BirGün gazetesi yazar ve Onlar TV yorumcusu gazeteci Timur Soykan sosyal medya paylaşımları gerekçe gösterilerek gözaltına alındı. Timur Soykan'a "Halkı yanıltıcı bilgi alenen yayma suçu" yöneltildi. Adliyede savcılık ifadesinin ardından Soykan tutuklama talebiyle mahkemeye sevk edildi. Mahkeme adli kontrol kararıyla Soykan'ı serbest bıraktı.
Gazeteci Soykan, savcılık ifadesinde, "Tweetlere konu olan operasyonlar yargının siyasi talimatlar neticesinde kullanılmasına ilişkin; şayet tutuklanırsam doğru olduğu aşikar olacak!" demişti.
'Bizim tek korkumuz gazeteci olarak halka gerçekleri anlatmamak, anlatamamak olur'
Serbest bırakıldıktan sonra adliye önünde açıklama yapan Timur Soykan, şunları dile getirdi:
"Attığımız iki tweet nedeniyle bugünü ve dünü özgürlüğümüzden mahrum geçirdik. Maalesef basın ve ifade özgürlüğünün, düşünce özgürlüğünün gasp edildiği bir dönem yaşıyoruz. Niyet okumayla, akıl almaz suçlamalarla, sadece görüşlerimizi, fikirlerimizi ya da haberlerimizi ifade ettiğimiz için tutuklanabiliyoruz ya da günlerimiz böyle geçiyor, adli kontrolle serbest kalabiliyoruz.
Bizim korkumuz asla tutuklanmak olmaz. Bizim tek korkumuz gazeteci olarak halka gerçekleri anlatmamak, anlatamamak olur. Bundan asla vazgeçmeyiz. Sürekli ekip olarak da devam edeceğiz, Onlar olarak da BirGün olarak da her yerde devam edeceğiz. Ama maalesef Fatih Altaylı yine böyle bir saçma sapan niyet okumasıyla tutuklu, Ercüment Akdeniz bir şekilde hâlâ cezaevinde tutuluyor. 29 yaşındaki meslektaşımız Furkan Karabay akıl almaz bir şekilde hapiste tutuluyor. Pek çok insan, pek çok siyasi, görüşlerinden dolayı hapsediliyor. Ama ben biliyorum özgür günler çok yakın. Onun için omuz omuza olacağız. Dayanışmanız güç verdi. Çok teşekkür ederim."
Başsavcılık milletvekillerine izin vermedi!
Gazeteci Hilmi Hacaloğlu'nun aktardığına göre, tutuklamaya sevk edilen gazeteci Timur Soykan, 4. Sulh Ceza Hakimliği'ne getirildi.
Kendisini görmek isteyen milletvekilleri Ahmet Şık, Yunus Emre ve Ali Gökçek'e Başsavcılık talimatıyla izin verilmedi. Milletvekilleriyle güvenlik görevlileri arasında gerilim yaşandı. Vekiller, bariyerleri çekerek içeri girmek istedi. Yaşanan arbedenin ardından milletvekilleri koridordan mahkeme salonu önüne gelebildi.
Adliyedeki gazeteciler, çevik kuvvet polislerinin mahkeme salonunun önüne getirildiğini aktarıldı.
İki tweet ‘suç’ gösterildi caddede yürürken gözaltına alındı
Gazeteci Soykan’ın gözaltına alınmasıyla ilgili yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı:
“Timur Soykan rumuzlu x hesabında yapılan; ‘Rejim, toplumu yolsuzluk operasyonlarına ikna etmek gibi bir derdinin kalmadığını ilan ediyor. Halka ‘Benim dışımda bir iktidarı seçemezsin. Esirimsin’ diyor. Halk ya bu baskıya boyun eğerek rejimin kölesi olacak, daha da yoksullaşacak ya da özgürlüğünü, haklarını, ülkesini savunacak.’ ve ‘Darbe sürüyor. Halkın iradesi gasp ediliyor. Sandığın manası kalmıyor.’ içerikli şeklindeki paylaşımlarda bulunan şahıs hakkında yapılan araştırmalar neticesinde şahsın, Timur Soykan olduğu tespit edilmiş , söz konusu paylaşımlardan ötürü şahıs hakkında TCK-217/A maddesi kapsamında Halkı Yanıltıcı Bilgiyi Alenen Alenen Yayma suçundan soruşturma başlatılmış ve şahsın gözaltına alınması talimatı verilmiştir.
Bu kapsamda adı geçen şahıs 05.07.2025 günü saat 18.00'da Beyoğlu İlçesi Cumhuriyet Caddesi üzerinde gözaltına alınmıştır.”
