İmamoğlu: Çalışma arkadaşlarımız emniyetten aranıp savcılığa çağrıldı

CHP’nin ön seçimle belirlenecek cumhurbaşkanı aday adayı, TBB ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Ege’de başlatıp, İç Anadolu’ya devam ettirdiği büyük yolculuğunu, Adana ve Antalya ile Akdeniz’e taşıdı. İmamoğlu, "Çalışma arkadaşlarımızı Emniyet Müdürlüğü’nden arayıp, ‘Savcılık sizi görüşmeye çağırıyor’ diyorlarmış. Arkadaşlarımız, ‘Avukatımı arayıp geliyorum’ deyince, ‘Avukata gerek yok, görüşecek sadece’ diyorlarmış" açıklamasında bulundu.

CHP’nin ön seçimle belirlenecek cumhurbaşkanı aday adayı, TBB ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Ege’de başlatıp, İç Anadolu’ya devam ettirdiği büyük yolculuğunu, Adana ve Antalya ile Akdeniz’e taşıdı. 

Adana’nın ardından Antalya’da konuşan İmamoğlu, “Kendileri mevzubahis oldu mu ‘itibardan tasarruf olmaz’ deyip, har vurup harman savuruyorlar; vatandaşa gelince musluklar kısılıyor, vatandaşın payına sadece sabretmek düşüyor. Emekli, asgari ücretli, memur, çiftçi ve her meslekten emekçi açlığa ve yoksulluğa mahkum ediliyor. ‘Ekonomi uzmanıyım’ diye geçinenler, izledikleri yanlış politikalarla, milletin ocağına incir ağacı dikti” dedi. 

“Tek adamcı ve tepeden inme siyaseti dayatmak isteyen zihniyet” olarak tanımladığı iktidar kanadının ön seçimden çok korktuğunu vurgulayan İmamoğlu, “Zira, özgürlük ve demokrasi bulaşıcıdır. Onlar ülkeyi seçimsiz, sandıksız yönetme hevesleri kursalar da biz, onlara bu fırsatı vermeyeceğiz. Demokrasi tarihimizin bu çaptaki ilk büyük önseçimini en yüksek katılımla, en doğru ve en güzel şekliyle tamamlayacağız. Gerçek bir demokrasi şöleni yaşayacağız ve yaşatacağız. ‘Halksız siyaset’ heveslerini kursaklarında bırakacağız” diye konuştu. 

“Biz başarıya yaklaştıkça, iktidarın da zulmü artıyor” diyen İmamoğlu, kamuoyu ile ilginç bir bilgiyi daha paylaştı: “Biz, ‘Milleti birleştirelim, icraatı, hizmeti, liyakati ve refahı yaygınlaştıralım’ dedikçe, iktidarın algı operasyonları peş peşe geliyor. Şimdi de öğrendim ki, çalışma arkadaşlarımızı Emniyet Müdürlüğü’nden arayıp, ‘Savcılık sizi görüşmeye çağırıyor’ diyorlarmış. Arkadaşlarımız, ‘Avukatımı arayıp geliyorum’ deyince, ‘Avukata gerek yok, görüşecek sadece’ diyorlarmış. Ne demek ‘avukata gerek yok’ yahu? Böyle bir uygulama nerede var? Bakın; arkadaşımız avukatla adliyeye gitmekte ısrar edince, daveti yapan polise artık ulaşılmaz oluyor. Telefon numarası, Vatan Caddesi’ndeki Emniyet’e ait. Ne oluyor Allah aşkına? Hani hukuk devletiydik Sayın Adalet Bakanı? Hukukçu kimliğinle sor bakalım, hangi uygulamaya giriyormuş avukatsız savcı görüşmesi. Bunlar iyice şaşırdılar. Bunların yaptıkları şeytanın aklına gelmez, şeytanın.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın haftalar önce “Turpun büyüğü heybede” sözlerini kullandığını hatırlatan İmamoğlu, “Şunlara bak şunlara; hükümeti, yargısı kolluğu işi gücü bırakmış, benimle ilgili tertipler peşinde. Tek dertleri var; Ekrem İmamoğlu. Ekrem İmamoğlu kadar taş düşsün başına senin. Haksız, hukuksuz, gayrı meşru yollarla Ekrem İmamoğlu’nu yarış dışına atarsan, senin gireceğin yarış meşru olur mu? Bu millet, sana o yarışı yaptırmaz. Sen öyle bir yarışa sokturmaz” diye konuştu. 

