Ekrem İmamoğlu’nun kurultay konuşması iktidar bildirisi gibi: “Yeni bir Türkiye tahayyülü üretmeliyiz. Dostun da düşmanın da gözü üzerimizde”

Ekrem İmamoğlu, kurultayda yaptığı konuşmada; Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik, sosyal ve siyasal sorunlara değinerek, CHP'nin demokratik, katılımcı ve özgürlükçü yapısının ülkeyi bu sorunlardan kurtaracak tek güç olduğunu vurguladı. İmamoğlu’nun Kurultay konuşması bomba etkisi yarattı. Türkiye’nin dört bir yanından İmamoğlu’nu arayan CHP’liler “İşte bunu bekliyorduk” mesajı verdi.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve Türkiye Belediyeler Birliği Başkanı Ekrem İmamoğlu, CHP kurultayında iktidar bildirgesi gibi bir konuşma yaptı. İmamoğlu'nun konuşması partililer tarafından ayakta alkışlandı.

İmamoğlu konuşmasında "CHP değişirse Türkiye değişir" diyerek hedeflerinin iktidar olduğunu söyledi.

İşte İmamoğlu'nun efsane konuşmasının tam metni:

BİZLER, HEP BERABER ANADOLU’YUZ, TÜRKİYE’YİZ

Bugün dünden daha demokratik, daha katılımcı, daha özgürlükçü bir partiye uyandık.

Bugün artık iktidar olmaya daha yakınız. Bir kez daha partimizin iktidarı ne kadar hak ettiğini gösteren demokratik bir kurultay yaşadık.

CHP Türkiye’nin en demokratik, en katılımcı, en özgürlükçü partisidir.

Türkiye’yi de daha demokratik, daha özgür, daha eşit kılacak olacak olan parti biziz.

Bugün bu salonda, Türkiye’nin dört bir tarafından gelen ve partimizi daha demokratik daha özgür, daha katılımcı yapan iradenin sahibi yoldaşlarımla, arkadaşlarımla beraber olmanın mutluluğunu ve heyecanını taşıyorum.

Bizler, hep beraber Anadolu’yuz, Türkiye’yiz. Bizler ülkemizin muasır medeniyet kaderine inanmış evlatları, onun bekçisi, geleceğiyiz.

Ülkemizi ve insanımızı tanıyoruz, sorunlarını biliyoruz.

Çünkü doğudan batıya, memleketin her köşesinde vatandaşlarımızın arasındayız, onlarla nefes alıyoruz. 

Bu anlamda, sizleri gördüğüm zaman, Türkiye’yi görüyorum, 86 milyonu görüyorum...

Hoş geldiniz.

...

Sevgili yol arkadaşlarım,

Maalesef ülkemiz büyük sorunlarla karşı karşıya.

Çok ama çok büyük sorunlarla...

Cumhuriyetin ikinci yüzyılına, köklü kurumları zayıflamış bir devletle, işlevsizleşmiş bir meclisle, çökmüş bir adalet ve eğitim sistemiyle, demokratik dünyadan uzaklaşmış bir ülkeyle, yarısı yoksulluk sınırının altına mahkum edilmiş bir nüfusla girdik.

Bu büyük ülkede hiç kimse yaşadığı hayattan memnun değil, hiç kimse başına gelenleri hak etmiyor.

İktidar iş başına geldiği günden beri ülkenin ana motor gücü orta sınıfı yok etti, milletin evlatlarını perişan etti, ulusal varlıklarımızı heba etti...

Çiftçi ülkenin dört bir yanında isyanda...

Mahsulü para etmiyor...

Üretici borcun altında eziliyor, iflas ediyor...

Bu iktidar ne başardı biliyor musunuz? Binlerce yıldır insanlık için daima bir bereket bölgesi olmuş bu güzide memleketi, gıda enflasyonunda dünya birincisi yapmayı başardı...

