İmamoğlu: Bina yıkılması kader değil

İmamoğlu “Depremin doğal afet olduğunu hepimiz biliyoruz. Deprem, bir kader. Yani kaderin içerisinde olduğu net olan, bir gün karşımıza çıkacak olan bir süreç. Doğanın bir kuralı. Ama kader olmayan bir şey var: O da binaların yıkılması, insanların ölmesi… Bu kader değil" dedi.

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, "Bu işin tarafı yok, hükümeti muhalefeti, belediyesi AFAD'ı yok, bürokratı seçilmişi yok. Hepimiz aynı masadayız, ne demek el sıkmamak, selam vermemek. Asrın felaketini değil, asrın ihmallerini yapmış mıyız onu konuşmalıyız" dedi.

Bina yıkılması kader değil

Fox TV'deki İlker Karagöz ile Çalar Saat programına bağlanan İmamoğlu “Depremin doğal afet olduğunu hepimiz biliyoruz. Deprem, bir kader. Yani kaderin içerisinde olduğu net olan, bir gün karşımıza çıkacak olan bir süreç. Doğanın bir kuralı. Ama kader olmayan bir şey var: O da binaların yıkılması, insanların ölmesi… Bu kader değil. İnancımızı da öyle bir kısır söyleme hapsetmeye çalışanları da kınıyorum. Akıl ve bilim, bizim inancımızın bize gösterdiği ilk yolculuktur” ifadelerini kullandı. İmamoğlu özetle şunları söyledi:

"Burada, deprem bölgesinde yaşadığını bilen yöneticileriz bizler. Ya da İstanbul'da ya da Türkiye'nin diğer yerlerinde fay hatlarının nereden geçtiğini, tarih boyunca hangi periyotlarda nasıl şiddetli depremler olduğu, bilim insanları tarafından mütemadiyen önümüze koyulan bir gerçek. Dolayısıyla burada, bu yıkımın sebebi bizleriz. ‘Bizleriz’ derken, bunun içinde yöneticiler var. Bunun içinde teknik insanlar var. Bunun içerisinde o sektörü ilgilendiren, inşaat sektöründen tutun da birçok paydaşı, birçok aşaması var. İmalatını yapan insanlar var; eğitimli mi, değil mi? Bu sürece nasıl baktığımız önemli.”

Bakın her cümlemde ‘siz’, ‘biz’ kelimesi kurmuyorum. Her cümlede ‘sen’, ‘ben’ diye bir tarif de yapmıyorum. Kendimi dışında tutarak da konuşmuyorum. ‘Sorumlular bizleriz’ diyorum. Demek zorundayız.

Bu konuda buluşamayacağımız, el sıkışamayacağımız, sarılamayacağımız, oturup anlaşamayacağımız, altına birlikte imza atamayacağımız hiçbir yönetici olmaz. Bu işin tarafı yok. Bu işin hükümeti, muhalefeti yok. Bu işin belediyesi veya AFAD'ı yok. Ya da bu işin bürokratı, seçilmişi yok. Hepimiz aynı masadayız. Ne demek el sıkmamak? Ne demek selam vermemek? Dünya örneklerine baktığımızda öyle biz ‘asrın felaketi’ diyemeyiz. Ama şunu diyebiliriz: ‘Asrın ihmali var mı bu işte’ diye oturup hesap vermeliyiz hep beraber. Oturup konuşmalıyız; ‘asrın ihmallerini’ yapmış mıyız?”

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Güncel Haberleri

Ertuğrul Özkök: Erdoğan “PKK’ya Silah Bıraktırma” Masasına Hangi Dört Yazarı Ekledi
AKP'li Şamil Tayyar: Rezan Epözdemir sorgusu ciddi bir krize dönüşmek üzere, 'hatırlı' çok sayıda isim devrede
Mümtaz’er Türköne: “CHP’nin Dikişleri Patlıyor”
MHP Lideri Devlet Bahçeli’den Belediye Yargılamaları Çıkışı: “Davalar Hızla Bitirilsin”
Balıkesir'de 6.1'lik deprem: Yıkılan binalar havadan görüntülendi