CHP üyelerini ön seçimde oy kullanmaya çağıran İmamoğlu, “Ön seçimde kullanacağınız her oy, demokrasinin, milli iradenin değerini gösterecek ve sandıktan kaçanların uykularını kaçıracak. Ön seçimde, CHP’nin zalimlere karşı nasıl tek yürek, tek bilek olduğunu göstereceğiz” dedi. 

Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) ön seçimle belirlenecek cumhurbaşkanı aday adayı, Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) ve İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, “maraton” olarak nitelediği yolculuğunu İzmir’den başlatmış, ardından Kayseri ve Adana merkezli bölge illerinden gelen coşkulu kalabalıklarla buluşmuştu. İmamoğlu’nun Burdur, Isparta, Karaman ve Konya illerini kapsayan Antalya buluşmasında da ilk üç şehirdekine benzer manzaralar yaşandı. Buluşma saatinden önce, Antalya’da çiftçilik yapan Ayşe-Ahmet Alataş, kızları Merve ve Nergis ile oğulları Durmuş’un köy evine konuk olan İmamoğlu, orucunu burada açtı. İmamoğlu’na iftar ziyaretinde Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek ve CHP Antalya milletvekili Aykut Kaya eşlik etti. İmamoğlu ve beraberindeki heyet, iftarın ardından, Muratpaşa ilçesindeki Cam Piramit Fuar ve Kongre Merkezi’nde düzenlenen buluşmada, coşkulu bir kalabalıkla bir araya geldi. Burdur Belediye Başkanı Ali Orkun Ercengiz’in de katıldığı buluşmada, sırasıyla; CHP Antalya İl Başkanı Nail Kamacı, Böcek ve İmamoğlu birer konuşma yaptı. 

“’EKONOMİ UZMANIYIM’ DİYE GEÇİNENLER…”

Katılımcıların Ramazan aylarını tebrik eden İmamoğlu, “Bu ay, paylaşmanın ayıdır. Bu ay, bedenen ve ruhen arınmanın ve manevi temizliğin ayıdır. Bu günler; yardımlaşmanın, iyi ahlaklı olmanın ve hep öyle kalmanın günleridir. Ancak bir yandan da öyle kötü günlerde yaşıyoruz ki, bütün bu güzel meziyetleri unutmuş bir iktidar var ülkede. Ahlakı, dürüstlüğü, helal lokma yemeyi bir kenara bırakmışlar. ‘Halka hizmet demek, hakka hizmet d
emektir’ düsturunu unutmuşlar. Kendileri mevzubahis oldu mu ‘itibardan tasarruf olmaz’ deyip, har vurup harman savuruyorlar; vatandaşa gelince musluklar kısılıyor, vatandaşın payına sadece sabretmek düşüyor. Emekli, asgari ücretli, memur, çiftçi ve her meslekten emekçi açlığa ve yoksulluğa mahkum ediliyor. ‘Ekonomi uzmanıyım’ diye geçinenler, izledikleri yanlış politikalarla, milletin ocağına incir ağacı dikti… Tarımı, üretimi sanayiyi bitme noktasına getirdi” dedi. 

