Uluslararası gündemden Türkiye-Avrupa Birliği ilişkilerine, depremden İBB’nin İstanbul’daki yeni dönem hizmetlerine kadar farklı konulardaki görüşlerini ve bilgilendirmelerini konuklarıyla paylaşan İmamoğlu, “Biz, seçim kazanmak için değil, vatandaşlarımızın gönlünü ve şehrin geleceğini kazanmak için iş üreten bir ekibiz. Yöneticiler, yaptıklarıyla ve yapmadıklarıyla, şehrin geleceğini çok derinden etkilerler. O nedenle bu sorumluluğun idraki içinde davranmak zorundadırlar. Biz, bu anlayışla, İstanbul’un geleceğinin planlanması konusunda güçlü adımlar atıyoruz. Anlayışımızın temelinde demokrasi ve katılımcılığın olduğunun da altını çiziyorum. Bunu da 5 yıl içerisinde yaptığımız projeler ile kanıtladık. Kısacası biz, halkımıza İstanbul’un muhafızlığını yapmaya söz verdik” dedi.
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, İstanbul’da görev yapan toplam 54 başkonsolos ve vekiliyle Beyoğlu’ndaki Haliç Kongre Merkezi’nde bir araya geldi. Geleneksel olarak düzenlenen ‘Başkonsoloslar Çalışma Toplantısı’nda konuşan İmamoğlu, dünyanın bir “çoklu krizler” dönemi yaşadığına dikkat çekti.
Bu anlamda uluslararası dayanışmanın hiç olmadığı kadar önemli olduğunun altını çizen İmamoğlu, “Daha pandeminin etkilerini atlatamamışken, önce Ukrayna’da sonra Gazze’de patlak veren savaşlar hem binlerce insanın hayatına mal oluyor hem de dünyamızı eşi görülmemiş risk ve istikrarsızlıklara maruz bırakıyor. Ukrayna, Gazze ve İsrail’de sivil insanların hayatlarını kaybediyor olmaları bizi derinden üzüyor. İsrail’in Gazze’de sürdürdüğü orantısız şiddetten en çok kadın ve çocuklar zarar görüyor. Bu durum kabul edilemez! Ukrayna ve Filistin’e insani yardım ulaştırmak konusunda elimizden gelen gayreti göstermeye devam ediyoruz. Barışın bölgemizde tesis edilmesi için sesimizi yükseltmeyi sürdüreceğiz. Bunun için üzerimize düşen her türlü sorumluluğu üstlenmeye hazırız” şeklinde konuştu.
“Türkiye’nin üyelik sürecinin yok edilmesini üzülerek takip ediyoruz”
“Tüm bunlara ilaveten iklim krizinin etkilerini de artık günlük hayatımızda seller, kuraklıklar, orman yangınları ve biyoçeşitliliğin yok olmasıyla doğrudan hissediyoruz” diyen İmamoğlu, İstanbul’un iklim krizinin etkileriyle nasıl mücadele ettiğini anlatmak üzere, yarın Dubai’de devam eden COP28 buluşmasına katılacağını aktardı.
Konuşmasında Türkiye-Avrupa Birliği ilişkilerine de değinen İmamoğlu, “Uluslararası ilişkilerdeki bizim için endişe kaynağı olan bir diğer gelişmeyi de sizlerle paylaşmak isterim. Avrupa Birliği’nin genişleme politikaları tartışılırken, Türkiye’nin adının geçmemesini, 60 yıldır süregelen diyaloğa ve 20 yılı aşkındır devam eden üyelik sürecinin yok sayılmasını üzülerek takip etmekteyiz. Türkiye’nin demokratik potansiyeli, İstanbul’un yönetim anlayışında yaşatılıyor. Demokrasiye inanan milyonlarca genç insan ve her türlü zorluğa rağmen ayakta kalan sivil toplumu ile Türkiye’de demokrasi aktif olarak pratik edilmektedir” ifadelerini kullandı.