Halk ay sonunu nasıl getireceğini kara kara düşünüyor...

Meyve sebze alırken bile zorlanıyor. Evde çorba kaynamıyor..

Ömrünü çalışarak geçirmiş milyonlarca emekli ailesi perişan, maruz bırakıldığı hayatı hazmedemiyor...

Gençler mülakatlarda dışlanmayı, kayırmacılığı görüyor, gelecekleriyle oynandığına şahit oluyor... Ülkelerinde bir gelecekleri olacağına inanmıyor.

Başka ülkelerde bir hayat ve gelecek hayali kuruyor...

Sınırlarımız tam bir eleğe dönmüş durumda. Çökmüş devletlerin vatandaşlarına ülkeye giriş ayrıcalığı veriliyor. Hangi pazarlıklarda veriyorlar bilmiyoruz. Dahası vatandaşlığımız para ile satılıyor.

MİLLETİN BU İKTİDARDAN UMUDU KALMADI

Kıymetli arkadaşlarım,

Ziyaret ettiğimiz her ilde, her ilçede milletin iktidardan ümidinin kalmadığını görüyoruz...

Milletimiz ülkeyi bu hale getirenlerin çıkış yolu sunamayacağını her geçen gün çok daha iyi anlıyor.

Dostlarım,

Demokrasimiz tehdit altında...

Ekonomimiz tehdit altında...

Geleceğimiz tehdit altında...

Bunu kabul edemeyiz!

Bu gidişatı kanıksayamayız!

Bu kahredici tabloyu değiştirebilecek bir tek güç var...

O da sizlersiniz, bizleriz!

KURULUŞ’UN PARTİSİ, ŞİMDİ ADİL, EŞİT, ÖZGÜR, ÜRETEN VE HAKÇA PAYLAŞAN, BARIŞ İÇİNDE GÜÇLÜ VE MUTLU YAŞAYAN TÜRKİYE’Yİ BİR KEZ DAHA VE YENİDEN İNŞA ETMELİDİR

Kurulduğu günden beri Türkiye’de medeniyetin, kalkınmanın ve bereketin timsali olmuş Cumhuriyet Halk Partililer...

Türkiye uzun zamandır borçla büyüyor, krizlerle sarsılıyor, dünyanın ilerleyişi karşısında geride kalıyor.

İlk yapmamız gereken şey her yaştan her kesimden vatandaşlarımızı dikkat ve empatiyle dinlemektir.

Millete kulak verdiğimizde duyduğumuz şudur:

“Biz zengin, güçlü, itibarlı bir ülkede özgürlük ve refah içinde yaşamak istiyoruz”.

Görevini kurucularından alan partimiz yeni dönemde ilhamını da işte halkın bu beklentisinden almalıdır!

Kuruluş’un partisi, şimdi adil, eşit, özgür, üreten ve hakça paylaşan, barış içinde güçlü ve mutlu yaşayan Türkiye’yi bir kez daha ve yeniden inşa etmelidir.

Kimsenin kuşkusu olmasın...

Edeceğiz!

Görevimiz ağır, sorumluluğumuz büyük olsa da bunu başarabilecek gücümüz var, kadromuz var, irademiz ve heyecanımız var.

Bizim için anahtar sözcükler değişim ve yeniden inşadır.

Biliyoruz, değişmeyen tek şey, değişimin kendisidir.

101 yıl önce mazlumlara ilham kaynağı olduğu gibi bugün de, takip eden değil, yol açan - yol gösteren olmalıyız, yine ilham olmalıyız.

Değerli dava arkadaşlarım,

İşte bu nedenlerle, 4 ve 9 Eylül tarihleri arasında geçmişten devraldığımız önemli bir tarihsel misyonun ayak izleri üzerindeyiz.

4 Eylül 1919 tarihli Sivas Kongremizin 104’üncü yılını şerefle, onurla kutladık.

Samsun’dan Erzurum’a, Erzurum’dan Sivas’a, Sivas’tan Ankara’ya, ebedi Başkomutanımız Kurtuluş Savaşını milletle beraber kazanmanın taşlarını döşedi.

