Beylikdüzü'nde yağ aldırma ameliyatı sonrası ölüm iddiası: "Madem tüm tahlilleri yaptınız, benim annem niye öldü?"

Beylikdüzü'nde özel bir hastanede yağ aldırma ameliyatı sonrası hayatını kaybeden Gönül Özkul'un ailesi ihmal iddiasında bulundu. "Madem tüm tahlilleri yaptınız, benim annem niye öldü?" diyen Özkul'un kızı "Eğer ortada bir hata ve ihmal varsa hatayı yapan cezasını çeksin" dedi. Ayrıca aynı hastanede burun estetiği ameliyatı sonrası da bir ölüm yaşanmıştı.

Olay, Beylikdüzü'nde bulunan özel bir hastanede meydana geldi.

Özkul ailesinin iddialarına göre, 49 yaşındaki Gönül Özkul yanında kızı Dilan Özkul ile birlikte 20 Kasım Pazartesi günü sabahın erken saatlerinde özel hastaneye geldi.

Eşine varis ameliyatına gireceğim diyerek geldiği hastanede karından yağ aldırma ameliyatı geçiren Gönül Özkul'un ameliyattan çıktıktan sonra nabzı durdu.

Yoğun bakım servisine alınan Özkul yapılan tüm müdahalelere rağmen hayatını kaybetti. Özkul ailesi, doktorların ve hastanenin ihmali olduğunu iddia ederken, hastane tarafından aileye verilen ölüm raporunda ise doğal ölüm yazdığı görüldü.

Aile ihmal iddiaları üzerine savcılığa şikayette bulundu.

Özkul'un cenazesi kesin ölüm nedeninin belirlenmesi için Adli Tıp Kurumu'na götürüldü. Adli Tıp Kurumu'nda otopsi incelemesinin tamamlanmasının ardından Gönül Özkul dün Zeytinburnu Erikli Baba Cem Evi'nde düzenlenen cenaze töreninin ardından defnedilmek üzere Erzincan'a götürüldü. Özkul'dan geriye vefat etmeden bir gün önce ailesiyle yemek yerken çekilen fotoğrafı kaldı.

"Madem tüm tahlilleri yaptınız, benim annem niye öldü?"

Kızı Dilan Özkul, "Annem Pazartesi günü saat 11.00'de ameliyata girdi. Doktorumuz A.M.U. aracılığıyla ameliyata girdi. Bana ameliyatın 4-5 saat süreceğini söylediler. Saat 18.00'de doktor bey yanıma geldi ve bana annenin durumu kritik, operasyon güzel geçti ama kalbinin durduğunu söylediler. Ben durumu anlamadım. Anesteziden geç uyanacak gibi anladım sonra beni 8'inci katta ameliyathaneye çağırdılar. Burada bekle dediler. O sıra bana eksik bilgi vermiş. Bana, "Annenin durumu kritik" dedi ama 15 dakika sonra "Anneni hayata döndürdük" dedi. Yani bana orada annemin nabzının gittiğini söylemedi, sadece durumunun kritik olduğunu söyledi. 15-20 dakika sonra yanıma geldi, "Annen hayata döndü ama şu an kritik bir aşamadayız, yoğun bakıma alacağız" dedi. Yoğun bakıma almamız için de "Sen git giriş aç" dedi. Benim bildiğim normalde ben daha giriş yapmadan yoğun bakım aciliyeti olan bir hastanın oraya alınması gerekiyor. Giriş kayıt ücreti ya da kayıt ücreti beklemesi gerekmiyor. Belki de benim annem orada öldü zaten. Olay bu şekilde oldu. Sonrasında anestezi doktoru benimle konuştu. "Anneniz uyandı aslında, ellerini kollarını hareket ettirdi ama işte birden nabzı durdu. Aslında biz ameliyat esnasında tüm tahlilleri yapmıştık" dedi. Madem tüm tahlilleri yaptınız, benim annem niye öldü? Herhangi bir ölüm sebebi belirtmediler. Bana, "Biz de çok şaşkınız, nasıl böyle bir şey olabilir, bu binde bir yaşanan bir şey. Anestezi esnasında oldu" dediler. Ben burada sadece doktor A. M. U.'nun yani ameliyatımıza giren doktoru değil, tüm ameliyathanedeki doktorları, asistanları hepsini suçluyorum. Özellikle anestezi birimini suçluyorum. Çünkü benim annemin daha önce yapılan ameliyatlarını, kaç tane yapıldığını biliyorlar. Ona göre narkoz verip ona göre anestezi uygulanması gerekiyordu. Benim anneme sabah test yaptılar. Bu testlerden zaten ne kadar anestezi verecekleri ortaya çıkması gerekmiyor muydu? Bizi sabah 06.30'da hastanede niye bekletip de bütün testleri yaptınız ya da tüm testleri yaptınız mı? Ben e-devletten baktığım zaman hiçbir test görünmüyor. Bu olaylar yaşanırken ruh sağlığım iyi olmadığı için doktorla henüz konuşamadım. Bana onlar bir şeyleri anlatırken bile krize girdiğim için çok anlayamıyorum. Bana sadece anneniz zaten yoğun bakıma girerken ölmüştü dediler. O zaman niye yoğun bakıma soktunuz? Ya da benim giriş açmamı neden beklediniz ki?" ifadelerini kullandı.