Şule Aydın: 'Vatan'a götürülüyor'
Soykan'ın gözaltına alınmasını Onlar TV'deki çalışma arkadaşı gazeteci Şule Aydın duyurdu.
Aydın, yaptığı paylaşımda şu ifadeleri kullandı:
"Timur gözaltına alındı!
Şu an Vatan Emniyet’e götürülüyor. Gerekçe X paylaşımları…"
Soykan'ın emniyet ifadesi ortaya çıktı
Öte yandan Gazeteci Soykan'ın emniyetteki ifadesi ortaya çıktı. Paylaşımların kendisi tarafından yapıldığını ve suçlamaları kabul etmediğini ifade eden Soykan, şunları söyledi:
” Soruldu:
@Timur Soykan rumuzlu x (twitter) hesabında “Rejim, toplumu yolsuzluk operasyonlarına ikna etmek gibi bir derdinin kalmadığını ilan ediyor. Halka ‘Benim dışımda bir iktidarı seçemezsin. Esirimsin’ diyor. Halk ya bu baskıya boyun eğerek rejimin kölesi olacak, daha da yoksullaşacak ya da özgürlüğünü, haklarını, ülkesini savunacak” ve “Darbe sürüyor. Halkın iradesi gasp ediliyor. Sandığın manası kalmıyor” şeklindeki paylaşımlardan bahis ile TCK 217/A SKM suçlamasıyla İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında ifadenizi veriniz?
Cevaben:
Soruşturma dosyasını okudum, inceledim, üzerime atılı olan suçlama hakkında bilgi sahibi oldum, ifademi İstanbul Barosu Avukatlarından avukat Hüseyin Ersöz, avukat Gamze Pamuk ve avukat Enes Hikmet Ermaner refakatinde vermek istiyorum.
Timur Soykan rumuzlu x (twitter) hesabı bana aittir, burada yapılan paylaşımlar benim tarafımdan yapılmaktadır, yine soruşturmaya konu olan rejim, toplumu yolsuzluk operasyonlarına ikna etmek gibi bir derdinin kalmadığını ilan ediyor. “Halka ‘Benim dışımda bir iktidarı seçemezsin. Esirimsin’ diyor. Halk ya bu baskıya boyun eğerek rejimin kölesi olacak, daha da yoksullaşacak ya da özgürlüğünü, haklarını, ülkesini savunacak” ve “Darbe sürüyor. Halkın iradesi gasp ediliyor. Sandığın manası kalmıyor” şeklindeki paylaşımlarda benim tarafımdan yapılmıştır.
Bu paylaşımlarımdan “Rejim, toplumu yolsuzluk operasyonlarına ikna etmek gibi bir derdinin kalmadığını ilan ediyor. Halka ‘Benim dışımda bir iktidarı seçemezsin. Esirimsin’ diyor. Halk ya bu baskıya boyun eğerek rejimin kölesi olacak, daha da yoksullaşacak ya da özgürlüğünü, haklarını, ülkesini savunacak” şeklindeki paylaşımımla buradaki sözlerimin ve eleştirimin sonuna kadar arkasındayım. Yargıda siyasi talimatla görevini suistimal eden ve muhalefeti sindirmeye çalışan bir oluşum söz konusu, siyasi talimatla görev yapan ve aslında bütün toplumun adaletini savunmakla yükümlü şahıslar görevlerini suistimal etmektedir. Yolsuzluk operasyonu adı atında sadece siyasilerin hedef gösterdiği muhalefet belediye başkanlarına operasyon yapılması bunun kanıtıdır ve aleni bir gerçektir. Bu herkesin bildiği aleni gerçeğe rağmen benim halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yaymak suçlaması ile gözaltına alınmam bir fıkradan farksızdır. Önce İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ardından çok sayıda CHP belediye başkanı son olarak yine CHP’li olan Adana Adıyaman Antalya ve bazı belediye başkanları ve bürokratlarının gözaltına alınmasına bu nedenle tepki gösterdim. Bu operasyonların daha önce AKP’yle iş yapan bir iş insanının ifadeleriyle gözaltına alındığını başsavcılık açıklamalarından biliyorum. Türkiyedeki herkes de biliyor ki AKP’li yani iktidar belediye başkanlarıyla ilgili yüzlerce yolsuzluk dosyası hasır altı edilmiştir. Tek bir operasyon bile yapılmamıştır. Ancak muhalefet belediyeleri söz konusu olduğunda 19 Mart’dan beri operasyonların ardı arkası gelmemektedir. Bu hukukun eşitliği ilkesinin alenen ihlal edilmesidir. Siyasi talimat ile yapılan bu operasyonların hedefi halkın oyları ile seçilmiş belediye başkanlarıdır, dolayısı ile halkın seçme ve seçilme hakkı yargı eli ile gasp edilmektedir. Buna karşı tepki göstermek demokrasinin yanında yer alan bir gazeteci için zaruridir. burada ben suç işlemiyorum. Halkın kendisini yönetenleri seçme hakkını gasp edenler suç işliyor. Bütün bu fikirlerim ve eleştirilerim düşünce ifade ve basın özgürlüğü kapsamındadır. Bu konuda daha detaylı ifademi savcılakta vermek istiyorum.