“HER ŞEYİ EN İYİ BEN BİLİRİM DİYEN AKIL…” 

Ekonomik bozulmanın Antalya özelindeki güncel rakamlarını paylaşan İmamoğlu, “Her şeyi en iyi ben bilirim diyen akıl, milletimizin birikimlerini heba etti. Bu ülkeyi yönetenler, sadece Antalya ve Batı Akdeniz bölgemize bunları yapmakla kalmadılar, daha da büyük kötülüklere imza attılar. Önce 250 bin dolara sonra da 400 bin dolara ev alan yabancıları, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı yaptılar. Ülkemizin vatandaşlığını, ticari bir ürün haline getirdiler. O zaman Antalya’dan bu evleri alanlar, bunları 3 sene sonra daha yüksek fiyata sattı ve hem Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı oldu hem de para kazandı. İşte ben, buna karşıyım. Kendi vatandaşım kirasını ödeyemezken, çoluğunun çocuğunun ihtiyaçlarını karşılayamazken, başka ülke vatandaşının Türkiye vatandaşlığı üzerinden para kazanmasını kabullenemiyorum. Eskiden Antalya’ya tayini çıkan devlet memurunun, bir refah bölgesine gelmenin sevincini yaşarken, şimdi ‘Ben o kadar kirayı nasıl öderim, hayat pahalılığıyla nasıl mücadele ederim’ demesine üzülüyorum” şeklinde konuştu. 

“SESİM KISILSA DA AYAĞIMA TAŞ BAĞLASALAR DA 
BENİ ENGELLEMEYE ÇALIŞSALAR DA BİZE SIKINTILAR 
VERMEYE ÇALIŞSALAR DA SİZE GÜVENİYORUM”

“Bu ülkeyi pek çok alanda çökerten, milletin yoksulluşmasına, devletin dağılmasına neden olan bir iktidar var karşımızda; bizim derdimiz bununla” diyen İmamoğlu, “Bizim, mutlaka yeni bir başlangıca ihtiyacımız var. Bizim, mutlaka yeni bir büyüme ve kalkınma hamlesine ihtiyacımız var. Neden? Çünkü ülke olarak, şehir şehir, sektör sektör patinaj yapıyoruz” ifadelerini kullandı. Antalya ve çevre illerinin, turizm ve tarımın yanı sıra, teknoloji alanında da büyük bir gelişim potansiyeline sahip olduğunun altını çizen İmamoğlu, şunları söyledi:

“Hem Antalya’yı hem de Göller Bölgesi’ni bizim ‘tarım, teknoloji, turizm’ için geliştirdiğimiz ‘3T modeli’ ile kalkındıracağız. Tarım diyorum; çünkü yüzyıllardır hiçbir gelişmiş ülkenin vazgeçmediği, tam tersine yatırımları arttırdığı en stratejik sektör. Toprağını koruyamayan, ülkesini de koruyamaz kardeşim. Bu kadar net. Toprağını işleyemeyen suç işler. Bu akşam gittiğimiz çiftçinin evinde, bir kızımız Çocuk Gelişimi okuyor, bir kızımız bu bölgenin doğal güzellikleri üzerine, ormanları üzerine eğitim almak istiyor. 13-14-15 yaşındaki kız çocuklarımızın hayallerine baktığınızda, aslında önümüzde dizilen fırsatların haddi hesabı yok. Ben, bu ülkenin, bu bölgenin çok daha güzel günler göreceğine canı gönülden inanıyorum. Neden inanıyorum biliyor musunuz sevgili dostlar? Sesim kısılsa da ayağıma taş bağlasalar da beni engellemeye çalışsalar da bize sıkıntılar vermeye çalışsalar da size güveniyorum. Çünkü siz varsınız yanımda. Siz benimle berabersiniz. Köy evindeki kızlarımıza güveniyorum. Oğullarımıza güveniyorum. Bu ülkenin, milletimizin evlatlarına güveniyorum. Bu bölgenin gençlerine, girişimcilerine, yatırımcılarına, iş dünyasına güveniyorum.”

