Sözcü gazetesinden yakın zamanda ayrılan gazetecilerin ana omurgasını oluşturduğu Nefes gazetesi yayın hayatına başladı.
Sözcü yazarı Emin Çölaşan dün kaleme aldığı yazıda, yeni gazetenin kaynağıyla ilgili soruların yanıtsız kaldığını ileri sürerek gazetenin internet sitesinde yer alan reklama dayanarak "Nefes gazetesinin arkasında Tayyipgillerin sevgili ve güvenilir dostu, sarayını bile yapan Rönesans var!" ifadelerini kullandı.
Çölaşan’ın eski köşe komşusu, Nefes gazetesinin Ankara Temsilcisi Deniz Zeyrek yazısında iddialara yanıt verdi.
‘Büyük bir haksızlık’
Nefes’in yöneticilerinin Rönesans ilanının 7 günlük bir reklam anlaşması olduğunu söylediklerini ileten Zeyrek, "Sözcü’nün patronajı rekabet hırsıyla NEFES’e savaş açabilir ve bu savaşta her şeyi mübah görebilir, bunu anlıyorum. Ancak bir gazetecinin, hele hele Emin Ağabey gibi duayen bir gazetecinin böyle bir savaşa alet olarak, kendi meslektaşlarına ‘Rönesansa çalışıyorsunuz’ imasında bulunması, onları okuyucu karşısında küçük düşürmeye çalışması büyük bir haksızlık" diyerek serzenişte bulundu.
Sözcü’den ayrılma nedeninin "ekonomik koşullar ile çalışanlar arasındaki gelir adaletsizliği" olduğunu açıklayan Zeyrek, Sözcü yönetiminin ayrıldıktan sonraki davranışlarını üstü kapalı bir şekilde eleştirdi; "Altı yıllık kıdem tazminatımı vermemek için başvurdukları hesap oyunlarını, gazeteden ayrılan ya da atılan meslektaşlarımızın hak ettikleri tazminatları ödememek için yapılanları görünce de ‘iyi ki ayrılmışım’ hissini yaşadım."
‘Meslektaşlarının kalemlerini satmayacağı gerçeğini unutmasaydı’
Zeyrek yazısının devamında da şunları kaydetti:
"Emin Ağabey keşke bir ilandan yola çıkarak kesin gibi yazdığı konuyu, Sözcü’de 17 yıl birlikte çalıştığı Genel Yayın Yönetmenimiz Metin Yılmaz’a sorsaydı.
Emin Ağabey yazıyı yazarken keşke hedef aldığı NEFES’in, yıllarca birlikte görev yaptığı, yeri geldiğinde dayanıştığı, aynı mahkemede sanık sandalyesine beraber oturduğu meslektaşlarının evine ekmek götürmesine vesile olan yeni bir gazete olduğu gerçeğini aklından çıkarmasaydı.
Emin Ağabey keşke yıllardır kendisiyle aynı safta, aynı gazetede yazıp çizip söyledikleri nedeniyle bedel ödeyen meslektaşlarının Rönesans da dahil hiçbir yere kalemlerini satmayacağı gerçeğini unutmasaydı."