'i bize, yüzde 30'u Tayyip Erdoğan'a inanıyor.
Akın Gürlek kendisi çıktı dedi ki, 'Eylül ayında bir iddianame, Ekim ayında bir iddianame'. Ekim'in sonuna yaklaşıyoruz, daha Eylül başında çıkacak iddianame çıkmadı. İstanbul Büyükşehir'in iddianamesi ekimde çıkacaktı, şimdi duyuyorum ki, savcılar diyormuş ki 'ayrı ayrı iddianameler yapalım.' O da diyormuş ki, 'Büyük konuştuk, Cumhurbaşkanımıza söylettik, şimdi bunların hepsini birbirine ilişkilendirmelisin.' Ellerinde alakasız iftiracıların, her bir savcının bambaşka motive etme yöntemiyle ama tehditle attırdıkları imzalarla iftiranameler birbirini tutmuyor. İşte o yüzden buradan sesleniyoruz, o iddianameleri yazın, getirin. Yargılanmak için değil bu kara düzeninizi yargılamak için bekliyoruz.
Önceki Sarıyer Belediye Başkanımız büyük bir iftirayla Silivri Cezaevi'nde tutuluyor. Neymiş Şükrü Başkan terör örgütüne yardım etmiş. Bildiğimiz bir şey var. Bütün arkadaşlarımız masumdur, Şükrü Başkanımız da masumdur."