Ünlü Fransız sanat eleştirmeni Harry Bellet’nin, Bedri Baykam’ın Paris Galerie S/Beaubourg’da açılan “Demoiselles Revisited” başlıklı sergisi hakkında yazdığı kapsamlı makale, Le Monde gazetesinin 17 Haziran 2025 baskısında yayınladı. Sergi, 28 Haziran, Cumartesi’ye kadar devam ediyor.
Bu yazının özet çevirisi hakkında:
“Galerie S/Beaubourg, ‘çok şapkalı’ ve muhalif sanatçı, yeni dışavurumcu Bedri Baykam’ın eserlerini sergiliyor” spotuyla sunulan yazı, sanatçının çok yönlü kişiliğine de parmak basıyor. Baykam’ın, tarz olarak şaşırtıcı lentiküler işler dahil olmak üzere birçok farklı tekniği bir arada uygulamaya “cüret ettiğini” aktaran Bellet, bu çeşitliliği Baykam’ın sanki birçok yaşamı oluşuna bağlıyor. “Harika çocuk” dönemini, önemli şampiyonalara katılmış bir tenisçi olduğunu, yarısı Türkiye’nin 20. yüzyıl siyaseti ile ilgili 32 kitap yazdığını gündeme getiren yazar, özellikle sanatçının 1994’te İngilizce olarak kaleme aldığı, Batı merkezci dünyada yok sayılan sanatçıların haklarını savunan “Maymunların Resim Yapma Hakkı” kitabının önemini vurguluyor.
Bellet, sanatçının bu tezinin en son 2024 Venedik Bienali’ne kadar yankı bulduğunu ve bu yaklaşımların sanatçıyı Rönesans’tan günümüze olan dönemdeki dünya sanatını ve kültür tarihini aynı anda ele alan ve sergide yer alan “Sanat Tarihi Haritası”nı üretmeye sevk ettiğini vurguluyor.
Yazar, Baykam’ın sergisinde mercek altına aldığı Picasso’nun “Avignon’lu Kadınlar” (1907) tablosunun Barcelona’daki ünlü bir randevu evinden esinlendiğini hatırlatıyor ve Baykam’ın bu bağlamda yaptığı yorumlardan birinde, bundan yarım asır önce İstanbul’daki “Varol” isimli ünlü bir randevu evine ve Paris’in en meşhur buluşma yerlerinden Madame Claude’a da gönderme yaptığını, gülümseten bir üslupla belirtmeyi ihmal etmiyor!
Makale aynı zamanda, Baykam’ın aktivist kimliğiyle UNESCO’ya bağlı Uluslararası Sanat Derneği’nin Dünya Başkanlığı görevini 7 yıl süreyle yürüttüğünü, İstanbul’da Piramid Sanat’ı kurduğunu, kendisini televizyon programı yapmaya kadar götüren Fenerbahçe taraftarlığını, sol eğilimli Cumhuriyet gazetesi yazarlığını ve Atatürk tarafından kurulmuş laik Cumhuriyet Halk Partisi’ndeki aktif üyeliğini de gündeme getiriyor.
Bellet, Baykam’ın babadan gelen CHP kimliğinin, onu bugün partinin Genel Başkanı Özgür Özel ve şu anda ne yazık ki hapiste olan Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’na çok yakın biri haline getirdiğini vurguluyor.
Sanatçının, 2011 yılında Mehmet Aksoy’un İnsanlık Anıtının yıkımına karşı düzenledikleri bir basın toplantısından çıktıktan sonra uğradığı bıçaklı saldırıdan mucizevi bir şekilde kurtulduğunu, oysa dostları Muammer Aksoy, Uğur Mumcu ve Ahmet Taner Kışlalı’nın daha önceki saldırılarda yaşamlarını kaybettiklerini hatırlatan Bellet, Baykam’ın ABD’de geçirdiği uzun yılların ardından ülkesine döner dönmez, Türkiye’nin siyasal İslam’a kayma tehlikesini fark ettiğini hatırlatıyor. Sanatçının ülkesi için olan rüyasını ise, “yeni camiler ve cezaevleri yerine artık müzeler inşa eden demokratik bir hukuk devleti istediği” şeklinde bizlere aktarıyor.