Ne yapıyorsa millet için, milletle beraber yaptı.

Ruhu şad olsun, minnetle, şükranla anıyorum.

Aynı irade, akıl ve yürek, 9 Eylül’de, yani Cumhuriyet’in ilanından 44 gün önce, Cumhuriyet Halk Partisi’ni kurdu.

Bizi bir araya getiren ve her birimizin hayatına büyük bir anlam ve sorumluluk katan bu Ulu Çınar’ın 2 gün sonra, 101 inci kuruluş yıldönümünü kutlayacağız.

Hepimiz gölgesindeyiz, gölgesinde olmaya devam edeceğiz...

Kutlu olsun!

HEDEFİMİZ İKTİDAR!

Dün Tüzük Kurultayımızı gerçekleştirdik.

Bugün Program Kurultayı sürecini başlatıyoruz.

Bu program şimdiye kadarkilerden farklı bir öneme sahip.

En son 2008’de program kurultayı yapılmıştı.

Onun üzerinden çok şey geçti, o köprünün altından çok su aktı.

Dünya değişti, Türkiye değişti, CHP değişti.

Hedefimiz iktidar.

Artık her adımımızın bu hedefle bir ilgisi var.

Her CHP’linin; genel başkan, MYK üyesi, belediye başkanı, milletvekili, il ilçe yöneticisi, delege ya da üye, her birinin artık her kararında, her adımında kendisine sorması gereken tek bir soru var:

Bu kararım, bu adımım bizi iktidara yaklaştırıyor mu, iktidar hedefine bir katkı yapıyor mu, bir zararı var mı?

Artık her birimiz bir diğerini, en yukarıdan en aşağıya bu kriterle ölçmesi gerekiyor.

Hep şu soru zihinlerde yankılanmalı:

“Bu yaptığım bizi iktidara yaklaştırıyor mu?”

Bu soruyu kendine her gün değil, ibadet eder gibi günde 5 kere sorması gerekenlerse belediye başkanlarımızdır.

31 Mart seçimlerinde 400’den fazla belediye kazandık.

Seçimlerden elde ettiğimiz bu başarıda pek çok faktörün aynı anda çalışması önemli oldu.

Önümüzdeki seçimlerde aynı faktörlerin aynı şekilde etki edip etmeyeceğini bilemeyiz.

Unutmayalım ki 2019’dan sonra da başta Ankara ve İstanbul olmak üzere 11 büyükşehri kazanmanın yarattığı heyecanla, genel seçimlerin de kolayca kazanılabileceğine dair bir algı oluşmuştu.

Maalesef bu yanlış algının, bu hayalciliğin çok zararını gördük.

Artık çok iyi biliyoruz ki her seçim ayrıdır, her seçim sürprizlerle doludur...

Ama her seçimi kazanmak için ortak akılla hareket etmek şarttır. 

Bize seçimi kazandıracak doğru kararları tüzüğümüzün öngördüğü en demokratik ve katılımcı süreçleri işleterek; ortak akılla alabiliriz.

MİLLET İCRAATÇI LİDERLER İSTER, İCRAATÇI YÖNETİMLER İSTER

Sevgili arkadaşlar,

Türkiye toplumu seçtiklerinden icraat bekler. Bu her zaman böyledir. Her ülkede böyledir.

Millet icraatçı liderler ister, icraatçı yönetimler ister.

Neden istemesin ki? Siyaset dediğiniz ortalama bir yurttaş için kendini güvende, özgür ve refah içinde hissetmesini sağlayacak bir yönetim arayışı demek değil midir?

Bizim işimiz bugün belediyelerde, yarın ise iktidarda yurttaşa istediği adaleti, refahı, huzuru ve güvenlik duygusunu verebilmektir.

İşimiz zor değil.

