Kumkumoğlu, CHP İstanbul İlçe Başkanları ve İstanbul’da önde gelen CHP’lilere gönderdiği mektupta şu ifadeleri kullandı:
Değerli Başkanım;
Sınırlı da olsa işletebildiğimiz demokratik geleneklerimizden biri olan kongrelerin ilçe seçimleri bölümünü tamamladık. Öncelikle delegelerimizin onayı ile seçildiğiniz İlçe Başkanlığı görevinde size ve yönetim kurulunuzdaki arkadaşlarımıza başarılar dilerim.
Sayın Başkanım, bildiğiniz gibi, şimdi yeni bir aşamadayız. İstanbul İl Başkanını, yönetimini ve kurultay delegelerini seçeceğiz.
Yakın geçmişte yaşadığımız zorlu süreçte çok iddialı olduğumuz bir genel seçimi kaybettik. Bu sonuç, doğal olarak Parti'de önemli tartışmaların, hatta ayrışmaların ortaya çıkmasına neden oldu. Seçime tam bir fikir birliği içerisinde girdiğini varsaydığımız Genel Başkan ve parti yönetimi ise tabandan daha hızlı bir tartışma sürecinin içine girdi. Şimdi bu tartışmalar yukarıdan aşağıya doğru yansıtılmaya çalışılıyor. Üyeler, delegeler, içerisinde yeterince yer almadığı bir tartışmanın tarafı olmaya zorlanıyor.
Sayın Başkanım, bu şartlarda İstanbul İl Kongresine gidiyoruz. Görülen o ki kongremizde iki taraf oluşturulmak isteniyor; Genel Başkanımızı destekleyenler ve Büyükşehir Belediye Başkanımızı destekleyenler.
Başkanım, bu ayrışmanın Partimizde telafisi mümkün olmayan hasarlar oluşturacağına inanıyorum. Böyle bir ayrışma ile gidilecek kongreden, şeklen kim başarı ile çıkarsa çıksın kongrenin kazananı olmayacaktır. Bu şartlarda yapılacak kongrenin tarafları da Cumhuriyet Halk Partisi de İstanbul örgütü ve seçmeni de kaybedecektir.
Bu tespitlerimi dayandırdığım gerekçelerimi sizinle paylaşmak isterim. Varsayalım ki kongremizi Genel Başkan'ı destekleyen arkadaşlarımız kazandı. Sonuç şöyle olur: Genel Başkanımızın şimdiden adaylığını ilan ettiği Belediye Başkanımızı önce örgütüne yendirtip sonra bu adaya oy verin diye seçmenin karşısına çıkarmış oluruz. CHP örgütünden bile yeterli desteği alamamış, aldığı yenilgi ile moralman çökmüş bir adayın başarı şansının da ihtiyaç duyulan ittifakları oluşturma ihtimalinin de düşeceği şüphesizdir.
Gelelim diğer seçeneğe; Kongre'yi Genel Başkanımızın kaybetmesi halinde İmamoğlu'nun adaylığını ilan eden kişinin ona karşı yenilgisini topluma nasıl açıklayabiliriz? Kaldı ki böyle bir sonucun Partimizde aktif görev yapan arkadaşlarımızın ve partimize oy veren seçmenlerin bir kısmında duygusal bir kırgınlık yaratacağı hepimizin bildiği bir gerçektir. Bu kırılmanın seçim çalışmalarına ve seçmenin oy tercihlerine olumsuz yansıyacağı muhakkaktır. Yani bu tercihte de Partimiz ve İstanbul yerel seçimi ciddi zarar görecektir. Ayrıca böyle yarışlı bir seçim Ankara'da yapılacak Kurultay'ı, bize hiçbir katkısı yokken, hatta zarar vereceği bilinerek İstanbul'a taşımak anlamına gelecektir.
Sayın Başkanım,
Bizi bekleyen bu olumsuz süreci ancak siz inisiyatif alırsanız durdurabiliriz. Tarih, İlçe Başkanlarımıza bu çerçevede önemli bir sorumluluk yüklüyor. Böyle bir ayrışma ile gidilecek seçimin, Partimize, yerel seçimlere ve İstanbul'a vereceği zararları ancak siz önceden görüp önlem almak için bir araya gelerek durdurabilirsiniz.
Naçizane önerim, aranızda ortak bir il başkanı adayı belirleyip nispi temsil sistemiyle yönetimi ve kurultay delegasyonunu oluşturmanızdır.
Bu irade İstanbul'da kaybedenin olmadığı, hepimizin güç kazandığı bir sonuç yaratacaktır. Bu aynı zamanda inisiyatif alan İlçe Başkanlarını yani örgütü, Parti'nin en etkin gücü haline getirecektir.
İnanıyorum ki alacağınız bu ortak tavır ve sonucunda ortaya çıkacak güçlü irade, hem Parti'yi olumsuz sonuçlardan koruyacak hem de örgütümüzü güçlendirecektir.
Katkı vermeniz umudu ile başarılar dilerim.