Adana Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesi İnme Merkezi Sorumlusu ve Türk Beyin Damar Hastalıkları Derneği Üyesi Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Zülfikar Arlıer, 24 Mart sabahı evinde rahatsızlanan Kadir İnanır'ın 'iskemik inme' denilen beyin damarlarına pıhtı atmasına bağlı beyin hasarı ve felç durumu geçirdiğini belirtti.
Bu hastalıkla ilgili uyarılarda bulunan Prof. Dr. Zülfikar Arlıer, "Ülkemizde yılda yaklaşık 40 bin kişi inme geçiriyor. İnme, dünyada sakatlıkların 1'inci, ölümlerin ise 3'üncü sebebidir. Özellikle ileri yaşlardaki erkeklerde kronik ve kanda pıhtılaşma bozukluğu gibi bazı özel hastalıkları olanlarda inme riski daha fazla oluyor" dedi.
DAHA ÖNCE FELÇ GEÇİRENLER YÜKSEK RİSKLİ
İnme tedavisindeki en büyük engelin artık sadece zaman olduğuna işaret eden Prof. Dr. Arlıer, şöyle konuştu:
"İlk 4,5 saatte hastalar yetiştirildiğinde toplardamardan pıhtı eritici tedavi veriliyor. İlk 6 saatte gelenlerde ya da özel hastalarda atardamardan anjiyo yöntemi ile girip beyindeki pıhtı alınabiliyor."
"Bu şekilde inme hastaları uygun merkezlere ve uygun zamanda ulaşırsa büyük çoğunluğu tamamen iyileşiyor. Felç ya da koma halinde dahi gelse masada damarı açtığımız an konuşmaya, kolunu bacağını hareket ettirmeye başlıyor."
"Çeşitli çalışmalarda ortalama yüzde 70 hastanın bu tedavilerle önceki sağlığına kavuştuğu gösteriliyor. Kadir İnanır'ın özelinde olduğu gibi daha önceden felç geçirmişse bu hastalar 2’nci felç açısından yüksek riskli oluyorlar. Dolayısıyla bu grubun dönem dönem tetkiklerini yeniletmesi faydalı olacaktır."
GENETİK YATKINLIĞI OLANLARDA ERKEN YAŞTA GÖRÜLEBİLİYOR
Kronik rahatsızlığı olanlara uyarılarda bulunan Prof. Dr. Arlıer, şöyle devam etti:
"Ani pıhtı atması durumu her yaş grubunda olabilir. Genetik yatkınlığı olanlarda erken yaşta görülebiliyor ama yaş ilerledikçe damar sertliğini tetikleyecek alkol, sigara, hareketsiz yaşam, kilo, tansiyon, şeker hastalığı gibi durumlar felç açısından yüksek risk oluşturuyor."
"Özellikle tansiyon, kalp, şeker, obezite, hareketsiz kişiler ve kalp ritmi bozuk hastaların dikkatli olması, tedavilerini ve ilaçlarını düzenli alması gerekiyor. Akdeniz tipi dediğimiz yeşillik, meyve, sebze, zeytinyağı ağırlıklı diyetlerle beslenmeleri gerekiyor."