İHD Eş Genel Başkanı Eren Keskin, "Fatih Altaylı, kim güçlü ise her zaman onun tarafındadır. Esas olarak da bu coğrafyada güçlü olan her zaman gerçek ve kendisini derinlerde gizleyen çekirdek devlet yapısı olduğu için her zaman Fatih Altaylı o gerçek devletin yanındadır" ifadelerini kullandı.
Eski CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, kendisine yönelik sert eleştirilerde bulunan Fatih Altaylı’ya verdiği yanıtta, "İnsan Hakları Derneği Başkanı bir Hanım için 'Gördüğüm yerde cinsel tacizde bulunmazsam namerdim' diyen namert kadın düşmanı" demişti.
Eren Keskin, Yeni Yaşam'da yayımlanan yazısında, Kemal Kılıçdaroğlu’nun kendisinden söz ettiğini belirterek, Fatih Altaylı ile ilgili yaşadıklarını şöyle anlattı:
"2002 yılıydı, Almanya’da kadınına yönelik şiddet konulu bir konferansa davet edilmiştim. Benim konum devlet kaynaklı cinsel işkenceydi ve konuşmacılardan biri de İstanbul Üniversitesi Kadın Hakları Merkezi’nden Prof. Necla Arat’tı. Ben konuşmamda, 90’lı yıllarda, Kürdistan’da, kadına yönelik cinsel işkencenin bir devlet politikası olarak uygulandığını anlatıyordum. Konuşmam sırasında şunu söyledim, ‘Birçok kadın, yaşadığı cinsel işkenceyi anlatmıyor, çünkü utanıyor, korkuyor, yalnızlaşmaktan tedirginlik duyuyor. Birçok nedenle açıklamıyor, açıklayan ve suç duyurusunda bulunmayı kabul eden kadınlar da polisler hakkında daha rahat suç duyurusunda bulunuyorlar. Militarizmin bu kadar güçlü yaşandığı bir coğrafyada, askerleri şikayet etmek çok kolay olmuyor ama bölgede kadına yönelik cinsel işkence faili söz konusu olduğunda, askerlerin sayısı polislerden daha fazla.’
Söylediğim şey buydu aslında. Sözlerimin içinde Fatih Altaylı’nın dediği gibi -Türk askeri tecavüzcüdür- gibi bir cümle tabii ki yoktu. Ama benim bu konuşmayı yaptığım sırada kendisini feminist olarak tanımlayan Necla Arat birdenbire ayağa kalkarak “ben askerime laf söyletmem” diye bağırdı. Bunun üzerine, konuşma yaptığımız salon birbirine girdi, panel sona ermek zorunda kaldı. Ben ertesi gün Türkiye’ye döndüm. Uçaktan indiğimde korkunç bir gazeteci kalabalığının bize doğru geldiğini gördüm. Benim önümde, aynı uçakta olduğumuz ve burun ameliyatı olmuş bir kadın şarkıcı vardı. Ben gelenlerin paparazziler olduğunu düşünüp, şarkıcı kadınla konuşacaklarını düşünürken, kadın önümden geçti gitti, bütün gazeteciler beni durdurdular. 'Siz Türk askerine hakaret mi ettiniz Eren Hanım? Türk askerine tecavüzcü mü dediniz? Siz Kürdistan mı dediniz?' diye, bir soru bombardımanı altında kaldım. Bu soruların neden sorulduğunu bilmediğimi, daha sonra açıklama yapacağımı söyleyerek oradan ayrıldım.
Bir sonraki gün Hürriyet gazetesinde 8 sütuna manşet bir haber gördüm, Türk ordusuna tecavüzcü dedi, diye. Ofise geldiğimde de bir arkadaş aradı ve Fatih Altaylı’nın benim hakkımda, Radyo D’de, cinsel taciz içeren söylemlerde bulunduğunu anlattı. Ve aynı gün Genelkurmay Başkanı ve Necla Arat’ın benim hakkımda suç duyurusu yaptıklarını öğrendim. Aslında benim hakkımda organize bir suçlama olduğunu da böylece anlamış oldum."
"Fatih Altaylı her şeyden önce bir kadın düşmanıdır"
Fatih Altaylı’nın yaptığı haber nedeniyle aylarca sürekli tehdit edildiğini, sokağa yalnız çıkamadığını söyleyen Keskin, şöyle devam etti:
"İşte tam da bu günlerde çok da konuşmak istemediğim bir konuyu yeniden gündeme getiren ilginç bir şekilde Kemal Kılıçdaroğlu oldu. Ben bu coğrafyada gerçek muhalefetin sadece resmi ideolojiyi eleştirmekle olabileceğine inanıyorum. Her zaman söylediğim gibi aralarındaki her türlü kavgaya, çıkar çatışmasına rağmen kişisel olarak görüşüm Kemal Kılıçdaroğlu, Özgür Özel ya da Fatih Altaylı aynı taraftadırlar.
Fatih Altaylı, kim güçlü ise her zaman onun tarafındadır. Esas olarak da bu coğrafyada güçlü olan her zaman gerçek ve kendisini derinlerde gizleyen çekirdek devlet yapısı olduğu için her zaman Fatih Altaylı o gerçek devletin yanındadır. Bu nedenle bir kez daha Fatih Altaylı’ya muhalefet, muhalif ya da demokrat kimliği yakıştıranlara hatırlatmak için bu yazıyı yazma gereğini hissettim. Fatih Altaylı benim için her şeyden önce bir kadın düşmanıdır."