Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Dışişleri Komisyonu Başkanı Fuat Oktay, ABD'de özellikle Kongre'de Dışişleri Komisyonu heyeti olarak yürüttükleri temasları, Washington'da görev yapan Türk basın mensuplarıyla bir araya geldiği toplantıda değerlendirdi.
Oktay, temasları boyunca Kongre üyeleriyle ikili ve bölgesel ilişkilerden ticari ortaklıklara kadar geniş bir perspektife iki ülkeyi ilgilendiren birçok konuyu görüştüklerini ve Kongre üyeleriyle görüşmelerinin çok yapıcı geçtiğini aktardı.
Oktay, "Özellikle Temsilciler Meclisi ve Senato boyutunda daha yapısal bir ilişkiyi geliştirme ve var olan mekanizmaları çalıştırma amacıyla buradayız. TBMM ile Kongre arasında daha yapısal ilişkileri kurmanın vakti geldi." dedi ve bu yöndeki uzun zamandır bazı hazırlıkların yapıldığını söyledi.
4 senatör ve 12 Temsilciler Meclisi üyesiyle bir araya gelerek doğrudan Türk-Amerikan ilişkilerini ilgilendiren konuları ele aldıklarını anlatan Oktay, terörle mücadeleden Gazze'ye kadar birçok başlıkta Türkiye'nin durduğu yeri muhataplarına aktardıklarını belirtti.
"ABD ile ortak çıkarlarımızın olduğu gibi görüş ayrılıklarımızın olduğu konular da var"
"ABD ile ortak çıkarlarımızın olduğu gibi görüş ayrılıklarımızın olduğu konular da var." diyen Oktay, son bir yılda Türkiye ile ABD arasında işbirliği ve koordinasyon gerektiren pek çok başlık olduğuna dikkat çekti.
İki ülke arasında 7. Stratejik Mekanizma Toplantısının icra edildiğini kaydeden Oktay, kendilerinin de parlamentolar arasındaki bağları güçlendirmek üzere bu tür ziyaretleri yaptıklarını ifade etti.
Görüşmelerde terörle mücadele ve güvenlik başlığı
Dışişleri Komisyonu Başkanı, Kongre üyeleriyle görüşmelerinde özellikle NATO güvenlik şemsiyesi ve terörle mücadele başlıklarının önemli şekilde ele alındığını ve Türkiye'nin NATO'nun İsveç ve Finlandiya ile genişlemesi sürecinde hem şeffaf hem de yapıcı şekilde süreci yönettiğini vurguladı.
"NATO bir güvenlik şemsiyesi ise, ki öyledir, her bir üyenin diğerlerine mutlak şekilde güveniyor olması lazım." diyen Oktay, özellikle İsveç'in NATO'ya üyelik süreciyle ilgili Ankara'nın gündeme getirdiği terörle mücadele hassasiyetlerini Kongre'de de anlattıklarını belirtti.
Oktay, ABD'nin Suriye'de terör örgütü YPG/PKK'ya verdiği destekle ilgili olarak, "Özellikle PKK ile mücadele noktasında, DEAŞ'la mücadele yani bir terör örgütüyle mücadele bahanesiyle bir başka terör örgütüyle ortaklık yapmasının kabul edilemeyeceğini doğrudan ifade ettik." şeklinde konuştu.
Türkiye'nin tüm terör örgütleriyle mücadelede ilkesel hareket ettiğini vurgulayan Oktay, bir NATO müttefikinin bir terör örgütüyle ortaklık yapıyor olmasının kabul edilemez olduğunun altını çizdi.
ABD'nin YPG/PKK'ya desteğini kesmesi durumunda ikili ilişkilerde yepyeni bir sayfanın açılabileceğini kaydeden Oktay, bir Kongre üyesinin de aynı şekilde bu durumun kabul edilemez olduğunu söylediğini belirtti.
Terörle mücadele konusunda Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) ile mücadele bağlamını da gündeme getirip tüm detayları aktardıklarını söyleyen Oktay, ilgili kurumlar nezdinde sürecin devam ettiğini söyledi.