“ÖZGÜRLÜK VE DEMOKRASİ BULAŞICIDIR”

“Ben bu yola, sizinle, yol arkadaşlarımla birlikte çıkıyorum” diyen İmamoğlu, “Bu yola, kendime güvendiğim kadar, size güvendiğim için çıkıyorum. Bütün engelleri, bütün badireleri, bütün bedelleri birlikte göğüsleyeceğimiz için rahat, huzurlu ve mutluyum. Üstüme düşeni, bir nefer sorumluluğuyla yerine getirmek için, girdiğim bu yolda dalga dalga büyüyeceğiz. Hayalleri yerle bir edilmiş, gelecek kaygısı içindeki bütün vatandaşlarımızı, gençlerimizi, kadınlarımızı saflarımıza katarak büyüyeceğiz” şeklinde konuştu. “Aday belirleme kararımızdan telaşlananlar, ön seçim yapacağımızı duyunca, daha da paniğe kapıldı” diyen İmamoğlu, “Çünkü, demokrasiye alışık değiller. Kendi teşkilatları da ‘bizim de sözümüz kararlara ortak olsun’ der, diye telaşlandılar. Partimizin ön seçim kararı, Türkiye siyasetinde ilk defa gerçekleşen bir demokrasi devrimine yol açtı. Bu ülkede ilk defa, parti içi demokrasi bu çapta gerçekleşiyor… Ve bu durum, bazıları için kabul edilebilir değil. Onlar, yani Türkiye’ye tek adamcı, tepeden inme siyaseti dayatmak isteyen zihniyet, ön seçimden çok korktu. Zira, özgürlük ve demokrasi bulaşıcıdır. Biz bu memlekete, özgürlüğü ve demokrasiyi herkese yayılsın diye, her yerine dağılsın diye, bulaşıcı yapmak adına yola çıktık. Milletimize bunu bulaştıracağız. Onlar ülkeyi seçimsiz, sandıksız yönetme hevesleri kursalar da biz, onlara bu fırsatı vermeyeceğiz” ifadelerini kullandı. 

“YENİDEN İKTİDAR OLMAK İÇİN KOLLARIMIZI SIVIYORUZ”

“Demokrasi tarihimizin bu çaptaki ilk büyük önseçimini en yüksek katılımla, en doğru ve en güzel şekliyle tamamlayacağız” diyen İmamoğlu, şöyle konuştu: 
 
“Gerçek bir demokrasi şöleni yaşayacağız ve yaşatacağız. ‘Halksız siyaset’ heveslerini kursaklarında bırakacağız. 23 Mart’ta birliğini, dirliğini sağlamış bir CHP olarak, iktidar yoluna çıkıyoruz. Bu parti, Cumhuriyetimizin kurucu gücüdür. Bu ülkede tiranlık rejimi kurmak isteyenlere, ısrarla ve gururla hatırlatacağız: 600 yıllık bir imparatorluk çökerken, 1923 şartlarında dünyanın en devrimci hareketlerinden birini yaratarak, tüm ezilen halklara ilham veren CHP’dir. Millet iradesine ve vatandaşlık esasına dayalı bir devletin inşa edilmesinde CHP’nin imzası vardır. 1970’lerde rahmetli Necmettin Erbakan’ın liderliğindeki Milli Selamet Partisi’yle koalisyon kurarak, ayrışma yerine birleşmenin mümkün olabileceğini, yine biz gösterdik. Kıbrıs Barış Harekatı’nı yaparak hem müttefiklerimize hem de hasımlarımıza, güç ve kararlılık gösteren devletimizin yönetiminde yine CHP vardı. 1980’den sonra, ne yazık ki aynı kabiliyeti gösteremedik. Milletin kabahatinden değil, kendi eksikliklerimizden iktidar olamadık. O uzun yıllar boyunca, başımızdakiler yüzünden, bu devletin ekonomisi tepetaklak oldu. Köklü kurumları zayıfladı, meclisi işlevsizleşti, adalet sistemi çöktü. Çocuğa mikrofon tutuyorsunuz; adalet istiyor. İşçiye… Adalet istiyor. İş insanına… Adalet istiyor. Bürokrat adalet istiyor. Kadınlar adalet istiyor. Bu ülkede herkes adalet istiyor. Ve şimdi, yeniden iktidar olmak için kollarımızı sıvıyoruz. Yine aynı aşkla ama yenilenen bakışımızla, hep birlikte ayağa kalkıyoruz.”

