Diyarbakır'da kaybolduktan 19 gün sonra cesedi bulunan Narin'in cinayet soruşturması gündemdekini yerini korurken Cumhuriyet yazarı Barış Terkoğlu, İstanbul'da 8 yaşındaki çocuğun uğradığı cinsel istismar olayının ardından dava sürecinde yaşanan tuhaflıkları anlattı.
Cumhuriyet'teki köşesinde komşusunun çocuğuna cinsel içerikli görüntüler izleten ve istismar eden M.G.'nin, tutuklandıktan sonra serbest kaldığını anlatan Terkoğlu, MHP'de kritik görevde olan bir ismin kardeşinin mağdur aileyi tehdit ederek davadan vazgeçirdiğini iddia etti.
Terkoğlu, "Çocuk çığlıklarını nasıl boğuyorlar" başlıklı yazısına, "El küçük, beden küçük, elbette çığlık da küçük. Güçlü adamlar kolayca boğuyorlar" diye başlayarak, şunları kaydetti:
"1 Nisan 2022 akşamı küçük A. 8 yaşındaydı. Ailesiyle Büyükçekmece’de yaşıyordu. Yan evlerinde Z. isimli arkadaşı vardı. O akşam A., Z’lerin evlerine gitmişti. Ancak A. ağlayarak geri döndü. Annesine yaşadıklarını anlattı. Söylediğine göre, arkadaşı Z’nin babası M.G., onu yatak odasına götürmüş, telefondan cinsel içerikli görüntü izletmiş... Üstelik bunlar ilk kez de yaşanmamıştı. A. bu kez cesaretini toplayıp ailesine anlatmıştı.
Anne N. çocuk büro amirliğine gitti. A’nın uzman eşliğinde ifadesi alındı. M.G. polis merkezine getirildi. 'Eğitimci olarak psikolojik danışmanlık yapıyorum' diye verdiği ifadede suçlamaları reddetti. Hatta A’yı suçladı.
Oysa A’yı detaylı bir şekilde dinleyen adli görüşmeci uzman, A’nın hayal görmediği yönünde rapor vermişti: 'İfadenin geçerli ve güvenilir olduğu kanaatine varılmıştır."
M.G.'nin tutuklandığını, kakkında 'çocuğu müstehcen yayınları okumaya ve seyretmeye teşvik' ve 'çocuğun cinsel istismarı' suçundan iddianame hazırlandığını ve Aile Bakanlığı'nın da davaya müdahil olduğunu belirten Terkoğlu, bu aşamadan sonra bir dizi tuhaflık yaşanmaya başladığını kaydederek, şunları yazdı:
"Önce anne şikâyetini geri çekti. Sonra M.G. tahliye edildi. Mahkemenin başkanı değişti. Yerine gelen başkan izindeyken savcının ceza talep eden mütalaasına rağmen, M.G. hakkında beraat kararı çıktı. Dosya halen İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 24. Ceza Dairesi’nde."
"Dosyayı ilk incelediğimde bunca şeyden sonra annenin şikâyetini neden geri çektiğini, neler yaşandığını merak etmiştim" diyen Terkoğlu, geçen pazartesi anne N. ile buluşup onu dinlediğinde taşların yerine oturduğunu söyledi. "Dosyanın kapatılmasında kritik işi H.E. yapmıştı" diyen Terkoğlu, şöyle devam etti:
"H.E., Ergenekon kumpasında yargılanmış bir işadamıydı. Aynı zamanda MHP’de kritik görevde olan, sık sık televizyonlarda görünen bir ismin kardeşiydi. M.G., kendisini devlette, yargıda hatta Cumhurbaşkanlığı’nda eli kolu olan biri olarak tanıtıyordu. Konuştuğum kimi hukukçular gerçekten de bağlantılarıyla bazı dosyaları takip ettiğini anlatıyor.
Peki H.E., küçük A’nın dosyasıyla neden ilgilendi? Bu sorunun yanıtını da buldum. H.E’nin sevgilisi, sanık M.G’nin kız kardeşiydi.
H.E. önce küçük A’nın ailesini araştırdı. Baba emekli bir asker, anne sözleşmeli öğretmendi. Atatürkçü bir aileydi. Anne resim yapıyordu. Anneye sosyal medyadan mesaj attı. Resimlerini satın almak istediğini söyledi. Atölyesine gitti.
H.E’nin aileye güven telkin etmesi zor olmadı. Anne, H.E’nin konuşturmasıyla neler yaşadıklarını anlattı. H.E. görüntüde A’ya yaşatılanların hesabını soracağını söylüyordu. Bir anda davayı sahiplenmişti. Sık sık aileyle görüşüyor, hukuki yol gösteriyor, akıl veriyordu.
Bir dönüm noktası yaşandı. İlk duruşmadan kısa süre önce anneye tuhaf bir fikir verdi. Bu dosyadan bir şey çıkmayacağını, ama M.G’yi dışarı çıkarıp kendisinin cezalandıracağını, bunun için ailenin şikâyetini geri çekmesi gerektiğini söyledi. Aile bunu kabul etmedi. Bu kez diğer aşamaya geçildi. İkinci duruşmadan önce, M.G’nin oğlunun bir silah aldığını, babasının intikamını aileden alacağını öğrendiğini söyledi. Bu aslında örtülü bir tehditti. Anne bu kez korkarak H.E’nin sözünü dinledi, şikâyetini geri çekti."