"Annem ameliyata girip çıkar zannettik ama girip çıkamadı"

Ameliyatı gerçekleştiren doktorun annesini daha önce de burnundan estetik ameliyatı yaptığını kaydeden Dilan Özkul, "O gün ameliyata giren tüm doktorlar, asistanlar, anestezi birimi yani ameliyathanede olan herkes ve ameliyatımızı yapan A. M. U. "dan şikayetçi oldum. Annem estetik ameliyatı oldu. Babama yoğun bakımda olduğunu söyledim sadece. Zaten o sıra babam gelirken annemin öldüğünü öğrendim. Bize dedikleri şeylerin yüzde 60'ı şaşkınım kelimesiydi. Bir doktorun şaşkınım kelimesiyle bir ihtimali yok bence. Bir de şöyle bir ayrıntı var. Normalde yoğun bakıma girdikleri zaman tahliller ve her şeyi tek tek e-devlette görünmesi gerekiyordu, ya benim annemi yoğun bakıma aldıkları zaman hiçbir tahlili girmediler. Yoğun bakımda hiçbir hareket yoktu. Yapılmadı. Normal bir ameliyata girildiğinde e-devletteki tahliller de mesela yok, e-nabız uygulamasında da gözükmüyor. Normalde yapılan tahlillerin orada gözükmesi gerekiyor. Hiçbiri yok. Annemle gireceği ameliyatı babama varis ameliyatı olarak söylemiştik. Göbek operasyonu olarak girdi aslında. Babamın panik olmaması açısından söylememiştik. Girip çıkar zannettik ama girip çıkamadı" dedi.

"Eğer ortada bir hata ve ihmal varsa hatayı yapan cezasını çeksin"

Eşinin ölümünde ihmali olanların cezasını çekmesini istediğini kaydeden Haydar Özkul ise, "Eşimin ölümünde ihmal olduğunu düşünüyorum. Bir hata varsa, hata yapan cezasını çeksin istiyorum. Ben eşimin girdiği ameliyatı varis ameliyatı olarak biliyordum. Eşim bana varis ameliyatı olduğunu söyledi. Varisi gerçekten vardı. Ben varis ameliyatı olarak bildiğim için bu kadar basit bir ameliyattan risk olduğuna ihtimal vermiyorum. İşin içinde çok büyük ihmal olduğunu düşünüyorum. Suçlu kimse, hata kimdeyse, ben kimseye çamur atmak da istemiyorum ama hatası olan cezasını çeksin. Ben aslında bu tip şeyleri yapma taraftarı da değilim. Kimseyi zorda bırakmak da istemiyorum ama benden sonra oraya giden hastalara bunu yapmasınlar. Şikayette bulunduk, savcılık da geldi. Her türlü belgeleri toparladılar. Ben şikayetçiyim. Ben yaşadım, başkası yaşamasın. Kızım dün akşam aradı beni. Ben tam eve gidiyordum, evin kapısının önünde beni aradı. Baba çabuk gel dedi. Doktorun o an bana söyledikleri bir kulağımdan giriyor, bir kulağımdan çıkıyor. Tıbbi kelimeler kullanarak bana açıklamalar yaptı. Benim bilmediğim kelimeler. Gereken neyse onu yapacağız. Eğer ortada bir hata ve ihmal varsa hatayı yapan cezasını çeksin. Ben sadece kendim için değil başkaları için de bunu istiyorum" diye konuştu.

Aynı hastanede burun estetiği olan bir kişi daha hayatını kaybetmiş

Özkul'un yağ aldırma ameliyatı sonrasında hayatını kaybettiği özel hastanede Şubat ayında da burun estetiği olan bir kişinin ameliyat sonrasında hayatını kaybettiği öğrenildi. Konuyla ilgili hastane yönetimi ve doktorlar açıklama yapmak istemedi.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Güncel Haberleri

"Barda" 17 yıl sonra yeniden sinemalarda
Çakıcı cephesinden 'Ogün Samast görüşmesi' açıklaması
Esenyurt nöbeti sürüyor: İktidar gittiğini görüyor, durdurmaya çalışıyor
Çayırhan işçileri gece nöbetinde: Sonuna kadar mücadeleye devam edeceğiz
Depremde 169 kişi ölmüştü: Müteahhit Özat ev hapsiyle tahliye edildi