CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Sözcü TV'de "Uğur Dündar ile Adıyaman'dan Özel Yayın" programının konuğu oldu.
"Üç gün dört gün Adıyaman'ın adını sesini kimse duymadı diyorlar. Geç kalındı diyorlar" diyen Özel, şöyle konuştu:
"Her an savaşa hazır, bir talimatla, bir düdükle, bir sirenle dakikalar içinde giyinip araçlara binecek eğitimi almış yüz binlerce askerimiz hemen birkaç yüz bini de belki yarım gün bir gün içinde o enkazların başına güçlü kuvvetli ulaşabilecekken üç gün bu ordunun 'ordu kışladan çıkarsa geri sokmak zor' vehmiyle... O yüzden ben bugün Erdoğan'a yüz yüze iki kez görüşmemizde de önerdiğim ilkinde ciddi şekilde not aldırdığı önerimi tekrarladım.
Bugün Sayın Erdoğan'a düşen liyakatinden, becerisinden, deneyiminden kimsenin şüphe etmeyeceği herhangi bir siyasi partiye angaje olmayan yetkin tam yetkili tam donanımlı bir kişiyi kadın olur, erkek olur, akademisyendir, eski askerdir bilmiyorum ama en uygun kişiyi Deprem ve Afetlere Hazırlık Bakanı olarak atamalıdır. Bu kişi siyasi olmamalıdır. Sonra dönüp Meclis'te grupları oluşturan siyasi partilerin liderlerine kendi partisine de kendisi atayarak birer bakan yardımcısı atamalıyız. Bugün gördüklerim beni bu konuda bir kez daha bu beklentimin ne kadar haklı ne kadar doğru ve bu ülkenin bu deprem gerçeğiyle bir an önce bir kez daha acıyla on binlerce yüz binlerce kayıpla değil akılla yüzleşmesi gerektiğini ifade etmek istiyorum.
Bir diğer önerim, 1999 depreminde Ecevit hükümeti deprem bölgesi belediyelerin gelirlerini üç kat arttırmıştı. Burada Adıyaman Belediyesi, Adana Belediyesi bizde. Bizim bu bölge en sınırlı sayıda. Çoğu AK Parti'de. Ben CHP'li belediyelere değil hatta il belediyesi olarak bir tek Adıyaman yararlanır belki Adana'yı dışında bile bırakabilirler hasar durumuna bakıldığında, bu belediyelerin kamudan aldıkları payın üç dört beş katına çıkarılması lazım."
"Yapamayacağın bir işi söyleyip haksız yere oy topluyorsun"
Özel, "Siz barınma sorununun çözümlendiğini gördünüz mü? Esnafla diyaloglarınız oldu mu ve size göre yaralar sarılabilmiş mi?" sorularını da şöyle yanıtladı:
"Hayır kesinlikle sarılamadı. Bir çaba bir emek var ama büyük koordinasyonsuzluğun olduğu ortada. Birincisi Sayın Erdoğan deprem 6'sında oldu, 8'inde çok da erken yani eline mikrofonu aldı dedi ki; '650 bin yıkılan konut var. Bunları bir yıl içinde yapacağız. Depremin yıl dönümünde herkes evine ulaşmış olacak.' Bunu 10 Şubat günü de tekrar etti. Sonra da bütün kampanyayı biliyorsunuz. 'Depremzedenin sorununu biz çözeriz. Türkiye'yi ayağa biz kaldırırız. Asrın felaketi dediler buna, asrın felaketiyle biz baş ederiz. Bir yıl sonra evlerinize gireceksiniz' diyerek devam ettiler.
Bir yılın sonunda teslim ettikleri konut sayısı 18 bin 19. Yani yüzde 2.7. Biz o beyanlarla seçime gittik. Bu vaade kıymet vererek inanan insanların oyuyla Cumhurbaşkanı seçildi. Bir yılın sonunda 100 kişiden 97’si çadırda, konteynerda veya gurbetteydi. Şimdi ikinci yıla geldik, 'Şu ana kadar 201 bin konut teslim ettik' diyor. Bu oran yüzde 30’a denk geliyor. 10 depremzededen yedisi ya konteyenerda ya da gurbette. 'Artık çadır kalmadı' dediler. Bugün dört kişi geldi yanımıza, konteyner verilmemiş hala çadırda kalıyorlar. Hala çadırda yaşayanlar var. Yapamayacağın bir işi söyleyip haksız yere oy topluyorsun. Bir kere bu barınma sorunu çözülmedi."