HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan, Kamu Kesimi Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Anlaşma Protokolü sürecinde gelinen aşamaya ilişkin konfederasyon genel merkezinde basın toplantısı düzenledi.
Bugüne kadar yürütülen çalışmaları hatırlatarak sözlerine başlayan Arslan, “Bu toplu iş sözleşmesinin, taslağın veya Kamu Çerçeve Protokolü’nün gecikmesinin nedeni asla konfederasyonumuz ve konfederasyonlar değil. TÜHİS'in ve Çalışma Bakanlığı'nın bu süreci daha hızlı gerçekleştirme imkanı varken bu yapılamadı” ifadelerini kullandı.
'Geri çektiği tekliflerinin bizim açımızdan da kabul edilebilir tarafı söz konusu değildi'
Protokol sürecine ilişkin HAK-İŞ ve TÜRK-İŞ olarak görüşmelerde hep yapıcı bir tutum sergilediklerini söyleyen Arslan, "Kamu Çerçeve Koordinasyon Kurulu Başkanımız ve beraberindeki heyet her gelişmeden sonra sendikalarımıza bu konuyu değerlendirdik, görüştük ve mümkün olduğu kadar TÜRK-İŞ ve HAK-İŞ ortak yaklaşımının dışına çıkmamaya çalıştık. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanımızın önceden açıklayıp sonra geri çektiği tekliflerinin bizim açımızdan da kabul edilebilir tarafı söz konusu değildi” dedi.
Arslan'dan TÜRK-İŞ’e: 'Birbirimize zarar verecek açıklamalardan uzak kalmak gerekiyor'
TÜRK-İŞ tarafından yapılan açıklamalara dair de eleştirilerde bulunan Arslan, "Son gelişmelere adım adım yaklaşırken konfederasyonlar arasındaki ilişkilerimizi her zaman yapıcı ve mümkün olduğu kadar sonuç almaya yönelik bir ilişki biçimi olarak değerlendirdik. Kimin nasıl görüştüğüne bakmaktan bütün hedefimiz HAK-İŞ olarak da TÜRK-İŞ’in de bu çabalarını hep sonuç almaya yönelik çabalar olarak değerlendirdik ve bundan dolayı da herhangi bir sorun yaşamadık. Bundan sonra da bu sorunları yaşamayız. Ancak zaman zaman TÜRK-İŞ tarafından yapılan bazı talihsiz açıklamalar var. Biz konfederasyonumuz olarak böyle bir yaklaşımın doğru olmadığını, bu tür yaklaşımların aslında birlikteliğimize zarar vereceğini, dolayısıyla bir toplu sözleşmesi süreci devam ederken, Kamu Çerçeve Protokolü’nde karşılıklı görüşlerimiz, görüşmelerimiz devam ederken, birbirimize olan ilişkilerimize zarar verecek açıklama, konuşma ve benzeri yorumlardan uzak kalmak gerekiyor" diye konuştu.
“Siyasi partilerin aynı masaya bile gelemediği bir dönemde Türk demokrasisine örnek bir tutum sergiliyoruz” diyen Arslan, “Pek çok rekabet alanlarımız olmasına rağmen HAK-İŞ ile TÜRK-İŞ’in ortak sorunlarımız konusunda nasıl iş birliği yapması gerektiğine inandığımız için buradayız” değerlendirmesini yaptı.
'Sendikalarımızın kabul etmediği hiçbir husus HAK-İŞ açısından kabul edilebilir değildir'
Dün konfederasyon genel merkezinde olağanüstü bir toplantı yaptıklarını hatırlatan Arslan, toplantıda bugün için Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’dan randevu talep edildiğini ancak saat uyuşmazlığı nedeniyle toplantının gerçekleşemediğini anlattı.
