CHP Kayseri Milletvekili Aşkın Genç, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş'a kadın sığınma evlerine ilişkin soru önergesi verdi. Göktaş'ın Genç'e verdiği yanıta göre Türkiye genelinde yalnızca 150 kadın konuk evi bulunuyor ve toplam kapasite 3 bin 683 kişiyle sınırlı.
Birgün'de yer alan habere göre Genç, Göktaş'ın açıkladığı verilere ilişkin "Kadına yönelik şiddetin yaygınlığı ve şiddete uğrayan kadın sayısındaki artış dikkate alındığında, bu kapasite kadınların can güvenliğini sağlamakta yetersiz kalıyor" dedi.
Genç, yanıtla ilgili şu açıklamayı yaptı:
"Bakanlık tarafından paylaşılan bilgilere göre, 150 kadın konuk evinden 112’si Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'na, 35’i yerel yönetimlere, biri sivil toplum kuruluşuna, ikisi ise Göç İdaresi Başkanlığı gibi diğer kamu kurumlarına bağlı olarak faaliyet gösteriyor"
11 bin 400 kadına bir yatak düşüyor
Kadın konuk evlerinin toplam kapasitesi yalnızca 3 bin 683 kişi. TÜİK verilerine göre 2024 itibarıyla Türkiye’de yaklaşık 42 milyon kadın yaşıyor. Bu durumda, ülke genelinde her 11 bin 400 kadına yalnızca bir yatak düşüyor.
CHP’li Aşkın Genç, yanıta ilişkin şu değerlendirmeyi yaptı:
"Kadına yönelik şiddetin her geçen gün arttığı bir ülkede, kadınların sığınacak bir yer dahi bulamaması, sosyal devlet anlayışıyla asla bağdaşmaz. Türkiye’de 42 milyonun üzerinde kadın yaşıyor; buna karşın sadece 150 kadın konuk evi var ve toplam kapasite yalnızca 3 bin 683 kişiyle sınırlı. Bakanlığın verilerine göre bu kurumların büyük kısmı zaten dolu. Böyle bir tabloda şiddete uğramış bir kadına ‘devlet korur’ demek, ne yazık ki bugün gerçeği yansıtmıyor.
Bakanlık, yatırımların ‘bütçe imkânları çerçevesinde’ değerlendirildiğini söylüyor ama elimizde bir plan, takvim ya da hedef bile yok. Kadınların yaşam hakkını korumak, kaynak meselesi değil, siyasi öncelik meselesidir. Şiddetle mücadele; sadece kampanyalarla, afişlerle değil, o şiddetten kaçan kadına gerçekten kapı açabilmekle olur.
Mevcut tablo, sorunun ciddiyetine uygun bir çözüm iradesi gösterilmediğini ortaya koyuyor. Sığınma hakkını erişilebilir kılmak, yalnızca kadınları korumak değil; aynı zamanda toplumun adalet duygusunu, güven duygusunu güçlendirmektir."