Yine soruşturma talimatına konu olan “Darbe sürüyor. Halkın iradesi gasp ediliyor. Sandığın manası kalmıyor” şeklindeki paylaşımım ile ilgili olaraksa sabah uyandığımda Adıyaman Belediye Başkanı Abdurrahman Tutdere’nin gözaltına alındığını gördüm, buna tepki olarak söz konusu paylaşımı yaptım. Ben 25 yıllık gazeteciyim, hukuku siyasi emelleri ve çıkarları için alet edenlerin ülkeye verdiği zararı biliyorum. Geçmişte AKP’yle Fetullahçılar yine kumpaslar kurarak demokratik haklarımızı gasp ediyordu, biz o zamanlarda yargıdaki ve diğer devlet kurumlarında yuvalanmış çetelerler mücadele ediyorduk, yine gözaltılarda yine adliyelerdeydik ve yine biliyorumki siyasi ikbali için veya kariyeri için veya çıkarları için adaleti katledenler bağımsız mahkemeler önünde yargılanacak biz de memleketimizi daha adil özgür ve hakkaniyetli olması için gazeteci olarak mücadelemizi sürdüreceğiz. Bu tweetteki fikirlerimde basın ifade ve düşünce özgürlüğü kapsamındadır, aynı bu ifademde olduğu gibi. Daha detaylı ifademi savcılık makamında vermek istiyorum.
Müdafiden soruldu:
Müvekkilimizin 5 Temmuz 2025 tarihinde yapmış olduğu iki paylaşım Evrensel Gazetesi’nin aynı tarihli ve Adıyaman Belediye Başkanı Abdurrahman Tutdere’nin yapmış olduğu X paylaşımlarının ifade hürriyeti kapsamında yorumlanması ve bu paylaşımların halkın haber alma özgürlüğü çerçevesinde kamuoyu tarafından tanınırlığı fazla olan bir gazeteci tarafından aktarılmasından ibarettir, söz konusu paylaşımların TCK’nun 217/A maddesi çerçevesinde Halkı Yanıltıcı Bilgiyi Alenen Yayma suçu olarak nitelendirilemeyeceği açıktır. Zira söz konusu suçun oluşabilmesi için halk arasında endişe korku veya panik yaratmak saiki ile hareket edilmesi gerekmektedir. Diğer yandan madde metninde bu suçun işlenebilmesi icin ülkenin iç ve dış güvenliğini kamu düzenini ve genel sağlığı ilgilendiren gerçeğe aykırı bir bilginin paylaşılması esastır. Diğer yendan söz konusu suçun oluşabilmesi için en önemli maddi unsurlardan biride kamu barışını bozmaya elverişli bir davranışın sergilenmiş olması gerekmektedir. Bu unsurların hiç birisi müvekkilimizin yapmış olduğu X paylaşımlarında bulunmamaktadır. Kamu oyunda İBB soruşturması ve kent uzlaşısı soruşturmaları olarak bilinen soruşturma süreçlerinde İBB Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu yanında Şişli, Esenyurt, Beylikdüzü Belediye başkanları hakkında tutuklama kararları verilmiştir bununla birlikte Büyükçekmece Gaziosmanpaşa Avcılar İzmir Ceyhan Seyhan Adana Büyükşehir, Antalya Büyükşehir, Adıyaman Belediyesi, Beykoz Belediyesi gibi Büyükşehir ve İlçe belediyelerine yönelik olarak da soruşturmalar yürütülmüş ve bu belediyelerin başkanları ile yöneticileri hakkında tutuklama kararları verilmiştir. Bu yargılama süreçlerinin sadece ana muhalefet partisi belediyelerine yönelik olarak yapılması kamu oyundaki hassasiyeti arttırmış ve bu soruşturmaların siyasi saiklerle gerçekleştirildiği yönünde bir intibanın hakim olmasına neden olmuştur. Öyle ki yürütülen bu soruşturmalar nedeniyle toplumun yargıya olan güveni azalmış, bu husus yapılan kamuoyu araştırmalarınada birebir yansımıştır. Öyle ki gerek dünya çapında gerçekleştirilen yargıya güven endeksi sıralamasında Türkiye demokratik ülkelerin çok altında bir sırada yer almakta, gereksede kamu oyu araştırmalarında bu soruşturmaların adil yargılanma hakkında aykırı gerçekleştirildiğine ilişkin kanısında oldukça yüksek olduğu ifade edilmiştir. Bu gerçekler önümüzde dururken bağımsız ve tarafsız gazetecilerin her gün bir siyasinin gündeme taşıdığı bu yargılama süreçleri hakkında yorum yapmaları eleştirmeleri görünürde gerçeklik kuralı çerçevesinde haberleştirmeleri basın özgürlüğü kapsamındaki faliyetlerdir.
