T24'ten Tolga Şardan'ın haberine göre,
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu ve ekibinin tutuklanmasıyla başlayan İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın adli soruşturması halen devam ediyor.
Adli süreç devam ederken, aynı dönemde İçişleri Bakanlığı’nca İBB’ye yönelik idari işlemler yürütüldü.
Büyüteç’te geçen aralıkta İçişleri Bakanlığı’nın İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve bünyesindeki birimlere yönelik genel teftiş başlattığını duyurdum.
Hatta aynı yazıda bakanlığın, İBB’nin teftişi sırasında müfettişlerin nasıl yöntem izlemesi gerektiği ve hangi konuları denetlemeleri gerektiği yönünde özel teftiş rehberi hazırladığını konu ettim.
Söz konusu denetlemede, bizzat İBB Başkanı’nın görevleri ve sorumluklarını yerine getirip getirmediğini de araştırdı.
İçişleri Bakanlığı’nın tüm belediyelere dönük genel teftişi aslına bakarsanız rutin bir uygulama.
Bakanlık bünyesindeki Mülkiye Teftiş Kurulu Başkanlığı, daha önce planlanan denetleme ve teftiş programları çerçevesinde kadrosundaki Mülkiye Müfettişleri’ni görevlendirir.
Müfettişler, bakan onaylı plan kapsamında ilgili belediyeye giderek tüm iş ve işlemlerini mercek altına alır. Yaklaşık 6 hafta süren teftiş ve denetim sonucunda belediye yönetimlerinin deyim yerindeyse röntgeni çekilir. Hazırlanan raporlarla belediyelerin icraatları bakanlığa aktarılır.
Müfettişlerin çalışmaları sırasında yasalara aykırı durum tespit edilmesi halinde, muhataplarının hakkında adli ve idari soruşturma açılması amacıyla özel raporlar düzenlenir. Raporlar, İçişleri Bakanı’nın onayının ardından belediyenin bulunduğu kentin Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilir. Böylece adli soruşturma süreci başlatılır.
Ancak, bu kez İBB için böyle rutin uygulama olarak yürütülmedi.
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, 27 Kasım 2024 günlü onayı ile İBB’de “genel teftiş” yapılması talimatını verdi. Talimat üzerine, Mülkiye Teftiş Kurulu Başkanlığı da seçtiği 4 Mülkiye Müfettişi’ne 28 Kasım 2024 tarihinde İBB genel teftiş görevini bildirdi.
Müfettişler, İstanbul’a giderek 9 Aralık 2024 günü İBB’deki göreve başladı.
Bakanlıkça hazırlanan teftiş rehberi ışığında yaklaşık 6 hafta boyunca İBB’nin tam 40 ayrı birimindeki kayıtları tek tek inceledi.
Sonuçta 17 Ocak 2025 günü tamamladıkları 566 maddeden oluşan 328 sayfalık genel iş ve yürütümüyle ilgili rapora imzayı koyup İçişleri Bakanlığı’na teslim ettiler.
Son İBB denetimi 13 yıl önce!
Buraya kadar anlattıklarım, müfettişlerin rutin iş ve işlemleri.
Fakat müfettiş raporuna bakıldığında, dikkat çekici ve önemli bir detay kendisini gösterdi.
Şöyle ki; İçişleri Bakanlığı’nın uygulaması çerçevesinde gelen teftiş ve denetlemelerde, en son yapılan teftiş ve denetlemelerin tarihi esas alınır.
Kolayca tahmin edileceği üzere, İBB’nin teftişinde bu kurala uyulmadı!
Müfettişleri raporuna bakıldığında, İBB’nin en son genel teftişi ve denetimi 31.01.2012’de yapılmıştı.
Yani tam 13 yıl önce!
İBB’deki güncel teftiş için takvim 31.01.2012 olarak alınması gerekirken; 4 müfettişe verilen görev onayında teftiş ve denetim yapılması istenilen tarih ise, 01.01.2020 ve sonrasıydı!
Aradaki 8 yıl, bizzat İçişleri Bakanlığı’nca teftiş ve denetim kapsamı dışına çıkartıldı.
Bunun sebebi elbette belli; Ekrem İmamoğlu’nun kazandığı 2018’deki ilk seçim ve sonrası.
Oysa, 2012 ile 2020 arasında AKP’li Kadir Topbaş ve Topbaş’ın görevden ayrılmasının ardından yerine gelen Mevlüt Uysal vardı İBB Başkanlık koltuğunda.
İçişleri Bakanlığı’nın, iktidar ile muhalefet belediye başkanlıkları arasında “çifte standart” yarattığı ortaya çıkıverdi böylelikle.
Soylu ve Yerlikaya, AKP dönemini görmezden geldi
Hatırlanacağı üzere, İBB Başkanı İmamoğlu’nun tutuklanmasına neden olan bakanlık soruşturmasını yürüten İçişleri Bakanlığı müfettişleri, belediye yönetiminden önce AKP dönemini de kapsayan belge ve bilgileri istedi. Ancak daha sonra işin sıkıntısı düşünülmüş olsa gerek, 2019 ve sonrasına ait belgeleri talep etti.
Kaldı ki, “kudretli” İçişleri Bakanlığı yaptığı öne sürülen Süleyman Soylu da bakanlığı süresince İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne genel teftiş ve denetleme için müfettiş görevlendirmesi yapamadı.