Aklın ve bilimin rehberliğinde çok çalışmamız, titiz çalışmamız, disiplinli çalışmamız ve ahlaklı çalışmamız gerekiyor sadece.

Biz de bu memleketin aklın ve bilimin rehberliğinde çalışkan, disiplinli, titiz, ahlaklı insanları değil miyiz?

Yapmamız gereken iki şey var sevgili yol arkadaşlarım.

Millet bize yerel seçimlerde dedi ki:

“Şehirleri sizin adaylarınızın daha iyi yöneteceğine inanıyorum. O yüzden belediyeleri size emanet ediyorum”.

Fakat seçmen henüz bize “Ülkeyi sizin daha iyi yöneteceğinize inanıyorum” demedi.

Seçmen bize bunu demeden önce iki şeye bakacak.

Birincisi; bize güvenip de emanet ettiği belediyeleri nasıl yönettiğimize bakacak.

Belediyeleri iyi yönetemediğimize kanaat getirirse iktidarı bize vermez

Bugün belediye başkanı olmuş her arkadaşım bilmelidir ki, omuzlarında sadece belediyelerinin iş yükü yok...

Aynı zamanda partimizin seçmenden iktidar vizesi alma sorumluluğu da bizim omuzlarımızda.

İstanbul’dan Adıyaman Besni’nin Şambayat Beldesine...

Ankara’dan Adana Yüreğir İlçesine...

İzmir’den Erzurum’un Şenkaya İlçesine kadar...

En küçük beldeden en büyük şehirlere her belediyemiz mercek altındadır.

Belediyelerimizin başarısı iktidar yolunda bizler için bir kaldıraç, başarısızlığı ülkemizin geleceğine dolanacak taş olacak.

İkinci konu iktidarımızda yurttaşlarımızın daha iyi bir hayatının olacağına ikna etmemizdir.

Bunun için “yeni bir Türkiye tahayyülü” üretme vakti gelmiştir.

Dünya köklü bir değişimden geçiyor...

Haritalar değişiyor, güç dengeleri değişiyor...

Bölgesel dinamikler değişiyor, ekonomik paradigmalar değişiyor.

Türkiye değişen dünyada yeni bir yer arıyor.

Partimizin içine kapanmadan hem ülkemizde hem küresel düzeyde düşünce kuruluşlarından akademiye, kanaat dünyasından sivil topluma, iş dünyasından emek dünyasına ve sosyal hareketlere kadar her alanda yeni bir hikaye yazmak için ortak akıl toplama vakti gelmiştir.

Milletin bildiğini millete anlatma zamanları geçmiştir.

Millete daha fazla “nasıl da geçinemediğini” anlatamayız...

İyi geçinememesinin müsebbibinin kim olduğunu anlatmanın da bir önemi kalmadı.

Milletle buralarda el sıkıştık, anlaşma tamam.

El sıkışmamız gereken bir konu kaldı.

Milleti içine düşürüldüğü biçare durumdan biz çıkarırız.

İşte, millet henüz buna “evet” demedi.

YENİ BİR VİZYON VE YENİ BİR HİKAYE

Bu yüzden artık millet için “yeni bir vizyon” ve “yeni bir hikaye” tarif edecek siyaseti üretmenin zamanı gelmiştir.

“Yeni ülke tahayyülünü” millete anlatma vakti gelmiştir.

Türkiye’nin ve dünyanın en iyi uzmanlarını, en iyi araştırmacılarını, en iyi kanaat önderlerini, siyasi kadroların en iyisini, siyasetin en doğrusunu  CHP ile buluşturmalıyız.

Türkiye’nin ve dünyanın ortak zekasını halkımıza yeni bir iktidarın müjdesini vermek için bir araya getirmeli, birlikte çalışmalıyız.