“NE DEMEK ‘AVUKATA GEREK YOK’”

“Biz başarıya yaklaştıkça, iktidarın da zulmü artıyor. Biz, ‘Milleti birleştirelim, icraatı, hizmeti, liyakati ve refahı yaygınlaştıralım’ dedikçe, iktidarın algı operasyonları peş peşe geliyor. Şimdi de öğrendim ki, çalışma arkadaşlarımızı Emniyet Müdürlüğü’nden arayıp, ‘Savcılık sizi görüşmeye çağırıyor’ diyorlarmış. Arkadaşlarımız, ‘Avukatımı arayıp geliyorum’ deyince, ‘Avukata gerek yok, görüşecek sadece’ diyorlarmış. Ne demek ‘avukata gerek yok’ yahu? Böyle bir uygulama nerede var? Bakın; arkadaşımız avukatla adliyeye gitmekte ısrar edince, daveti yapan polise artık ulaşılmaz oluyor. Telefon numarası, Vatan Caddesi’ndeki Emniyet’e ait. Allah aşkına bu nedir? Ben soruyorum size; bu nedir? Çalışma arkadaşlarımı ne için davet ediyorsunuz? Hani hukuk devletiydik Sayın Adalet Bakanı? Hukukçu kimliğinle sor bakalım, hangi uygulamaya giriyormuş avukatsız savcı görüşmesi. Bunlar iyice şaşırdılar. Bunların yaptıkları, şeytanın aklına gelmez, şeytanın.”

“EKREM İMAMOĞLU KADAR TAŞ DÜŞSÜN BAŞINA SENİN”

“Artık biliyorsunuz; aralarında kimi yol arkadaşım, kimi tanıdığım, kimi hiç tanımadığım bir grup insanın mal varlıklarına, banka hesaplarına el koymuşlar. Yeni bir kumpas dalgasıyla, bana ve arkadaşlarıma itibar suikastı yapmaya çalışıyorlar. Malum şahıs, haftalar önce ne demişti hatırlayın; ‘Turpun büyüğü heybede.’ Şunlara bak şunlara; hükümeti, yargısı kolluğu işi gücü bırakmış, benimle ilgili tertipler peşinde. Tek dertleri var; Ekrem İmamoğlu. Ekrem İmamoğlu kadar taş düşsün başına senin. Akıllarınca beni korkutup, yıldıracaklar. Bu haktan ve hukuktan nasibini almamışların hiçbir saldırısından korkmadım, korkmuyorum, korkmayacağım. Bu gayrı meşru tertipler, beni milletime hizmet etme hedefimden milim saptırmayacak. Sesim kısık diye korkacağımı zannediyorsunuz değil mi? Bunlardan var ya şu saçımın telini yerinden kıpırdatacak kadar korkan, onlar gibi olsun. Gayrimeşru tertipler, beni milletime hizmet etme hedefimden milim saptıramayacak. Ben, yürüdüğüm bu yolda, önce Yüce Allah’a, sonra da milletime güveniyorum. Kumpaslarla, entrikalarla, fitneyle, fesatla kurdukları oyunları başlarına yıkacağız. Millet benimle, millet. Bu millet, haklıyı haksızı ayırt etmeyi iyi bilir. Bu millet, günü geldiğinde ‘Yeter artık’ demesini iyi bilir. Çünkü, temel haklarından vazgeçenlerin ne özgürlüğü ne güvenliği ne de refahı hak etmediğini, en iyi bu millet bilir. O yüzden bu millet büyüktür.”

“HAKSIZ, HUKUKSUZ, GAYRI MEŞRU YOLLARLA EKREM İMAMOĞLU’NU 
YARIŞ DIŞINA ATARSAN, SENİN GİRECEĞİN YARIŞ MEŞRU OLUR MU?”

