Kılıçdaroğlu'ndan Erdoğan'a canlı yayın çağrısı!

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, katıldığı bir televizyon programında gündeme dair açıklamalarda bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan'a canlı yayın çağrısında bulunan Kılıçdaroğlu "eğilme" tartışmalarına da son noktayı koydu. İşte Kılıçdaoğlu'nun açıklamaları...

Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarından satır başları şöyle: 

2019'da bir Bilim Kurulu oluşturulmuştu, Sağlık Bakanlığı'nın bir yayını da vardı, pandemi dolayısıyla alınacak önlemleri içeren bir kitap basılmıştı. 

Normalde bu tür olaylar için bir kurul varsa, akademik ve bilimsel kurulsa, kurul değerlendirme yapar, sözcü de kamuoyuna açıklama yapar. Toplum da bu açıklamalardan tatmin olur.

Açıklamaları sayın Bakan yaptı, hepimiz bilgileri doğru paylaştığı için teşekkür ettik. Fakat bir süre sonra açıklanan rakamlar doğru değil diye bir bilgiye ulaştık. Belediyelerden, defnedilen cenazeler için rakam aldık, o rakamlar da bakan beyin açıkladığı rakamlarla aynı değildi.

Ben bir Milletvekili arkadaşımı Sağlık Bakanı ile konuşması için görevlendirdim, bizdeki rakamlarla sayın bakanın açıkladığı rakamların aynı olmadığını iletmesini istedim. Başka bir şey yapmadık. Bize ısrarla 'Belediyelerden siz rakamları açıklayın' dendiği zaman, "Bu rakamları açıklaması gereken kurum bakanlıktır, bir Tabipler Birliği var" dedik.

Tabipler Birliği rakamları açıklamayı başlayınca inanılmaz bir tepkiyle karşılaştı. En sonunda rakamlar, hasta sayısı, vaka sayısı derken doğruların söylenmediği çıktı ortaya.

Hiç sayı açıklanmazsa, 'Vaka sayılarını açıklamak toplumda moral bozukluğuna yol açabilir' dersiniz, bunu anlarız. 'Türkiye'nin menfaati için yalan söylüyoruz' derseniz, ülkenin saygınlığına gölge düşürürsünüz. Devlet dediğiniz aygıtın doğruları söylemesi lazım.

Bilim Kurulu gerçekleri biliyor ama sözcü konumundaki sayın Bakan, Erdoğan'ın talimatı gereği yanlış bilgi aktarıyor. Eğer bir Bakan, sağlıkla ilgili bilgileri açıklıyor ve lafa da 'Erdoğan'ın talimatları doğrultusunda' diye başlıyorsa, balık baştan kokmuş demektir.
 
Türkiye'nin saygınlığını korumak zorundayız, devletin toplumu doğru bilgilendirmesi lazım.

Başlangıçta zaten çalışıyorduk fakat bir süre sonra sokağa çıkma yasağı ile birlikte bizde de personel evindeydi, görüşme oluyorsa telefonma görüşme sağlıyorduk. MYK toplantılarımızı, Parti Meclisi toplantılarımızı online gerçekleştirdik. Bazı arkadaşlarımızda virüs çıkınca onlar kendilerini karantinaya aldılar. Faik Öztrak, İzmir'de bir toplantıdan sonra pozitif çıktı, orada kaldı. İstanbul'daki arkadaşlar İstanbul'da kaldılar. Bir iki personelimizde de çıktı, onların da tedavileri yapıldı. Şu anda herhangi bir sorun yok. 

Belli aralıklarla test yaptırıyoruz. Bana bulaşırsa, benim de başkasına virüsü bulaştırmama sorumluluğum var, dikkat ediyoruz. Kent dışına çıktığımızda uçağı tercih etmiyoruz, karayolunu tercih ediyoruz.

ERDOĞAN İLE CANLI YAYINA ÇIKMA

Cumhurbaşkanı ile bir tartışma ortamımız olursa, zoom üzerinden de, stüdyoda da olur. Ben Trump kadar cesur olacağını düşünmüyorum. Ama Trump yapacaksın derse, Erdoğan mecburen yapar.

MUHİTTİN BÖCEK'İN SAĞLIK DURUMU

Hocalardan düzenli olarak bilgi alıyorum. Makineye bağlı, akciğerde sorun var. Umarız iyileşir.

Durumunun kritik olduğu ifade ediliyor, doktorlar her türlü çabayı gösteriyorlar. Özel hastanedeydi, üniversite hastanesine geçti.

EĞİLME TARTIŞMASI

Fotoğrafı görmüyorlar mı, Emir nerede, o nerede? Göz varsa, objektif olarak bakarlar ve görürler.

İki taraf da oturup selamlama yapabilir. Öbür tarafta hiç böyle bir şey yok, sadece Erdoğan'da var. Kendine özgü selamı olabilir. Ama siz devleti temsil ediyorsunuz. Saygı gösterilebilir, önünüzü iliklersiniz. Diplomasinin kuralları vardır. Katar'a para aramaya gidiyorsunuz zaten.

Bir ülkenin Devlet Başkanı bu pozisyonda olmamalı. Saygısızlık yapsın demiyorum ama bu saygının sınırlarını aşan bir davranış türü. Biraz ezik. Bir şeyler talep etmeye gelen, o talebin kabul edilmesini isteyen ruh halini görüyorsunuz o fotoğrafta. Gidecek başka yeri yok çünkü. Oraya para almaya gidiyorsunuz. Adam verir mi, vermez mi bilmiyorum. Rusya'ya, Amerika'ya, Azerbaycan'a gidersiniz anlarım ama Katar'a niye gidersiniz, anlamıyorum.

BAHÇELİ’YE SEÇİM ÇAĞRISI

Aç olan binlerce çocuk, çöp konteynerlerinden geçinen binlerce insan var. Ülke yönetilmiyor.

Bu ülkenin kurtuluşu bir an önce seçime gitmektir. Bunu kime söylüyorum? Sayın Bahçeli’ye söylüyorum.

Bu ülkeyi seviyorsan çık kardeşim yarın sabah de ki ‘Yeter artık’ Türkiye’yi seçime götür. Sorumluluk sahibi insanlar bu ülkeyi yönetirler.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Güncel Haberleri

2025 Yılında Trafik Cezalarına Yüzde 43,93 Zam Geliyor
Çağdaş Gazeteciler Derneği: Özlem Gürses derhal serbest bırakılmalıdır
Antalya'da sır olay... Parkta ölü bulundu!
Acı haberi vali açıkladı... Milli Takım sporcuları çığ altında kaldı
İstanbul’da Erbain Soğuklarının Etkili Olması Bekleniyor