Yeni programla halkımıza şu sözü vermeliyiz:

“CHP halkın yegane dayanağı, mağdurların sözcüsü, kapsayıcı, reformcu, icraatçı ve halkçı bir partidir. İkinci yüzyılda ülkeyi, tıpkı ilk yüzyılda kurucu liderlerimizin yaptığı gibi, sıçrayarak kalkındıracak, zenginleştirecek ve demokratikleştirecektir.”

Bu hepimiz için ertelenemez en önemli görevdir.

Duygumuzu, düşüncemizi birbirimize aktaracak ve ortak aklı çalıştıracağız.

HERKESİN GÖZÜ BURADA!

Kıymetli yol arkadaşlarım, sevgili kardeşlerim,

Dostun da düşmanın da gözü burada.

Buradan öyle bir çıkmalıyız ki iktidar yolumuz açık, yükümüz hep beraber omuzlanmış olsun.

Buradan öyle bir çıkalım ki, bizi çare olarak gören gözü yaşlı analarımızın, memleketine tutunmak isteyen gençlerimizin gönlü ferahlasın.

Toprağından kopmaya yüz tutmuş çiftçimizin, asgari ücrete mahkum edilen emekçinin, haysiyet mücadelesi veren emeklimizin umudu tazelensin...

Buradan öyle bir çıkalım ki, 101 yıl sonra bir kez daha büyük bir sıçrama yapacak azim ve iradede birleşelim...

Buradan öyle bir çıkalım ki, yıllardır bu partiyi karıştırmak için her türlü imkanı kullananların, yakın çevrelerine özel televizyonlar kurduranların, trol orduları besleyenlerin hevesleri kursaklarında kalsın...

HALKIMIZ NAZARINDAKİ YEGANE İKTİDAR ALTERNATİFİ BİZİZ!

Çünkü, sevgili kardeşlerim,

Halkımız nazarındaki yegane iktidar alternatifi biziz!

Evet biziz, biz!

Buradan çıkalım ve milletimize Türkiye’yi zenginleştirecek, adil ve güçlü sosyal devleti inşa edecek bir vizyona ve kadroya sahip olduğumuzu gösterelim.

Milletimiz bunu gördüğünde, hiç kuşkunuz olmasın, tereddüt etmeden bizi iktidara taşıyacaktır.

Tıpkı 2024 seçimlerinden bizi birinci parti olarak çıkardığı gibi.

Buna hazır mıyız?

Buna var mıyız sevgili dostlarım, yol arkadaşlarım...

Kurucu önderimiz Gazi Mustafa Kemal Paşa, Kurtuluş savaşını Gazi Meclis’te kurduğu Meclis Hükümeti eliyle verdi.

Yani memleketin en zor zamanında, demokrasiden milim sapmadı, milletin temsilcisi Meclis’i çalıştırdı.

Çünkü demokrasi yoksa ortak akıl yoktur, ortak akıl yoksa tek adam vardır, o yolun sonu da hayırlı değildir.

Bu nedenle ülkemize demokrasiyi getirmek için mücadele eden bizler, Partimizin daha da demokratikleşmesi için Tüzük değişikliklerimizi yaptık.

Ön seçimi savunduk, delegemiz de ön seçime büyük bir destek verdi.

Artık Milletvekillerimizin yüzü halka daha fazla dönük olacak...

Çalışanın, halkta karşılığı olanın Meclise girmesinin önü açıldı artık.

Önümüzdeki zorlu dönemde nitelikli uzman kadroları partimize taşıyabilmek için gerekli kanalları açık tutmakta da tereddüt etmeyeceğimizi gösterdik.

İşin sırrı bu dengede...

Bu terazinin de bir tek amacı var, önce parti ama mutlaka ve çok daha önemlisi ülke yararı.

Kişi ve grup yararı değil, yoldaşlık hukukudur tesis etmek istediğimiz.

Bu hukuktan milim sapmayacağız, sapanları ikaz etmekten çekinmeyeceğiz.

Bütün bu değişim süreci boyunca azalmanın değil, tam tersine, çoğalmanın peşinde olacağız.