Bu husus kanun koyucu tarafından da göz önünde bulundurulmuş, 218’inci madde de basın ve ifade hürriyeti kapsamındaki beyan açıklama yada haberlerin TCK nin 217/A maddesinde düzenlenen suçu oluşturmayacağı ifade edilmiştir. Bu çerçevede İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen bir kısım soruşturma süreçlerinin ve bu soruşturmalarda gerçekleştirilen özgürlük kısıtlayıcı tedbirlerin eleştirilmesi suç olarak nitelendirilemez, müvekkilimiz kamu oyu tarafından gazeteci kimliğiyle bilinen ve milyonlarca kişi tarafından takip edilen bir basın mensubudur, basın mensuplarının yapmış oldukları haberler yada sosyal medya paylaşımları sebebiyle gözaltına alınmaları yada tutuklanmaları yada haklarında özgürlük kısıtlayıcı diğer tedbirlere hükmedilmesi sansür niteliğindeki uygulamalardır. Anayasa ve kanunlarımıza görev basın hürdür ve sansür uygulanamaz, gazetecilerin yapmış olduğu haberlerin TCK 217/A maddesindeki suçu oluşturmayacağına dair bir çok yargı kararı da bulunmaktadır, Yargıtay 8’inci Ceza Dairesinin 2023/4112 Esas sayılı ilamıyla Anayasa Mahkemesinin 2022/129 bireysel başvuru numaralı kararı bu yargı kararlarına örnek gösterilebilecek yüksek mahkeme kararlarını oluşturmaktadır, Müvekkilimiz suç işlemek kastıyla hareket etmemiştir. Mesleğini bilgi birikimini görünürde gerçeklik kuralını ve basın özgürlüğünün bir gereği olarak düşüncelerini toplum ile paylaşmıştır. Bir gazetecinin düşüncelerini gazetede köşe yazısı olarak yayınlamasıyla sosyal medya hesaplarında paylaşması arasında hukuk tekniği açısından hiç bir fark bulunmamaktadır. Bu çerçevede müvekkilimizin tarafsız ve objektif yayıncılık esaslarını kendine prensip olarak edinmiş bi gazeteci olduğunu tekrar belirtmek isteriz. Hakkında uygulanan gözaltı işmlemi hukuka aykırılık yanında ifade hürriyeti ve basın özgürlüğünde ihlali niteliğindedir, son olarak müvekkilimiz herhangi bir şekilde kaçma şüphesi altında bulunmamaktadır, öyleki müvekkilimiz hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 2025/72867 nolu soruşturma dosyasında imza atmak ve yurt dışına çıkamamak şeklinde adli kontrol tedbirleri uygulanmaktadır, bu adli kontrol tedbirlerinin her ne kadar hukuka aykırı olarak uygulandığını düşünsekte müvekkilimiz kanunlara saygılı bir yurttaş olarak bu yükümlülüklerini eksiksiz bir şekilde yerine getirmekte diğer yandan yazmış olduğu makaleler yada yaptığı haberler nedeni ile hakkında haksız şekilde başlatılan soruşturma süreçlerin dede çağırıldığı zaman ifade vermek üzere katılım göstermektedir. Gözaltı tedbirinin yasal unsurları oluşmamasına karşın müvekkilimizin özgürlüğünün kısıtlanması hukuka aykırı olup ifadesini verdiğide göz önüne alınarak serbest bırakılmasını talep ediyoruz.”
Tutuklama talebi
Emniyet'teki işlemleri tamamlanan Timur Soykan bugün Çağlayan'daki İstanbul Adliyesi'ne sevk edildi. Savcılıkta ifade veren Soykan, tutuklama talebiyle Sulh Ceza Hakimliği'ne sevk edildi.
Mahkeme, Timur Soykan'ı serbest bırakıldı.