“ONLAR, ATATÜRK İSMİNE DEĞİL, ANLAMINA KARŞILAR…"
Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş ilanı olan 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı, 100. Onur Yılı bağlamında toplumda daha güçlü ve özgün bir coşkuya yol açması gözden kaçmadı.
100. Onur Yıl kutlamaları, devlet kademesinin de dolaylı isteği doğrultusunda yerel yönetimlere kadar uzanan engelleme, coşkuyu düşük tutmaya yönelik çabaları, etkili olamadı ve halk, inandığı 100. Yıl onurunu, kendi özgür iradesiyle yaşamaya kararlı bir duruş sergiledi.
Bunun temelinde ise, hayatını millete adayan ve tüm karşı çıkmalara rağmen, 29 Ekim 1923 günü, Cumhuriyet’i ilan eden Mustafa Kemal Atatürk konusunda, Türk toplumunun sarsılmaz sevgi ve saygısının yatması öne çıktı.
MAVİ YOL Hareketi sözcülerinden emekli amiral Türker Ertürk, Atatürk’ün büyüklüğünün, Türk toplumunun yüreğinden asla sökülemeyeceğinin, Cumhuriyet kutlamalarında bir kez daha kendini gösterdiğini hatırlatarak: “…Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ü gerek Anadolu’da, Türkiye’de gerek İslam dünyasında aydınlanmanın adıdır…“ dedi.
Türker Ertürk açıklamasında, Atatürk’ün tek isteğinin, Türk milletinin çağdaş medeniyetler seviyesine erişmesi olduğunun altını çizerek: “…O’nun tek hayali, toplumun akıl ve bilimin yolunda ilerlemesi ve çağdaş uygarlık düzeyini yakalamasıydı…“ görüşünü savundu.
MAVİ YOL Sözcüsü Ertürk, son yirmi yıldır ülkeyi yöneten zihniyet ve ona paydaş bir dizi organ ve kuruluşun, Cumhuriyet devrimlerini bastırmayı hedefleyen sinsi çabaları hatırlatıldığında ise: “…Onlar, Atatürk’ün ismine karşı değiller. Onlar, Atatürk’ün anlamına karşı. Çünkü Atatürk demek, Türk ulusal kimliği demektir. Atatürk demek, üniter yapı demektir. Atatürk demek, bu toprağın sesi olabilmek, üretebilmek demektir. Atatürk demek, ahlak demektir, şeref demektir ve antiemperyalizm, bağımsızlık demektir. İşte onlar, bu değerlere karşıdır…“ diye konuştu.
Emekli Amiral Türker Ertürk, aydınlanma olmadan, bilim egemen kafalı bir toplumu yetiştirmeden, toplumu akılcı ve bilimsel döneme geçirmeden, asla başarılı olunamayacağını da sözlerine ekledi.
Ertürk, bu konudaki görüşünü şöyle sürdürdü:
“..Toplum olarak, akıl ve bilimle yüklemezsen, geliştirmezsen, sadece Batı’nın ürettiklerini sürekli alır, kullanır duruma gelirsin. Onlar yenisi üretir, sen yine alırsın. Ama sen asla onu dizayn edemezsin. Yapamazsın. Bakın şöyle üniversitelerimizin tablosuna. Perişan durumlara. Hiçbirisinde bilim yapılmıyor. O yüzden bir kez daha söylüyorum. Atatürk, sadece bir isim değildir. Atatürk, çok şeyin adıdır. Tabii ki, Atatürk derken, sarı saçlı, mavi gözlü bir insanı söylemiyorum. Atatürk bu topraklarda aydınlanmanın, medeniyetin, şerefin, haysiyetin adıdır…“
MAVİ YOL sözcülerinden Türker Ertürk, toplumun 100. Yıl kutlamalarında, onca dolaylı sistematik engelleme girişimlerine uygulamalarına rağmen, Atatürk ve Cumhuriyete bağlılığının bir kez daha ve kararlı duruşla kendini gösterdiğini ifade etti. Ertürk: “..Cumhuriyet Bayramımız kutlu olsun. Hiç bir güç, kutlamamızı, Cumhuriyet ve Atatürk’e olan sarsılmaz sevgi ve saygımızı, bunu bayramlar yoluyla da bir kez daha tüm dünyaya göstermemizi engellemeyecektir.“ dedi.
Türker Ertürk, İstanbul’da 29 Ekim günü yapılan resmi törende, 100 Türk donanma gemisinin Boğaz’da geçiş yapmasına da değindi ve donanmanın devlet protokolünü selamlama sırasında yönünü Vahdettin Köşkü’ne çeviren resmi uygulamayı, Türk Deniz Kuvvetleri’nin geleneğini altüst eden büyük bir skandal olarak tanımladı.
MAVİ YOL Sözcüsü Ertürk: "Vahdettin hakkında Atatürk’ün, „Hain“ sözüne ben de aynen katılıyorum. Öyle inanıyorum ki, programda görev alan denizcilerimiz, ilk kez Dolmabahçe yerine Vahdettin Köşkü’nü tercih eden bu uygulamayı asla tasvip etmemişlerdir. Hiç iyi niyetli bulmadığım bu yanlış selamlamayı, eski bir denizci olarak asla kabul edemem.“ dedi.
Türker Ertürk, Cumhuriyetimizin 100. Onur Yılı vesilesiyle yaptığı açıklamasını şu sözlerle tamamladı:
“Yıldırımlar yaratan bir ırkın ahfadıyız,
Tufanları gösteren, tarihlerin yâdıyız,
Kanla, irfanla kurduk biz bu Cumhuriyeti,
Cehennemler kudursa, ölmez nigâhbanıyız.“