ARTIK MÜZMİN MUHALEFET DÖNEMİ BİTMİŞTİR! CHP ARTIK İKTİDAR PARTİSİ OLMALIDIR!

Küçük hesapların değil, büyük hedeflerin yolcusu olma iradesinde çelikleşeceğiz.

Dönem sınırlamalarıyla, kimsenin yolu tıkamasına izin vermeyecek, yorulanın bayrağı yeni bir arkadaşımıza teslim etmesini teşvik edeceğiz.

Gençlere, kadınlara samimi bir biçimde siyaset yolu artık daha fazla açıldı.

Parti Meclisi’mizin ve MYK’mızın niteliğini daha da yükseltecek, etkisini artıracak değişimler gerçekleşti.

Ortak akılla yalnızca parti için değil, yakın gelecekte sorumluluğu altına gireceğimiz ülke için kadro üretmeye büyük önem vereceğiz.

Ülkemizin dört bir yanında milletimizin CHP’li başkanlara emanet ettiği yerel yönetimleri çok dürüst, adil ve beceriyle yöneteceğiz.

CHP’li başkanların yönettiği şehirlerimizde hayat kalitesi hızla yükselecek, halkçı belediyecilik anlayışıyla tüm vatandaşlarımıza ayrımsız ve eşit hizmet verilecek.

Belediye başkanları olarak birbirimize yardım edeceğiz, dayanışmayı büyüteceğiz.

Birbirimizin üzerinde gözümüz ve elimiz olacak.

Çünkü bizim anlayışımızda hepimiz birimiz, birimiz hepimiz için.

Sadece yerel yönetimlerde değil, hayatın her alanında ben değil, biz diyeceğiz.

Etik Kurulumuzla, medeni bir rekabetin önce parti içinde sonra da ülkede oluşmasına öncülük edeceğiz.

Siyasette şeffaflık, hesap verebilirlik mekanizmalarının oluşması için durmaksızın çalışacağız.

Artık müzmin muhalefet dönemi bitmiştir.

CHP değişmektedir.

CHP artık iktidar olamayacağına inanan, parti yönetmeyi ülke yönetmenin önüne koyanların partisi değildir.

CHP artık Türkiye’nin birinci partisidir!

CHP artık iktidar partisi olmalıdır!

...

Sevgili yol arkadaşlarım,

Tüzük kurultayını program kurultayını başlatarak bitireceğiz.

Dünyanın yenilendiği bir döneme uygun, Türkiye’yi hak ettiği yere taşıyacak vizyona ve stratejiye sahip öz ve anlaşılır bir program yazacağız.

Bunu tüm paydaşlarımızla, geniş anlamda milletimizi dinleyerek, milletimizle beraber gerçekleştireceğiz.

Böylece herkes bilecek ki CHP iktidara hazır!

CHP iktidarı istiyor, CHP iktidara yürüyor...

“YARGISAL TACİZ”DEN SONUÇ ALMALARI MÜMKÜN DEĞİL

Kıymetli arkadaşlarım,

Sözlerime son verirken bir önemli hususa daha değinmek istiyorum.

Türkiye’de uzunca bir süredir, siyaset alanı yargı eliyle dizayn edilmeye çalışılıyor.

Hiçbir rekabette, yarışta kurallar oyun başladıktan sonra değiştirilmez, adil rekabete kirli eller müdahale etmez.

Sandıkta başa çıkamayınca yargıyı sopa gibi kullanmaktan, üzerimize kılıç gibi sallamaktan imtina etmiyorlar.

Aslı astarı olmayan, ceviz kabuğunu doldurmayacak işlerden soruşturmalar, iddianameler, davalar, siyasi yasaklar gırla gidiyor.

Amaçlarını biliyoruz, hepsini tanıyoruz.

Ne kendileri ne de izledikleri yol bize yabancı değil.

