DEM Parti’li Altın: “Asrın felaketi” diyenler bu ifadeyi sorumluluktan kaçmak için kullanıyor
DEM Parti Mardin Milletvekili Beritan Güneş Altın, Meclis Genel Kurulunda 6 Şubat depremlerine ilişkin yaptığı konuşmada sorumluların 2 yıldır sorumluluklarını yerine getirmediğini ifade ederken, deprem için “Asrın felaketi” diyenlerin bu ifadeyi kendilerini sorumluluktan azat etmek için kullandığını ve asrın felaketine denk düşecek politikalar üretmediklerini belirtti.
Depremin üstünden geçen 2 yılda deprem bölgesinde yaşanmaya devam edilen sorunlara değinen Beritan Güneş Altın, hala ulaşılamayan kayıplara da dikkat çekerek şunları dedi:
“Deprem doğal yollarla gelişen bir travmanın sınırlarını aştı”
6 Şubat depreminin 2'nci yıl dönümünde hayatını kaybedenleri saygıyla rahmetle anıyorum. Şimdi, 6 Şubat depremi gibi büyük felaketler aslında bir anda gelen, sarsıcı olan ve bir insanın kapasitesinin çok üstündeki olaylardır ve bu olaylar hem bedende hem ruhta hem doğada hem de tarihte aslında travmalar bırakır.
6 Şubat depremi de doğal yollarla gelişen bir olay, bir travma gibi görünse de aslında insan eliyle yapılmış konutlar, kâr hırsıyla yönetmeliğe uygun olmayan yapılarla birlikte bu deprem doğal yollarla gelişen bir travmanın sınırlarını aşmış ve insan eliyle gerçekleşmiş bir travmaya dönüşmüştür ve ne yazık ki bu travma bugün depremin ikinci yıl dönümünde de hâlâ daha devam etmektedir, süreğenleşmiştir.
Neden devam etmektedir? Çünkü aileler hâlâ daha kayıp çocuklarını ve cenazelerini aramaktadır. Bu travma devam etmektedir çünkü cezasızlık da devam etmektedir. Onlarca, on binlerce insanın hayatını kaybettiği bir depremin ardından hiçbir hesap sorulmamıştır. Bu travma devam etmektedir çünkü depremden etkilenen yurttaşların sadece yüzde 6,3'ü psikolojik sosyal destek alabilmiş, yüzde 93,4'ü bu destekten mahrum bırakılmış. Bu sebeple deprem bölgelerinde her geçen gün intihar olayları artmaktadır ve bunun en büyük sebebi de eksik bırakılmış psikososyal destek olduğu uzmanlar tarafından söylenmektedir.
“‘Asrın felaketi’ni sorumluluktan kendinize azade kılmak için kullanıyorsunuz”
Bu travma devam etmektedir çünkü 3,2 milyon çocuk temel hizmetlere erişememekte, temel gereksinimlerinden yoksun, soğuk konteynerlerde, yetersiz beslenme ve büyük bir stres altında yaşamaktadır. Bu travma devam etmektedir çünkü insanların hâlâ evleri yoktur ve bir süre daha olmayacak gibi görünüyor çünkü yerinde dönüşüm programında yurttaşları borçlandırarak, yetersiz kredilerle müteahhitlere mecbur kılıyorsunuz. Ve siz buna ‘Asrın felaketi’ diyorsunuz ama asrın felaketine denk düşecek politikalar üretmiyorsunuz, asrın felaketini sorumluluktan kendinize azade kılmak için kullanıyorsunuz.
“Toplumsal cinsiyet eşitsizliği deprem bölgelerinde derinleşiyor”
Şimdi, bu asrın felaketinde en çok etkilenenlerden 2 grup olan kadınlar ve çocuklar var. Kadınlar ne yazık ki deprem sonrasında kadına yönelik şiddetle, istismarla ve artan intihar oranlarıyla yüz yüzeler. Aynı zamanda kadınlar şiddete maruz kaldıklarında, başvuracakları mekanizmalardan uzaklar ve toplumsal cinsiyet eşitsizliği deprem bölgelerinde derinleşiyor. Kadınlar çadır kentlere, konteyner kentlere hapsedilmiş durumdalar.
“Çocuklar büyüyemiyor”
Ve tabii ki çocuklar... Hâlâ daha çocukların üçte 1'i yeterli besine erişemiyor ve çocuklar deprem bölgelerinde gelişemiyor, deprem bölgelerindeki çocuklar büyümüyorlar; bunu TTB'nin raporlarında apaçık görebilirsiniz. Deprem bölgelerindeki erkek çocukların işçileştirilmesinde, kız çocuklarının erken yaşta evlendirilmesinde ciddi artışlar var ve uzun süre eğitim hakkından mahrum bırakılmış çocukların ne yazık ki büyük bir kısmı okula geri dönemediler.
“Kayıp çocuklar nerede?”
Ve tabii ki kayıp çocuklar... 38 kayıp çocuk var. Bu çocukların nerede olduğu bilinmiyor, veriler de verilmiyor. Bugün bir kez daha soralım: Nerede bu kayıp çocuklar ve 2016 yılından beri kaç çocuk kaybı var? Bize bu verilerin verilmesi gerekiyor.”