TÜRK-İŞ Genel Başkanı Ergün Atalay’ın Cumhurbaşkanlığı’nda Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ile gerçekleştirilen görüşmesi sonrasında verilen teklifin sendikalara ulaştırılacağını söyleyen Arslan, şöyle konuştu:
"Sendikalarımızın değerlendirmeleri alındıktan sonra da bir karar vereceğiz, bu kararın sendikalarımız tarafından ‘imzalayın kararı’ olursa zaten gereği yapılacaktır. Bizim açımızdan çözülmesi gereken, cevaplanması gereken bazı hususlar var. Onları da arkadaşlarımız çalışacaklar ve bu süre içerisinde en kısa zamanda HAK-İŞ’in görüşlerini de kamuoyuyla da sendikalarımızla da değerlendirdikten sonra paylaşacağız. Gelinen noktayla ilgili HAK-İŞ olarak baştan itibaren taahhüdümüz şudur. Sendikalarımızın kabul etmediği hiçbir husus HAK-İŞ açısından kabul edilebilir değildir."
'Süreçler tamamlanmadığı için grev kararlarını almadık'
"Sendikalarımızın alacağı kararlar başımızın üstündedir" diyen Arslan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bazı eleştiriler geldi. HAK-İŞ olarak grevle ilgili kararları neden açıklanmıyor şeklinde. Koordinasyon Kurulumuzda da Yönetim Kurulu’nda da görüştük. HAK-İŞ Konfederasyonu başta Orman Genel Müdürlüğü olmak üzere, ÇAYKUR, Et ve Süt Kurumu, BTK olmak üzere, pek çok kritik iş kollarında grev haklarını kullanma imkanımız var. Şu anda süreçler tamamlanmadığı için grev kararlarını almadık. Ama önümüzdeki haftadan itibaren artık grev kararları aşamasına da geleceğiz. Sendikalarımız bunun farkında ve bilincinde. Dolayısıyla HAK-İŞ’in örgütlü olduğu işlerinin önemli bir bölümü de grev yasağı kapsamında. Bunun da dikkate alarak, bunun da farkında olarak konfederasyonumuz bu süreçleri sağlıklı, dikkatli bir şekilde sürdürmektedir. O nedenle HAK-İŞ olarak TÜRK-İŞ ile yola çıktığımızda hangi ilkeler etrafında beraber yürüme kararı varmışsa biz onun arkasındayız. Gerektiğinde grev kararlarımız, grev uygulamaları da önümüzdeki süreçte bizim açımızdan uygulanması gereken bir zorunluluktur. Tabii ki amacımız toplu iş sözleşmelerinin çerçevesini oluşturan protokolün bir an evvel sonuçlanmasıdır."
'Teklif taleplerimizin hala gerisinde ama yeni bir aşama var'
Arslan, dün akşam Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ile görüşen TÜRK-İŞ Genel Başkanı Ergün Atalay’ın yeni teklife ilişkin yaptığı "Yüzde yüz olumlu bir teklif değil ama olumluya yakın bir teklif gibi gözüküyor" açıklamasına ilişkin ise şu ifadeleri kullandı:
"Teklifler bir önceki Çalışma Bakanımızın kamuoyuyla paylaştığı tekliflerden ileri bir teklif. Bu teklifin bu yönüyle yeni bir teklif olarak değerlendirmesi son derece normal. Ancak bizim konfederasyonumuzun da bu teklifler içerisinde bazılarının aydınlatılması, konuşulması ve üzerinde detaylı bir çalışma gerektiriyor. Dolayısıyla bir önceki teklife göre olumlu bir teklif. Ancak bizim taleplerimiz TÜRK-İŞ ve HAK-İŞ olarak yaptığımız en son değerlendirmelerdeki taleplerimizin hala gerisinde ama yeni bir aşama var. Yeni teklif bir önceki teklife göre daha iyi bir teklif.
'Sendikalarımız grev konusunda serbest'
Çerçeve protokolünde yer alıp da bu dün akşamki metinlerde yer almayan hususlar var. Bunların da netleştirdikten sonra kamu çerçevede ortak açıklama ve ortak imza söz konusu olabilir. Zaman vermek pek doğru değil ama bazı sendikalarımızın özellikle cumartesi günü greve çıkacak olması, belki bir kısım konfederasyonlarımızda zorunluluk haline getirir. Biz protokolde yer alan konuların bir daha tartışılmadan açık, net, şeffaf bir şekilde ortaya konup o çerçevede imzalanmasını açıkça ben ve arkadaşlarımız öneriyoruz. Sendikalarımız grev yapacakları, grev kararı alacakları veyahut da sözleşmeleri yürütecekleri konusunda tam serbesttir."