“Çok net bir şey söylüyorum: Eğer benim arkadaşlarım, en ufak bir haksızlığa veya hukuksuzluğa karışmışsa, gelin bütün dosyaları açın, bütün belgeleri bilgileri açıkça kamuoyu ile paylaşın. ‘Hodri meydan’ diyorum. Elinizde ne varsa, dökün ortaya. Ama öyle içi boş dosyalarla, uydurma gizli tanık beyanları ile değil; mertçe, hakka ve hukuka uygun olarak dökün. Bir derdiniz varsa, ben buradayım; bana gelin. Milletimle beraber, tam karşındayım. Bırak yan yollara sapmayı, bırak milletin banka hesaplarını bloke edip, mağdur etmeyi. Gel, millete gidelim. Amacınızı biliyorum: İstanbul’a, Türkiye’ye hizmet edemeyelim istiyorsunuz. Ekrem İmamoğlu olmadan seçime girmek istiyorsunuz. Haksız, hukuksuz, gayrı meşru yollarla Ekrem İmamoğlu’nu yarış dışına atarsan, senin gireceğin yarış meşru olur mu? Bu millet, sana o yarışı yaptırmaz. Sen öyle bir yarışa sokturmaz. Sadece bu ülke değil, tüm dünya görüyor kirli tertiplerinizi. Bu kurmaca siyaset yöntemleri ve bu yargısal tacizlerle yapılacak seçim ne özgür seçim olur ne de adil seçim. 

“SANDIK GELECEK, BU MİLLET SENİ TIPIŞ TIPIŞ EVİNE YOLLAYACAK”

Kardeşlerim; alenen gördüğünüz gibi her gün, her hafta bize yeni bir sözde suç icat ediyorlar. Oysa ki, 2019’dan beri tek bir suçumuz var: Sandıkta yenilmemek, hep kazanmak. Tek suçumuz bu. Bu suçu işlemeye, seni yenmeye devam edeceğiz. 4 kere yenmiştim, 5’inci kere de yeneceğim. Ne yapsanız nafile. O sandık gelecek, millet seni sandığa gömecek. Sandık gelecek, bu millet seni tıpış tıpış evine yollayacak. Yıkılmayız, korkmayız, yorulmayız. Belki sesimiz kısılır ama bizim sesimiz kısıldığında başka Ekrem İmamoğulları konuşur. Milyonlarca Ekrem İmamoğlu var. Cesaretiniz varsa, karşımıza çıkın. Cesaretiniz varsa, milletin iradesi kararını versin. Hodri meydan.”

“BU ÜLKEDE YA ADALET OLACAK YA SEFALET”

“Bu ülkeyi yönetme sorumluluğunu almak için hazırız. Kendimize güveniyoruz. Bu ülkede ya adalet olacak ya sefalet. Başka bir seçenek yok. Bizim mücadelemiz ve tercihimiz net:
Biz, bu ülkede adalet olsun, bereket olsun ve birlik olsun istiyoruz. Biz, yalnızca bu büyük davaya, bu büyük sevdaya değil, aynı zamanda ülkemizi müreffeh hale getirecek stratejilere ve bu stratejileri hayat geçirebilecek güçlü kadrolara sahibiz. Çalışmaktan yorulmadan, hizmette geri durmadan, sorun yaratarak değil, çözüm üreterek, milletimiz için, milletimizle beraber, büyük bir yolculuğa çıkıyoruz. Çok çalışacağız, akılla çalışacağız, aşkla çalışacağız. Allah’ın izniyle, milletimizin gücü ve iradesiyle hep beraber başaracağız. 23 Mart’ta, hiçbir kayıp vermeden, bir demokrasi şöleni düzenleyeceğiz. Ön seçimde kullanacağınız her oy, demokrasinin, milli iradenin değerini gösterecek ve sandıktan kaçanların uykularını kaçıracak. Ön seçimde, CHP’nin zalimlere karşı nasıl tek yürek, tek bilek olduğunu göstereceğiz.”