Soylu sadece 2022’de görevlendirdiği müfettişlere, İmamoğlu döneminde 1 Ocak 2019 ile 31 Aralık 2021 tarihlerini kapsayan 3 yılda Kamu İhale Kanunu ve Devlet İhale Kanunu’na göre gerçekleştirilen ihale işleri, personel, iş yeri açma ve çalışma ruhsatları iş ve işlemlerini içeren özel teftiş yaptırdı.
Zaten İmamoğlu göreve geldikten sonra, kendisinden önceki AKP dönemlerine ait dosyalara Soylu’nun bakanlığı döneminde Ankara’ya çekilmesinin sebebi de aynı.
AKP’lilerin dönemini göz ardı eden bakanlık talimatıyla görev yapan müfettişler, mevcut İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu için yaklaşık 5 sayfalık değerlendirme yaptı.
Müfettişler, İmamoğlu hakkındaki değerlendirmelerini 8 maddede toplarken, 2012’de İBB’yi denetleyen müfettişlerin, dönemin İBB Başkanı Kadir Topbaş’a yönelik 18 madde kaleme aldığı ortaya çıktı.
Soylu’nun soruşturma izni Danıştay’dan döndü
Öte yandan, Soylu’nun 2021’de yaptırdığı özel teftiş sonrasında İmamoğlu ve 24 İBB yöneticisi hakkında ön inceleme yapıldı.
Ön incelemenin konusu şimdilerde yeniden konuşulan İstanbul’daki ışıklı reklam panolarının ihalesiz olarak davetiye usulüyle firmalara verilmesi, işi alan firmaların da İmamoğlu’na yakın olan firmalar olduğu iddiasıydı.
Müfettiş ön incelemesi birbiriyle bağlantılı 3 maddeden oluştu. Bakan Soylu, her madde için farklı belediye yöneticileri için soruşturma izni verdi. Ancak İmamoğlu için her 3 maddeden de soruşturma izni veren Soylu, 1 Şubat 2022 tarihli onaya imzayı attı.
İmamoğlu ve belediye yöneticileri, Soylu’nun soruşturma izni vermesi kararını Danıştay’a götürdü.
Danıştay Birinci Dairesi, 29 Aralık 2022’de verdiği oy çokluğu kararıyla İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve belediye yöneticilerinin suç işledikleri iddiası yönündeki İçişleri Bakanlığı soruşturma iznini reddetti. İBB Başkanı İmamoğlu hakkındaki 3 ayrı maddedeki soruşturma izni talebi düştü.
Savcılık, belgeleri yeni toplamaya başladı
Bu arada, halen tutukluluk hali devam eden İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve ekibine yönelik adli soruşturmada savcılık, İmamoğlu ile belediye yöneticileri hakkındaki bilgi ve belgeleri tutuklamadan sonra istemeye başladı.
Belediye ekibine isnat edilen yolsuzluk ve usulsüzlük iddialarını araştıran savcılığın, kimi zaman İstanbul Emniyet Müdürlüğü üzerinden kimi zaman da doğrudan İBB’den adli süreç kapsamına alınan ihale dosyalarının asıllarını nisan başından itibaren talep etmesi dikkati çekti.
Böylece, savcılığın “İBB dosyasının boş olduğunu” iddialarına karşı, İmamoğlu ve ekibine yönelik yeni belge toplamaya başladığını değerlendirmek yanlış olmaz.
* * *
Seçilmiş belediye başkanı muhalefetten olduğu için davet edilmedi
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, bir süredir “Türkiye’nin huzuru” başlığıyla kentleri gezerek denetleme yapıyor.
Bu gezilerinde bakanlığın önemli isimlerini de beraberinde götüren Yerlikaya’nın son durağı Adıyaman’dı, geçen hafta sonu.
Adıyaman malum, 6 Şubat 2023’teki depremde en fazla canın kaybedildiği, maddi zararın yaşandığı kentlerin başında.
Aynı zamanda Adıyaman Belediye Başkanlığı, son yerel seçimde AKP’den CHP’ye geçti.
Yerlikaya ve ekibi Adıyaman’a gidince doğal olarak belediye yönetimi de kentin son durumuyla ilgili hazırlık yaptı. Amaçları, depremden sonra kentin sorunlarını doğrudan İçişleri Bakanı’na aktarmaktı.
Ancak Başkan Abdurrahman Tutdere’nin hesabı tutmadı maalesef.
Bakan Yerlikaya’nın yine beraberinde bakanlığın ağır toplarıyla kentte yaptığı çalışmalara CHP’li Adıyaman Belediye Başkanı Tutdere çağrılmadı!
Üstelik Bakan Yerlikaya, valiliğin koordinesinde kentte Türkiye’nin huzuru toplantısını gerçekleştirdi. Seçilmiş belediye başkanı bu toplantıda da kendisine yer bulamadı!
Adıyaman gibi depremden ağır yaralı kentteki koordinasyon çalışmalarına sırf muhalefet partisi olması nedeniyle seçilmiş belediye başkanının çağırılmaması, kentin kalkındırılmasına paydaş olarak davet edilmemesi, en basit deyimle “yakışıksız ve çiğ” bir yaklaşım oldu ne yazık ki.