Yenemeyeceklerini anladıkları rakiplerini yargıyı alet ederek yarış dışı bırakmaya çalışıyorlar.

Ama bilsinler ki, “yargısal taciz”den sonuç almaları mümkün değildir.

Ne bir önceki genel başkanımız Sayın Kılıçdaroğlu’na, ne bana ne de başka arkadaşlarımıza açtıkları/açacakları davalarla bizi yolumuzdan ayıramazlar, amaçlarına ulaşamazlar.

Er meydanında töreyi bilen pehlivan faul yapmaz.

Geleneği, erdemi, ahlakı bilen hakem taraf tutmaz.

Siyasette rekabetin denklemi mahkemelerde kurulmaz.

Bu denklemi siz kurmadınız ki siz bozasınız.

Siyasi yarışın denklemini millet kurar millet bozar.

Bu büyük millet kalbinde yer açtığını iktidarın tertibiyle, tehdidiyle, korkusuyla terk etmez.

Biz milletimizle birlikte ülkemiz için yeni bir rota inşa ediyoruz.

İktidarın gittiği fakirlik, otoriterlik, keyfilik rotası değildir bu.

Eşit, özgür, onurlu yurttaşların demokratik zengin ve güçlü bir devlete sahip olmasının rotasıdır.

Atamızın çizdiği muasır medeniyetler rotasıdır.

Ne yaparlarsa yapsınlar, ne bizi,  ne de bu aziz milleti tarihi akdimizden uzaklaştıramazlar.

Kolaysa denesinler...

Bildiklerini yapsınlar, Halep oradaysa, arşın da buradadır.

Ne yaparlarsa yapsınlar yine kazanacağız, daha büyük kazanacağız.

Bilsinler ki bu millete hizmet etmekten, onun sesine ses olmaktan, çocuklarımıza, gençlerimize umutlu bir gelecek sunmak için var gücümle çalışmaktan asla vazgeçmeyeceğim.

Asla vazgeçmeyeceğim!

Bizim bir tek gücümüz var, bir tek!

Büyük milletimiz...

Bizi ülkenin en büyük ve birincisi yapan yüce halkımız...

Bizi güçlü kılan doğruluk ve milletimize olan sevgimiz, ülkemizin geleceğine olan sarsılmaz inancımız. 

CHP DEĞİŞECEK, TÜRKİYE DEĞİŞECEK!

Kardeşlerim,

Benim bu büyük millete inancım tam...

Biliyorum ki, Türkiye yeni dünyada hak ettiği yeri alacak. 

Devletimizi adil, demokratik ve güçlü yapacağız.

Toplumu huzurlu ve zengin kılacağız.

Ülkemizi özgür kılacağız.

Çok yakın bir gelecekte bu milletle yeniden büyük bir hikaye yazacağız.

Daha önce söylemiştim, bugün, burada bir kez daha söyleyeceğim:

CHP değişirse, Türkiye değişir!

CHP değişecek, Türkiye değişecek!

Bu düşüncelerle Kurultayımızın partimize ve ülkemize hayırlı olmasını, yararlı sonuçlar üretmesini diliyorum.

Tüm arkadaşlarımı selamlıyor ve muhabbetle kucaklıyorum. 

Yolunuz, yolumuz açık olsun!

Tüzük kurultayımız hayırlı olsun.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Politika Haberleri

İYİ Parti'den, 'Erdoğan son kez aday olabilir' diyen Başdanışman Mehmet Uçum'a tepki: 'Tam karşısında olacağız'
Özgür Özel, Görme Engelliler Satranç Turnuvası’nın açılışını yaptı… “Bu turnuvaları belediye başkanlarımıza ödev olarak ileteceğ
AKP içinde kavga: ‘Sistemde yaşanan sorunların kaynağı Mehmet Uçum’dur’
Efkan Ala: Suriye'ye yardıma hazırız
Özel: Bu ülkeyi yeniden gençlerin ülkesi haline getireceğiz