CHP'nin yönetimine kayyım atanıp atanmayacağı 15 Eylül'deki Kurultay Davası'nda belli olacak.
Mahkemenden 'mutlak butlan' kararı çıkarsa CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve yönetimi hiç var olmamış kabul edilecek ve yönetim eski CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'na teslim edilecek.
'Hukukun olmadığı bir zeminde neyi konuşacağız?'
Halk TV'de Ekrem Açıkel'in programına katılan CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, davada tartışılan “mutlak butlan” kararının yasal bir zemini olmadığını belirtti:
"Ben bir hukukçuyum. hem akademisyen olarak hukuk dersleri verdim, hem bir hukuk bürosu çalıştırdım. Ayrıca da elimden anayasa, ceza kanunu, medeni kanunu düşmez.
Bundan 3 ay evvel yazdım. Mutlak Putlaan diye bir düzenleme Siyasal Partiler Kanunu'nda yok. İstanbul İl Kongresi'nde yaptıkları ne kadar hukuksuzsa, 15 Eylül'de böyle bir karar alırlar ise benzer bir hukuksuzluk olur. Hukukun olmadığı bir zeminde neye dayanarak konuşacağız biz? Ekselansları ne yapabilir diye düşüneceğiz, değil mi?"
Ekselanslarının yapacağının sınırının olmadığını daha evvel gördük. Dolayısıyla bugün de her şeyi yapmaya devam edebilir. Bakın CHP'ye kayyum atamaktan bahsediyoruz. Ben Ekselanslarından atıf yapıyorum. Yoksa hani bu mesele CHP içi bir kavga değil. İnsanların bunu anlaması lazım.
'Bu sadece CHP'nin meselesi değil'
Günaydın, sürecin yalnızca bir “parti içi mesele” gibi görülmemesi gerektiğini vurguladı:
Bu mesele Cumhuriyet Halk Partisi'nin iktidara yürümesinden kaynaklanmıştır. Eğer Cumhuriyet Halk Partisi yüzde 20'li oylarda devam etseydi, İzmir ve Eskişehir belediyeleriyle devam etseydi başına bunlar gelmezdi. CHP dedi ki "Hayır. İstanbul'u da alacağım ben. Ankara'yı da alacağım ben. Kırşehir'i, Kırıkkale'yi de alacağım ben." Adıyaman'ı, Kütahya'yı da alacağım ben. Kilis'i de alacağım ben dedi. Arkasından da , 31 Mart 2024'ten bu yana Türkiye'nin 1. partisi olmayı sürdürdü. Cumhurbaşkanı adayımız, seçilmiş cumhurbaşkanı adayımız Recep Tayyip Erdoğan'a 8-9 puan olası bir erken seçimde fark atıyor.
Ve bütün bunlar planlandı. Boşuna da söylemediler bunları. Yani laflar söylendi. "Biz sizin nefes alışınızı takip ediyoruz." dediler. "Daha başınıza neler gelecek? Bunlar iyi günleriniz." dediler. Dolayısıyla planlanmamış bir işle karşı karşıya değiliz.
Ben bu meseleyi hiçbir zaman CHP içi kavga olarak görmedim. Bu Cumhuriyet Halk Partisi'nin adalet özgürlük yürüyüşünde "Hayır, sana orayı yürüttürmeyeceğim ve burayı bir Putin devleti gibi yöneteceğim." diyen anlayışla olan mücadelemizdir. Buna alet olanlar olabilir içimizde. Mesele bundan ibaret."
'CHP bunun altında kalmaz'
CHP’nin yerel seçimlerde birinci parti olması ve birçok belediyeyi kazanmasıyla birlikte bu sürecin planlandığını söyleyen Günaydın, iktidarın “hukuk dışı yollarla” müdahale ettiğini savundu:
“Planlanmamış bir işle karşı karşıya değiliz. ‘Daha başınıza neler gelecek, bu daha iyi günleriniz’ diyenler vardı.”
Olası bir kayyum kararına karşı partinin duruşunu da net ifade etti:
“15 Eylül’de her şey olabilir ama ne olursa olsun CHP bunun altında kalmaz.”
Günaydın, kendi siyasi geleceğinden bağımsız olarak partinin mücadele azmine güvendiğini söyledi:
“Benim milletvekilliğim sona erer, bayrağı bir başka arkadaşım alır. CHP’de insan kaynağı bitmez.”
'Kılıçdaroğlu'na bunu asla yakıştırmam'
Günaydın, Kılıçdaroğlu hakkında şunları söyledi:
Ben Sayın Kılıçdaroğlu'na bunu asla yakıştırmam. Ben yani Cumhuriyet Halk Partisi'nin iç konsolidasyonu konusunda eksiksiz olması lazım.
"CHP 13 yıl genel başkanlık yapmış olan bir insanın ben bu partinin iyiye gitmeyeceğine, gitmemesine yönelik bir tavır alacağına ihtimal vermiyorum. AKP yargısıyla beraber bir iş yapacağına da ihtimal vermiyorum. Vermek de istemiyorum. Anlatabiliyor muyum? Ha, şunlara ben düşmem. Evet. "Sert ol." Senden öğrenmeyeceğim ne olacağımı."