Hatay’ın Reyhanlı ilçesinde 11 Mart 2023 tarihinde Suriye’den Türkiye’ye kaçak yollarla geçiş yapmak isteyen 9 kişilik Suriyeli sığınmacı, Kara Kuvvetleri Komutanlığı’na bağlı Kavalcık Şehit Er Gökhan Çakır Hudut Karakolu personelleri tarafından saat 20.00 sıralarında yakalandı.
Gazeteci Alican Uludağ'ın aktardığına göre; Suriyelilerin karakola girilmesiyle işkence başladı. Dosyaya göre, önce karakol içerisindeki topçular garajına ve ardından da göçmen çadırına getirilen 9 Suriyeli, tahta ve demir sopalarla darp edildi, kafaları seyyar ahşap merdivene sokulup bu şekilde dövüldüler. Suriyelilere, içerisine suyla karıştırılan mazot içirildi. İşkence, yaklaşık 2,5 saat boyunca aralıklarla devam etti.
İşkenceler sonucunda ağır yaralanan ve yaşı tespit edilemeyen Abdurrezzak Kastal, hastaneye götürülmek yerine deport işlemi için Cilvegözü Gümrük Müdürlüğü'ne getirildi. Müdürlüğün önüne atılan Kastal’ın öldüğü tespit edildi. Savcılığa haber verildi.
Karakol içerisindeki hurdalığa gömüldü
9 Suriye sığınmacıdan biri olan 19 yaşındaki Abdulsettar El Haccar ise karakolda gruptan ayrılarak ayrı bir yerde tutuldu. El Haccar da işkence sonucu hayatını kaybetti. Olaya el koyan iki savcı, askerlerin ifadesini aldı, bu ifadeler üzerinden Suriyelinin karakol içerisinde bulunan hurdalığa gömüldüğü tespit edildi. Ölen iki şahsın vücutlarının neredeyse tamamına yakınında sopa izleri olduğu belirlendi.
Askerlerin işkenceleri sonucunda yaralanan 4 Suriyeli'nin müşteki sıfatıyla ifadesi alındı. Müşteki Muhammed El Muhammed, Reyhanlı Cumhuriyet Başsavcılığı’nda verdiği ifadede, işkenceyi şöyle özetledi:
“Yakalandıktan sonra karakola götürülmek için araca bildirildiğimizde yolda karakola gelene kadar 2 asker tarafından yumruklarla darp edildik. Karakola geldiğimizde kafes tellerle çevrili bir alana götürüldük, sonrasında tahta merdivenin basamaklarının arasına başımız geçirildi. Yaklaşık 20 kişilik bir asker grubu, sopa ve kablolarla bizi darp etmeye başladı.
Sonrasında bizi tel bir kafesin içine koydular. Burada da zaman zaman içeri girerek bizi darp etmeye devam ettiler. Bu arada kafes saha içerisine Suriye uyruklu olduğunu sonradan öğrendiği 55-60 yaşlarında bir erkek şahsı daha getirdiler. Askerler, bizimle birlikte yaşlı adamı da dövdüler.
Burada kıyafetlerimiz çıkartılarak kovalar ile üzerlerimize su döküldü. Suriyeli şahıslardan bir tanesi dayaktan bayılmak üzere olduğundan onu kafesten alarak başka bir yere götürdüler. Ancak bu şahıs bağırarak 'Bana mazot içirmeyin' dedi. Akabinde bizi kafesten çıkartarak karakol binasının önüne gelen bir araca bindirmek istediler. Ancak yanımızda bulunan Suriyeli yerinden kalkamadı. Bunun üzerine kolundan tutup sürüklemek suretiyle araca bindirdiler. Şahsı konuşturmaya çalışsak da cevap vermedi."
Askerler ve Bölük Komutanı da itiraf etti
Olaya tanık olan askerlerin yanı sıra Bölük Komutanı Mehmet Alperen Sönmez da olanları itiraf etti.
Bir asker Sönmez'in kendisini ve Hasan Bektaş’ı kenara çekerek, “Korkmayın, bu iş hepimizin başına geldi. Konuyu halledeceğiz. Ama konuşursanız sizi mahvederim, öldürürüm” diye tehdit ettiğini söyledi.
Mehmet Alperen Sönmez de ifadesinde şunları söyledi:
“Kavalcık Hudut Karakoluna gittiğimde orada 8 değil 9 kişi vardı, bu kişilerin topçu garajı denilen boş arazideydiler, başlarında Mehmet MENEKŞE ve Cihangir ŞEN vardı. Mehmet MENEKŞE, bana telefondan 9 kişinin bulunduğu bir videoyu gösterdi, videoda düzensiz göçmenlere ait merdiven yan yatırılmış, merdiven boşluklarına da şahısların kafaları geçirilmiş şekilde dövüldüklerini ve götürüldüklerini gördüm. Bu videoyu izlediğimde Mehmet MENEKŞE'ye kızdım, akabinde makam arabasının içerisinde bulunan, bana ait plastik copu alıp bununla 9 kişinin baldır ve bacak kısımlarına bir daha Türkiye'ye gelmemelerini söyleyerek vurdum. Diğer askerlere de emrettim. Mehmet MENEKŞE, Karakolda olduğu süre içerisinde 9 Suriyeli şahsın dokuzuna da demir sopa ile vurdu. Cihangir Şen de elinde sopa olmadan tekme ve yumruklarla vurdu. Mehmet Menekşe’nin talimatıyla askerler, yerde yatan Suriyeli şahıslarından bir tanesinin ağzından içeriye su ile karıştırılmış mazot döktü. Sonrasında ben, Cihangir ŞEN'e ölen adamı kastederek "bu adamı yok edin" dedim. Mehmet SÜRÜCÜ, Mehmet BAYRI, Mürsel CEYLAN, ölen şahsı land aracına bindirerek gömmek üzere götürdü."
4 askere 2 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası
Olayda adı geçen askerler TSK’dan ihraç edildi. Hatay Cumhuriyet Başsavcılığı, 22 asker hakkında iki Suriyeli’nin işkenceyle ölümü, 4’ünün de yaralanmasına ilişkin dava açtı. Hatay 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan davanın 11inci duruşmasında karar çıktı. Mahkeme, karakol komutanı teğmen Cihangir Şen, üsteğmen Mehmet Menekşe, uzman çavuşlar Mehmet Sürücü, Mürsel Ceylan’ı, 2 Suriyeli sığınmacının işkence sonucu ölümüne sebep olmak suçundan 2 kez müebbet hapis cezasına çarptırdı.
Mahkeme ayrıca 4 askeri, diğer Suriyelileri işkence sonucu yaralama suçundan 7,5 yıl hapis cezasına çarptırdı ve tutukluluk hallerinin de devamına karar verdi. 11 asker işkence ile kasten öldürme suçundan beraat etti.
Ölen Suriyelinin gömülmesi emrini veren ve sığınmacıları darp ettiğine ilişkin askerlerin aleyhinde ifade verdiği Bölük Komutanı Mehmet Alper Sönmez öldürme suçundan beraat ederken, yaralama suçundan 6 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırıldı ve tahliye edildi. Ölen Suriyeli'yi gömen üç asker, suç delillerini gizleme suçundan 2 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı. İki asker ise kasten yaralama suçundan 5 kez 10 ay hapis cezası verildi.