Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, CHP’ye yönelik “Bizi yurtdışına şikâyet ediyorlar” söylemini sürdürüyor. Özellikle 19 Mart’tan sonra tonu artan bu söyleme, CHP Dış Politika Koordinatörü İlhan Uzgel, kapsamlı bir yanıt verdi. Cumhuriyet’e konuşan Uzgel, "Batılı ülkeler zaten ülkedeki durumun farkındalar. Türkiye’de hukuk devletinin kalmadığını, güçler ayrılığının bittiğini ve hukukun araçsallaştırıldığını herkes biliyor. Biz bunları onlara neden bir kere daha anlatalım ki. Biz demokratik güçlerin yükselişte olduğunu anlatıyoruz" dedi. Uzgel, Eurofighter sürecinin arka planını da aktardı.
19 Mart’ta İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınarak tutuklanmasının ardından CHP, yaşananları bütün dünyaya duyuracağını ilan etmişti. Cumhurbaşkanı Erdoğan ise, “CHP bizi dünyaya şikayet ediyor” şeklinde bir söylem kurmuştu. Erdoğan önceki günkü kabine toplantısından sonra da “Ana muhalefet partisi genel başkanının kameralar önünde şikayet ettiği ülkesine kapalı kapılar ardında sahip çıktığını iddia etmesi şayet doğruysa, muhalefetin yerlileşmesi ve millileşmesi adına elbette kıymetli bir adımdır” açıklamasını yapmıştı. CHP Dış Politika Koordinatörü İlhan Uzgel, Erdoğan’ın bir süredir kullandığı bu sözlere yanıt verdi.
‘ŞİKÂYET ETMEYE İHTİYAÇ YOK’
Uzgel, CHP’nin Türkiye’nin kurucu partisi olduğunu, CHP’den daha ‘yerli ve milli’ parti bulunamayacağını söyledi. Partisinin yurtdışında ne Türkiye’yi ne de Erdoğan’ı kötülediğini belirten Uzgel, bunun sebeplerini saydı. “İlk olarak buna ihtiyaç yok” diyen Uzgel, “Türkiye demokrasi endeksinde 103. sırada, bazı Afrika ülkelerinin arkasında kaldık. Enflasyonda da benzer bir hâldeyiz. Türkiye’yi takip eden muhataplarımız, Almanya, Fransa gibi Batılı ülkeler zaten ülkedeki durumun farkındalar. Türkiye’de hukuk devletinin kalmadığını, güçler ayrılığının bittiğini ve hukukun araçsallaştırıldığını herkes biliyor. Biz bunları onlara neden bir kere daha anlatalım ki” sözlerini kullandı. Yurtdışına şikayet etmenin etik olarak da doğru olmadığını söyleyen Uzgel, “Bize, sanki destek arıyormuşuz gibi bir imaj yaratılmaya çalışılıyor, bu doğru değil” dedi. Peki CHP, yurtdışı temaslarında muhataplarıyla ne konuşuyor?
‘DEMOKRATİK GÜÇLERİN YÜKSELİŞTE OLDUĞUNU ANLATIYORUZ’
Dünyada yükselen sağ popülizmin aksine Türkiye’de demokratik güçlerin ivme kazandığını vurgulayan ve muhataplarıyla bu durumu paylaştıklarını ifade eden Uzgel, “Rejime karşı bu kadar yoğun bir miting serisi ve gece mitingleriyle süren ısrarlı bir mücadele dünyada çok fazla yok. Dolayısıyla dünyada otoriter dalgaya karşı bir direniş varsa Türkiye bu direnişin ana eksenini oluşturuyor” dedi. Uzgel, tıpkı otoriter ülkelerin kendi içlerinde işbirliği yaptığı gibi, demokratik güçlerin de bir işbirliği içinde olması gerektiğini muhataplarına aktardıklarını söylerken, meselenin ‘destek isteme’ değil, ‘dayanışma’ olduğunun altını çizdi.
EUROFİGHTER'LAR NASIL ALINDI?
İlhan Uzgel öte yandan, Eurofighter sürecini de Cumhuriyet’e anlattı. Türkiye’nin savaş uçağı filosunu yeterince güçlendiremediğini belirten Uzgel, “Bölgemizde jeopolitik gerilimler var. Eurofighter’lar şu an acil ihtiyaçsa biz burada devreye girdik. Özellikle Almanya burada bir engeldi ve Alman muhataplarla yaptığımız görüşmelerde bu konuyu hem Maliye Bakanı hem Sosyal Demokrat Parti Başkanı hem de Savunma Bakanı’na dile getirdik” dedi. Uzgel, “Türkiye’nin sorumlu bir partisi, ana muhalefet partisi olarak, CHP’ye yönelik operasyonlarla Eurofighter satışının ilişkilendirilmemesi gerektiğini söyledik. Yoksa gerisi bizim alanımızda değil, devlet adına bir müzakere yürütme yetkimiz de yok, biz de bu sınır içinde hareket ettik” sözlerini kullandı.