“2023 bizim için derslerle dolu bir yıl oldu”
Türkiye’nin 2023 yılına deprem felaketi ile başladığını hatırlatan İmamoğlu, “2023 senesi, bizim için hüzünlü ve bir o kadar da derslerle dolu bir yıl oldu. Genel seçimlerdeki yenilgimiz, üyesi olduğum Cumhuriyet Halk Partisi’nin içinde değişim yolculuğunu başlatmıştır. Özetle; Cumhuriyetin 100’üncü senesini kutladığımız 2023, bizim için zorluklarından öğrenip, kendimizi sorguladığımız ve yeniden tanımladığımız öğretici bir yıl oldu. 2024’ün ilk günlerinden itibaren, Mart ayındaki yerel seçimlere giderek daha fazla odaklanacağız” dedi. “Bu vesileyle, iki senesi pandemi ile geçen 5 yıllık görev süremiz içerisinde, değişim İstanbul’dan nasıl başladı, size kısaca bundan bahsetmek isterim” diyen İmamoğlu, şunları söyledi:
“İBB tarihinde ilk defa 29 alanda proje gerçekleştirdik”
“16 milyon İstanbulluya, yaklaşık 90 bin kişilik kadromuz ile gece-gündüz hizmet veriyoruz. 2019 Haziran ayından bu yana enflasyonun yarattığı fiyat artışından kaynaklanan ilave maliyetler var. Girdi maliyetlerimizde, işçilik maliyetlerimizde, yapım maliyetlerimizde nereden baksanız 4-5 kat artış oldu. Ancak bu anormal seviyedeki kur ve fiyat artışlarına rağmen, akılcı finansal yönetim sergileyerek, İstanbul’un her yerinde ciddi ve büyük yatırımlar yapmaya devam ediyoruz. İBB tarihinde ilk defa 29 alanda proje geliştirdik. Bunlardan biri çiftçiler için geliştirdiğimiz destek projeleri oldu.
Bu verdiğimiz destekler sayesinde, 4 yıl içinde İstanbul ve çevresindeki çiftçi sayımızı 10 kat arttırdık. İstanbul’a kazandırdıklarımızın en başında, ‘Yeşil İstanbul’ iddiamız ile başlattığımız sayısız proje var. İstanbul’u devir aldığımızda, şehrin yeşil alanları ve ormanları imara açılmıştı. 2000-2018 yılları arasında orman alanları yüzde 10’a yakın azalmıştı. Aynı zamanda bu dönemde, İstanbul’da inşaat sahaları yaklaşık 7 katına çıkmıştı. Biz, bu 5 yılda tek bir parseli dahi imar artışı için Meclis gündemine taşımayan, taşındığında da ona dava açan bir yönetim olduk.”
“2019’dan beri 10 milyon metrekare kent ormanı ve şehir parkları açtık”
“2019’dan beri, 10 milyon metrekareyi aşan yeni kent ormanı ve şehir parkları açtık. Bunlar arasında 15 Yaşam Vadisi de bulunuyor. Ayrıca, 4 milyon metrekarenin üzerinde yeşil alan oluşturduk. Bizim için en anlamlı projelerden birisi, geçtiğimiz ay, Sarıyer’de Büyükdere’de 27 senedir terk edilmiş bir alanı, 250 bin metre büyüklüğündeki Atatürk Fidanlığı’nı İstanbullulara geri kazandırmak oldu.
Bunlara ilaveten, son dönemde, iki çok önemli sürdürülebilir eylem planına imza attık. Bunlardan birisi EBRD’nin (Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası) ‘Yeşil Şehirler Eylem Planı.’ EBRD’nin çalıştığı 47 şehrinden biri ve ölçek olarak en büyük şehir olduk. Diğeri ise, kendi bünyemizde geliştirdiğimiz ‘İstanbul Sürdürülebilir Enerji ve İklim Eylem Planı.’ Kısacası biz halkımıza İstanbul’un muhafızlığını yapmaya söz verdik.”
Hızray’ı tanıttı
“İstanbul’un metro projelerine ağırlık vermemizin en büyük nedenlerden biri de çevrenin korunması üzerindeki olumlu etkileri. İstanbul’un kamusal otobüs işletmesi İETT, günde 4 milyon otobüs ve metrobüs yolculuğunu yönetiyor. Aynı zamanda toplu taşıma kullanıcılarının yüzde 77’si İETT’nin hizmetlerini kullanıyor. 2050’ye kadar İstanbul’u karbon nötr ve iklim değişikliğine dayanıklı bir şehir haline getirmek için, sürdürülebilir şehir içi hareketliliği sağlamamız şart. Bu nedenle, odak noktamız İstanbul’u ray temelli bir şehir altyapısına kavuşturmak.
Son beş yılda raylı ağ sistemimizde 65 kilometreden fazla artışla yıllık ortalama 13 kilometrelik bir büyüme kaydettik. Bu tamamen belediyemizin finanse ettiği bir büyümedir. En iddialı projelerimizden biri ise, yeni nesil, ekspres metro olarak tasarladığımız HIZRAY. Tam 74,5 kilometre uzunluğunda olacak ve tümü yeraltı olmak üzere, 13 istasyondan oluşacak. Yüksek hıza sahip olan HIZRAY, Beylikdüzü’nden Sabiha Gökçen Havalimanı’na 55 dakika gibi bir sürede ulaşım sağlayarak, günde ortalama 1,5 milyon, yılda yaklaşık 550 milyon yolcu taşıyacak. HIZRAY, Avrupa ve Anadolu yakasındaki mevcut ve yapımı devam eden metro hatlarını doğu-batı ekseninde birbirine bağlayarak, mevcut metro hatları arası yolcu transferini en kısa ve kolay şekilde sağlayacak.”