“23 MART’TA, TÜRKİYE’NİN GÖZÜ KULAĞI 
CUMHURİYET HALK PARTİSİ’NDE OLACAK”

“Partimizin bütün üyeleri, bütün yöneticileri, yapacağımız ön seçimin ülkenin bugünkü koşulları altında taşıdığı önemi tüm boyutlarıyla anlamak ve hissetmek zorundadır. Benim bu konuda hiçbir kuşkum yok. Söz konusu vatan olduğunda, CHP’liler, bütün teferruatları bir yana bırakır, el ele, kol kola partisine, ülkesine sahip çıkar. 23 Mart’ta, Türkiye’nin gözü kulağı Cumhuriyet Halk Partisi’nde olacak. Bizim kararlılığımızı gören milyonlar, iktidarın artık değişeceğini anlayacak ve rahat bir nefes alacaklar. Vatandaşın ‘hemen seçim’ çağrıları, dalga dalga büyüyecek. Yükü omuzlamanın vakti gelmiştir. Omuz omuza, sırt sırta, kol kola çıkılacak yolculuğun vakti gelmiştir. Sorumluluk almak için hazırız. Kendimize güveniyoruz. Milletimiz umuda muhtaç; ‘yeniden büyük Türkiye’ hayaline açken; bu büyük milletin gençleri, girişimcileri, sanatkarları ve her yaştan fertleri ‘konuşan Türkiye’ özlemiyle yanıp tutuşurken; aklın, bilimin ve devletimizin asırlara dayanan tarih, tecrübe ve birikiminin yolundan ayrılmadan; çalışmaktan yorulmadan, hizmette geri durmadan, mazeret değil, marifet üreterek; sorun değil, çözüm üreterek; Allah’ın verdiği aklı, milletin geleceği için kullanarak; milletimiz için, milletimizle beraber, büyük bir yolculuğa çıkmanın vakti gelmiştir.”

“TÜRKİYE’Yİ İÇİNE DÜŞÜRÜLDÜĞÜ DERTLERDEN KURTARACAĞIZ”

“Çok çalışacağız, akılla çalışacağız, aşkla çalışacağız ve Türkiye’yi içine düşürüldüğü dertlerden kurtaracağız. İsraf, iş bilmezlik ve kibrin sebep olduğu ekonomik krizden; yaşanan derin yoksulluktan; her gün kriz yaratan siyasetten; giderek artan toplumsal çürümeden; adalet, eğitim ve sağlıktaki çöküşten; her yere üşüşmüş mafya ve çetelerden; iş kazasında, yangında, depremde ihmal sebebiyle yaşanan ölümlerden, Türkiye’yi kurtaracağız. Allah’ın izniyle, milletimizin gücü ve iradesiyle, hep beraber bir Türkiye mucizesi gerçekleştireceğiz. 23 Mart, bu yolculuğun ilk kitlesel adımı olacak. O gün biz ne kadar güçlü bir irade ortaya koyarsak, iktidar yolculuğumuz o kadar kısalacak. Benim hiç kuşkum yok, başaracağız. Cumhuriyet Halk Partisi başaracak, Türkiye kazanacak. Milletçe hak ettiğimiz bir geleceğe bir adım daha yaklaşacağız. Tam bir birlik ve dayanışma içinde, çok ve büyük işler başaracağız. Onun için diyorum ki: Kurtuluş yok tek başına, haydi herkes, 23 Mart’ta sandık başına.”

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Politika Haberleri

Deniz Baykal'a kaset kumpasında yıllar sonra flaş gelişme: FETÖ üyesi gözaltına alındı
Mal varlığına tedbir koyulan isimleri açıklayan Terkoğlu: İmamoğlu tarafı iki ayrı koldan operasyon bekliyor
DEM Parti, siyasi partileri ziyaret edecek: Bugün CHP görüşmesi var
AKP’li vekiller bilgi aldı: DEM Parti vekilleri iktidar kulisinde
Ahmet Davutoğlu: Bu sene bütçeden faize 1 triyon 950 milyar lira gitti