DEM Parti'nin İmralı heyeti üyesi, Kars milletvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, 'Terörsüz Türkiye' ismi ile yürütülen süreç kapsamında İmralı'da yaptıkları görüşmeyi anlattı.
Görüşmede Koçyiğit'in yanı sıra AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Yayman ve MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız da yer aldı. Milli Dayanışma Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu'nda grubu olan CHP ve Yeni Yol ise İmralı heyetine katılmayı reddetmişti.
ÖCALAN İLE NE KONUŞULDU?
Mezopotamya Ajansı'na konuşan Gülistan Kılıç Koçyiğit, İmralı'da terör örgütü PKK lideri Abdullah Öcalan ile yapılan görüşmeye ilişkin kapsamlı bir açıklama yaptı.
Koçyiğit, üç heyet üyesinin masanın bir tarafında; Öcalan'ın ise karşı tarafta oturduğunu ve görüşmenin karşılıklı oturma düzeninde yapıldığını anlattı. Koçyiğit, Öcalan'ın heyet üyelerini tanıdığını ifade ettiğini dile getirdi. Öcalan'ın "Feti Bey ve Hüseyin Bey" olarak hitap ettiğini ve heyetin de Öcalan'a "siz" diye hitap ettiğini açıkladı.
Görüşmede görüntülü kayıt alınmadığını öne süren Koçyiğit, tutanak açısından yalnızca ses kaydının alındığını ve tutanakların kamuoyuna açıklanması gerektiğini belirtti.
Koçyiğit, "Bizce bu tutanak basına da açık olmalıdır. Mutlaka bütün kamuoyu tutanağı bilmelidir ki herhangi bir spekülasyona yer kalmasın. Sayın Öcalan’ın Kürt sorununun demokratik çözümüne dair komisyona aktarımlarını bütün kamuoyunun bilmesi, Türkiye halklarının bilmesinin çok önemli olduğunu düşünüyoruz" dedi.
"KEŞKE CHP DE GELSEYDİ"
CHP'nin İmralı'ya isim göndermemesini değerlendiren Öcalan'ın, "Keşke CHP de gelseydi” dediği aktarıldı.
Koçyiğit, Öcalan'ın MHP lideri Devlet Bahçeli’nin umut hakkına ilişkin değerlendirmesini önemsediğini ise açıkça söylediğini belirtti.
"SDG BENİ DİNLER"
Koçyiğit, Suriye'de terör örgütü PKK bileşeni YPG/SDG hakkında ise görüşmede şu sözlerin geçtiğini ifade etti:
"Suriye konusundaki tutumunun çok yapıcı olduğunu ifade etmem gerekir. Oradaki sorunların diyalogla aşılabileceğine inanıyor Sayın Öcalan. Ve kendisinin de bu konuda çok etkili olacağını da açık ve net bir şekilde söyledi. Zaten bu soru kendisine de sorulduğunda ‘Evet, oradakiler de beni dinlerler’ dedi… Ama bunun için tabii ki ‘koşulların oluşması gerektiğinin’ altını çizdi. Sonuçta koşullar oluşursa, diyalog zeminleri gelişirse, görüşebilirse birçok sorunu aşabileceğini, birçok sorunun çözülmesine katkı sunabileceğini özel olarak ifade etti."
AKP VE MHP ÜYELERİ NE SORDU?
Koçyiğit, "Hüseyin Yayman ve Feti Yıldız özellikle ne sordular? Dikkatinizi çeken soruları ne oldu?" sorusunu ise şöyle yanıtladı:
"Diğer iki heyet üyesi de kamuoyunda tartışılan, kamuoyunun çok merak ettiği, Türkiye’de en fazla Kürt sorunu denildiğinde ya da bu süreç konuşulduğunda gündeme gelen soruları daha öncelikli olarak sordular. Bunun ana eksenini dediğim gibi biraz Suriye oluşturuyor. Suriye’deki entegrasyon ya da 10 Mart mutabakatının uygulanma meselesi. Bazı özel başlıklar da tabii ki soruldu, konuşuldu. Örneğin ‘petrol gelirleri ne olacak’ sorusundan ‘YPG silah bırakacak mı’ gibi sorulara kadar birçok soru soruldu."
Koçyiğit, heyet üyelerinin görüşmede ikna olduklarını düşündüğünü söyledi. Koçyiğit, "Ben bunu bizzat gözlemledim. Bu görüşmenin sonucunda adaya giden Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu heyeti olarak Sayın Öcalan’ın bu süreci yürütme iradesini, 27 Şubat çağrısının gereklerini yerine getirme konusundaki çabasını, kararlılığını bizzat gözlemleme şansına sahip olduk ve komisyon üyeleri olarak ikna olmuş halde döndüğümüzü söyleyebilirim" dedi.
"SAYIN BAHÇELİ DE BUNU SÖYLEMİŞTİ"
Koçyiğit, sürecin yasal zeminine ilişkin ise şunları kaydetti:
"Sayın Öcalan, 11 Temmuz’daki silah yakma törenini ve yine 26 Ekim’de Türkiye’den PKK güçlerinin çekilmesini çok önemsediğini ifade etti. Yine 1 Mart’tan beri süren ateşkes ve hiçbir can kaybının olmamasının memnuniyet verici olduğunu, bunun çok önemli olduğunun altını çizdi. Silah bırakıp, yakanların Türkiye’ye dönmemiş olmasının yasa eksikliğinden kaynaklandığını söyledi ve yine orada Bahçeli’ye atfen, ‘Sayın Bahçeli de bunu söylemişti. Keşke gelebilselerdi’ dedi. O anlamıyla gelmelerinin koşulunu oluşturmak için de bir yasal düzenleme ihtiyacı olduğunu belirtti"
Son olarak Koçyiğit, şunları söyledi:
"(Öcalan'ın) Başarısızlık konusunda en genel değerlendirmesi ise şuydu: ‘Başarısız olması durumunda darbe mekaniği devreye girecektir ve bu en nihayetinde birçok kesime de yönelecektir’ dedi.
Ve bir önceki çözüm sürecini, yani 2013–2015 yılları arasındaki çözüm sürecini ve oradaki çözüm karşıtı odakların süreci nasıl sabote ettiğini kısaca hatırlattı. Bugün de bunun olmaması için mutlaka süreci başarmak gerektiğini söyledi"