“Peki bu projeleri nasıl finanse ediyoruz?”
“Peki bu projeleri nasıl finanse ediyoruz? Bu konuda önemli kazanımlar elde ettik ve etmeye devam ediyoruz. Son olarak, çevreye duyarlı projelerimizi gerçekleştirmek için, geçen hafta 5 yıl vadeli toplam 715 milyon ABD Doları tutarındaki Türkiye’nin ilk yerel yönetim yeşil tahvilini Londra Borsası’nda ihraç ettik. Gün sonuna kadar İBB’nin tahviline 2,6 milyar dolar talep geldi. Londra piyasalarında 2023 yılının talep rekorunu kırdık.
İstanbul’un uluslararası bir marka olduğunu şehir diplomasisi platformlarında da deneyimliyoruz. Kurucusu ve daimi sekreteri olduğumuz ‘B40 Balkan Şehirleri Ağı’, ilk başladığından bu yana bünyesine 55 Balkan şehrini katmayı başarmıştır. İstanbul’dan sonra Dönem Başkanlığı’nı yürüten Atina, Ocak ayında görevini Tiran’a devredecek. 2023 Ekim ayında ise dünyada ilk kez gerçekleştirilen Megaşehirler Zirvesine İstanbul ev sahipliği yapmıştır. 9 megaşehrin katıldığı bu ilk toplantıda şehir hizmetlerinin finansmanı konusunda iyi uygulamalarımızı paylaştık. Bir sonraki toplantının Sao Paolo’da gerçekleşmesi öngörülüyor. Her iki şehir diplomasi platformunun liderliğini yapmak, uluslararası dayanışmanın ne kadar önemli olduğunu tekrar hatırlatmıştır.”
“Sizleri bu şehrin ayrılmaz bir parçası olarak görüyorum”
“3 kadim imparatorluğa başkentlik yapmış, farklı medeniyetleri ve kültürleri bünyesinde mozaik haline getirebilmiş eşsiz bir şehirde, birlikte yaşıyoruz. Aslında bu tarihi mirasın önemli bir sonucu olarak şehrimiz, uluslararası etkileşimlerin tam da merkezinde yer alıyor. İstanbul’un bu uluslararası yönünün öne çıkarılması gerektiğine inanan bir Belediye Başkanı olarak ben, açıkçası sizleri bu şehrin ayrılmaz bir parçası olarak görüyorum.
Bu nedenle sizlerin ve temsil ettiğiniz ülkelerin İstanbul’da yaşam alanı bulmasını ve İstanbulluların hayatlarına dokunmalarını oldukça önemsiyorum. Biz bu kapsamda, milli günlerinizde ve diplomatik faaliyetlerinizde kullanmak üzere bünyemizde bulunan Yerebatan Sarnıcı, Artİstanbul Feshane, Metrohan ve Pembe Köşk gibi tüm tarihi mekanlarımızı, köşklerimizi sizlerle paylaşmaktan büyük bir mutluluk duyuyoruz.”
“Güçlü adımlar atıyoruz”
“Biz, seçim kazanmak için değil, vatandaşlarımızın gönlünü ve şehrin geleceğini kazanmak için iş üreten bir ekibiz. Yöneticiler, yaptıklarıyla ve yapmadıklarıyla, şehrin geleceğini çok derinden etkilerler. O nedenle bu sorumluluğun idraki içinde davranmak zorundadırlar. Biz, bu anlayışla, İstanbul’un geleceğinin planlanması konusunda güçlü adımlar atıyoruz. Anlayışımızın temelinde demokrasi ve katılımcılığın olduğunun da altını çiziyorum.
Bunu da 5 yıl içerisinde yaptığımız projeler ile kanıtladık. İnsanı odağına alan, 20 milyona yakın insanın eşit hizmet aldığı bir megakentte, onların ve çocuklarının gelecekteki yaşamlarını da garanti altına alabilecek bir yönetim anlayışına sahibiz. Ve bunun için çalışmaya devam edeceğiz. 2024 yılının tüm dünyaya ve sizlere huzur ve refah getirmesi dileğiyle, katılımınız için içten teşekkürlerimi sunuyorum.”