Sosyal medya fenomeni Nihal Candan'ın anoreksiya nervoza nedeniyle yaklaşık 23 kiloya düşerek bir süredir tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetmesi, beden algısı ve yeme bozukluğu konusunu yeniden gündeme getirdi.
Birgün'de yer alan habere göre dünya genelinde milyonlarca kişiyi etkileyen yeme bozuklukları, özellikle gençler arasında alarm verici bir hızla artıyor. Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre her yıl yaklaşık 9 milyon kişi yeme bozukluğu tanısı alıyor.
Sosyal medyanın yeme bozukluklarını tetiklediğini belirten uzmanlar, yaratılan tek tipleşmiş güzellik algısının bireylerin bedenleri üzerinde estetik kaygılara yol açtığını ve bu durumun ciddi sağlık sorunlarına yol açtığını söyledi.
Kadınlarda daha sık görülüyor
Kadınlarda erkeklerden on kat daha sık görüldüğü tahmin edilen bu yeme bozukluklarında sosyal medya ve beden algısı önemli bir rol oynuyor. Yaratılan tek tipleşmiş güzellik algısı bireylerin bedenleri üzerinde estetik kaygılar yaratıyor. İlk anoreksiya vakalarının yüzde 95’i 25 yaş altındaki bireylerde görülüyor.
Klinik Psikolog Beste Hasırcı, anoreksiyanın yalnızca bir beslenme problemi değil, bireyin psikolojik acısını beden üzerinden ifade ettiği çok daha derin bir ruhsal çatışmanın dışa vurumu olduğunu söyledi. Özellikle gelişim çağındaki gençleri hedef alan sosyal medya baskısının hastalığın yaygınlaşmasında önemli bir rol oynadığını vurgulayan Hasırcı, “Anoreksiya nervoza, kişinin kilo alma korkusuyla yemek yemeyi reddetmesi, ciddi kilo kaybı yaşaması ve beden algısında bozulmalarla seyreden bir psikolojik rahatsızlık. Anoreksiyayı anlamak için sadece yeme davranışlarına değil, bu davranışların altında yatan kontrol, değersizlik, utanç, stres, görünür olma arzusu gibi duygulara da odaklanmak gerekiyor” diye konuştu.
'Kusursuz beden' algısı benlik algısını derinden etkiliyor
Özellikle sosyal medyada öne çıkan “kusursuz beden” algısının, gençler üzerinde benlik algısını derinden etkileyen bir baskı oluşturduğunu belirten Hasırcı, şöyle devam etti: "Sürekli filtrelenmiş görüntülerle karşılaşmak, bireylerin gerçekçi olmayan standartlara göre kendilerini değerlendirmelerine neden oluyor. Sosyal medya yalnızca estetik kaygıyı değil, bireyin kendini kontrol etme ve kabul görme ihtiyacını da tetikliyor. Bu da yeme davranışları üzerinde baskıcı bir hale dönüşebiliyor. Anoreksiyanın tedavisi mümkün. Tedavi yalnızca kilo aldırmayı ya da kişiyi yemeğe zorlamayı değil, duygusal onarımı, kendilik algısının yeniden inşasını ve bireyin sağlıklı başa çıkma yolları geliştirmesini hedefler.”
Psikolog Karataş: Psikolojik bozukluklar ciddiye alınmıyor
Kadınların sosyal medyadaki linç kültürünün ilk hedefi olduğunu belirten Psikolog Zeynep Karataş da şunları söyledi;
"Bir kadın dünyanın en önemli sporcularından biri olup olimpiyatlarda madalya da kazansa, bilimsel araştırmalarla ülke ve dünya sağlığı için çok emek de verse, işini çok iyi de yapsa birileri gelip kadınların özellikle hemen değiştiremeyeceği özelliklerini (örneğin kilo, burun yapısı, dudak inceliği, bacak veya kalçaların büyüklüğü) hakkında konuşma gereği duyuyor. İnsanlara birinin bedeni hakkında konuşma hakkını sosyal medyada bunu yazarsa başına bir şey gelmeyeceğine dair inancı veriyor. İkinci vurgulamak istediğim konu da insanların psikopatolojilere bakış açısı. Maalesef insanlar psikolojik bozuklukları hem ciddiye almıyor hem de tedavisini 'o da istese kurtulur da kendisi de istemiyor' gibi çok yanlış bir bakış açısıyla ele alıyor. Yukarıda bahsettiğimiz, insanların neler yaşadığını, nelere göğüs germek zorunda kaldığını bilmeden uzaktan yapılan yorumlar maalesef lince maruz bırakılan kişi tarafından da görülüyor ve duyuluyor. Bu durum kişilerin patolojilerin belirtileri göstermesine sebep oluyor, yani tetikliyor.
Birinin bedeni hakkında 'o da çok kilo alıp verdi son dönemde o yüzden her yerinde çatlak var' veya '5-8 kilo verse çok güzel kız aslında' gibi söylemler ürettiğimizde bu söylemler yankılanarak o kişinin önüne düşüyor ve kişiler kilo vermem lazım diye düşünüp yeme bozukluğuna sebep olacak alışkanlıklar edinmeye başlayabiliyor. Eşik altı yeme bozukluğu davranışları zamanla ciddi yeme bozukluğuna dönüşebiliyor"