"Gazze konusunda görüş ayrılıklarımız var"
Oktay, yaptıkları görüşmelerde Gazze meselesinin ana başlıklardan biri olduğunu ifade ederek, "Gazze konusunda görüş ayrılıklarımız var, özellikle hangi açıdan baktığımızla alakalı; İsrail'in güvenliği ve Hamas'la ilgili bakış açısı." dedi.
35 binden fazla insanın ölümüne sebebiyet veren olayların sadece Hamas parantezine alınarak açıklanamayacağını, Filistin'deki sorunun neredeyse yüz yıldır devam ettiğini vurguladı.
İsrail-Filistin meselesinin tek taraflı bir bakış açısıyla çözülemeyeceğini vurgulayan Oktay, "Bugün orada zulüm altında olanların Filistinliler olduğunu görüyoruz." dedi.
Türkiye'nin İsrail halkıyla bir sorunu olmadığını, sorunun İsrail yönetiminin Gazze'deki şiddeti ve politikaları olduğunun altını çizen Oktay, Gazze'de ateşkesin sağlanması ve bir an önce insani yardımların bölgeye girmesinin öncelikleri olduğunu belirtti.
İki devletli çözüm konusunda aslında tarafların mutabık olduğunu ancak bunun yöntemi ve detayları konusunda birçok görüş farkının olduğunu hatırlatarak, "Bu savaşı durduracak taraflardan biri asıl ABD tarafıdır, İsrail nezdindeki baskıyı artırması gerekir. Türkiye olarak biz de Filistin nezdinde her türlü katkıyı verebiliriz." şeklinde konuştu.
Türkiye'nin İsrail'le ticari ilişkilerini askıya alma sürecini anlatan Oktay, buradaki amaçlarının bir an önce Gazze'de ateşkesin sağlanması olduğunun altını çizdi ve bu konudaki duruşlarını ABD'li muhataplarına da aktardıklarını söyledi.
Rusya-Ukrayna savaşı
Oktay, Ukrayna'nın toprak bütünlüğünü ve bağımsızlığını temel aldıklarını ve hem ABD hem de Rusya'daki ilgili muhataplarıyla görüşmelerinde açıkça dile getirdiklerini anlattı.
Rusya ile Ukrayna'yı yeniden barış masasına getirme amacının devam ettiğini ve bunun için çaba gösterdiklerini ifade eden Oktay, bununla beraber tek taraflı yaptırımlara sıcak bakmadıklarını kaydetti.
Oktay, F-16'ların teslimatı konusunda, satışın Kongre'den geçmesinin önemli olduğunu ancak teslimatların ivedi yapılabilmesi noktasında süreci yakından takip ettiklerini, "Biz burada sürecin bir an önce tamamlanması hususunu Kongre üyelerine ilettik." sözleriyle belirtti.
"CAATSA yaptırımları kaldırılmalı"
Oktay, "ABD'nin Hasımlarına Yaptırımlar Yoluyla Karşılık Verme Yasası" (CAATSA) olarak bilinen Türkiye'nin Rusya'dan S-400 hava savunma sistemlerini alması sürecinde Ankara'ya uygulanan yaptırımların artık yeniden tartışılması ve kaldırılması gerektiğini vurguladı.
Oktay, "Biz özellikle artık bu CAATSA yaptırımlarının kaldırılmasının zamanın geldiğini söyledik. O zaman S-400'lerin F-35'lerle karıştırılması olayı, ilgisiz birçok olay birbiriyle karıştırıldı orada." dedi ve Türkiye'nin son yıllarda bu alanda ciddi yerli imkan ve kabiliyetler geliştirdiğini söyledi.
Türkiye'nin bu konudaki ana amacının CAATSA yaptırımlarının kaldırılması olduğunu söyleyen Oktay, Türkiye'nin F-35 programına dönüş gibi bir durumla çok da yakından ilgilenmediğini belirtti.
TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanı Oktay, ayrıca Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) ile ilgili Türkiye'nin önceliklerini, Doğu Akdeniz'le ilgili tezlerini, Azerbaycan-Ermenistan barış süreciyle ilgili görüşlerini ve Irak gibi önemli bölgesel komşularla ortak başlıkları da Kongre üyeleriyle paylaştıklarını anlattı.