Akademisyen Necip Hablemitoğlu’nun öldürülmesiyle ilgili hazırlanan iddianamede, terör suçlarına bakan Ankara 28. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilecek.
T24’den Tolga Şardan’ın yazısına göre, iddianamede Hablemitoğlu üzerinde nasıl çalışmalar yapıldığı ortaya konuluyor.
İddianamede şüpheli sıfatıyla yer alan Eski MİT'çi Enver Altaylı'nın şoförü Nizamettin Afşar’ın ifadeleri dikkat çekiyor.
Altaylı'nın 23 - 24 yıl boyunca şoförlüğünü yaptığını söyleyen Afşar, “Aydın Köstem'i Avrasya Vakfı'na gelip gitmesinden dolayı tanıyorum. Daha sonra vakıf kapandıktan sonra birçok sefer Enver Altaylı ile görüşmesi olmuştur” dedi.
FETÖ davası firarisi Mustafa Özcan hakkında ise “Enver Altaylı'nın yanında tanıdım. Kendisi ile bire bir görüşmem olmamıştır. Enver Altaylı, Mustafa Özcan ile ilgili olarak kendisinin imam olduğunu, Fetullah Gülen hareketi içerisinde yıllardır tanıdığını ve önemli şahsiyet olduğunu söylerdi” diyen Afşar, Levent Göktaş’ı da “Ankara Köroğlu'nda bulunan açık adresini bilmediği ofisine Enver Altaylı'yı götürmesinden dolayı” bildiğini ifade etti.
Mustafa Özcan ile Enver Altaylı’nın ayda birkaç kez görüştüğünü anlatan Afşar, şunları söyledi:
"Mustafa Özcan yine Ankara'ya geldi. Benimle Mehmet isimli kişi aynı şekilde iletişim kurdu. Bu defa Mustafa Özcan direkt Enver Altaylı'nın Turan Güneş Bulvarı'ndaki ikametine gelmişti. Mehmet isimli kişi yine dışarıda araçta bekledi. Evde; ben, Mustafa Özcan ve Enver Altaylı dışında kimse yoktu.
“Mustafa Özcan ve Enver Altaylı evin mutfak kısmında oturuyorlardı. Kapı aralık şeklinde açıktı. Ben bir ara mutfağa girmek isterken aralarında geçen bir konuşmaya şahit oldum. Mutfak dışından bunu dinledim. Bu konuşmada Mustafa Özcan, Enver Altaylı'ya hitaben 'Bu Necip ile ilgili Halil Şıvgın'la meseleyi konuştuk ancak halledemedik. Bu adam hizmet hareketine zarar veriyor, zarar vermeye de devam edecek. Bu işi halletmemiz lazım, sizin yardımınızı istiyorum' diyordu.
“Enver Altaylı da Mustafa Özcan'a 'Haklısınız hocam, nasıl yardımcı olalım' şeklinde cevap veriyordu. Devamında Enver Altaylı, Mustafa Özcan'a 'Cezaevinde bir arkadaşımız var, çıkmasına 1 - 1,5 yıl var. Ona hallettirebiliriz, isterseniz biraz bekleyelim' şeklinde konuşuyordu.
“Mustafa Özcan'ın da Enver Altaylı'ya '1 - 1,5 yıl çok geç olur Enver abi' diye karşılık verdiğini hatırlıyorum. Sonrasında Enver Altaylı, Mustafa Özcan'a 'Ben bir Almanya'ya gideyim, bu meseleyi Serhat ile görüşeyim. Dönüşte sizi arayacağım' dedi. Sonrasında da yemek siparişi verildiği için mutfağa girmek zorunda kaldım. Ben mutfağa girdikten sonra aralarındaki bu konuşma kesildi. Bir süre sonra yemeklerini yediler, o sırada ben de mutfakta idim. Burada havadan sudan konulardan konuştular. Bir süre sonra Mustafa Özcan vedalaşarak evden ayrıldı. (...)"
Bu konuşmadan 3-4 gün sonra Enver Altaylı’nın tek başına Almanya'ya gittiğini ve 5 gün sonra döndüğünü anlatan Afşar, “Evde iken telefonla Mustafa Özcan'la konuştuğunu değerlendiriyordum. Telefonda karşıdakine 'hocam, ben Almanya'ya gittim, geldim. Malum konuyla ilgili Serhat ile görüştüm. Serhat bize yardımcı olamayacak, bilginiz olsun' dedi. Bu şekilde telefonu kapattığını hatırlıyorum” dedi.
Afşar, Enver Altaylı’nın Mustafa Özcan'la yaptığı son görüşmeden birkaç gün sonra dinlemelere karşı korunan bir telefon üzerinden Almanya'daki Serhat Ilıcak'ı aradığını belirterek, konuşmaları şöyle aktardı:
“Telefonda Enver Altaylı, Serhat Ilıcak'a 'Serhatcığım ben Levent Göktaş ile görüştüm, biz mutabık kaldık. Siz çalışmalarınıza başlayın. Bir sıkıntı vesaire bir şey olursa beni arayabilirsin' diyordu.”