AYM’den Rabia Naz kararı: Soruşturma özensiz yürütüldü, deliller korunmadı

Anayasa Mahkemesi, Giresun'un Eynesil ilçesinde 11 yaşındaki Rabia Naz Vatan'ın 2018 yılında yaşamını şüpheli bir şekilde yitirmesine ilişkin başvuruda yaşam hakkının ihlal edildiğine karar verdi. Yüksek Mahkeme, Vatan ailesine 350 bin TL manevi tazminat ödenmesine hükmetti.

Anayasa Mahkemesi (AYM), 11 yaşındaki Rabia Naz Vatan’ın Giresun Eynesil'de 2018 yılında şüpheli şekilde yaşamını yitirmesiyle ilgili soruşturmanın “özensiz yürütüldüğü, gerektirdiği derinlik ve ciddiyette yürütülmediği”ne hükmetti. Yüksek Mahkeme, aileye 350 bin TL manevi tazminat ödenmesine karar verdi.

Rabia Naz Vatan'ın şüpheli ölümüyle ilgili savcılık soruşturması 2020 yılında takipsizlik kararıyla kapatılmıştı. Görele Cumhuriyet Başsavcılığı'nın takipsizlik kararında Rabia Naz’ın amcası, yengesi, kuzeninin yanı sıra eski belediye başkanı Coşkun Somuncuoğlu’nun yeğeni de şüpheli olarak yer alıyordu.

Soruşturmanın kapatılmasından sonra Rabia Naz Vatan'ın ailesi Anayasa Mahkemesi'ne başvurmuştu. Mahkemenin beş yıl sonra verdiği karardan öne çıkan kısımlar şöyle:

"Görüntü kaydı yapılmadı"

"Rabia Naz Vatan’ın ambulansa alındığı sırada olay yerine gelen kolluk görevlilerinin olay yeri çevresinde, binada, ikametgâhta gözlem/inceleme yaptığı, trafik kazasına dair bir ize rastlanmadığı, çevredeki bazı yolların kapatıldığı, Rabia Naz Vatan'ın ayağından çıkan ayakkabının görevlilerce alındığı ancak bu incelemeler yapılırken görüntü kaydı yapılmadığı görülmüştür."

"Olay yeri koruma altına alınmadı"

"Olay yeri inceleme ekibinde yer alan görevliler dâhil olmak üzere diğer kolluk görevlilerinin ve tanıkların ifadelerine de yansıdığı üzere olay yerinde gerek ilk gözlemin gerçekleştiği gerekse olay yeri inceleme ekibinin çalışma yaptığı esnada hem bina çevresinde hem de bina içinde (girişte, merdivenlerde vs.) ciddi bir kalabalığın (Bazı ifadelerde 100-150 kişi olarak geçmektedir.) bulunduğu açıktır. Ölüme neden olan olguya dair ilk bakışta bir belirsizlik olması ve maktulün ikametgâhının hemen önünde bulunması dikkate alındığında gerek Rabia Naz Vatan’ın bulunduğu yer ve çevresinin gerekse ikametgâhının kontrol altına alınmasının, muhafaza edilmesinin, gerektiğinde sivil şahıs girişine kapatılmasının olası delillerin kaybolmasının, zarar görmesinin hatta değiştirilmesinin önlenmesinin yani soruşturmanın sağlıklı yürütülmesi için gerekli olduğu ortadadır. Ancak somut süreçte olay yeri incelemesi yapan S.A.’nın ve diğer kolluk görevlilerinin ifadesine de yansıdığı üzere olay yerinde delillerin tespitinin/toplanmasının sağlıklı yapılabilmesini sağlamak ve/veya zarar görmesini, kaybolmasını önlemek amacıyla önlem alınmadığı, binanın çevresinde/içinde ve olay yerinde kontrolsüz şekilde kalabalık insan topluluğuna izin verildiği anlaşılmıştır. Bu durum olayın koşullarının aydınlatılmasına katkı sunması muhtemel delillerin toplanmasında özensizlik ve ciddiyetsizlik gösterildiğini ortaya koymaktadır."

"Delil toplamadaki özensizlik"

"Olay yerinde ilk yapılan incelemede kolluk görevlilerinin çatıya çıkmasına karşın Rabia Naz Vatan'a ait okul çantasının bulunamadığı ancak olay akşamı saat 23.00 sıralarında vatandaşların binanın çatısında çantayı bulduğu görülmüştür. Kolluk görevlileri saat 23.50’de düzenledikleri tutanakta (siviller tarafından bulunduğu ayrıntısına yer verilmeden) çantanın bulunduğunu belirtmiştir. Olay günü saat 23.00’te incelemenin sona erdiğinin belirtildiği Olay Yeri İnceleme Tutanağı’nda da çantanın bulunduğu bilgisi yer almaktadır. Bir başka ifadeyle tamamlandığı saat itibarıyla çantanın henüz bulunmadığı olay yerinin incelenmesine dair tutanakta çantanın bulunduğu bilgisi mevcuttur. Tutanaklar arasındaki bu açık çelişki soruşturmada, delil toplama ve kayıt altına alma hususunda gösterilen özensizliğin ve kayıtsızlığın başka bir göstergesidir."

"Çanta üzerindeki inceleme 2019'da yapıldı"

"Bu konudaki şüphesiz en dikkat çekici husus ilk inceleme/gözlem esnasında hatta olay yeri inceleme ekibinin görev yaptığı sırada bulunamayan, maktule ait olan, olay günü de yanında bulunan, olayı aydınlatacak delil içermesi muhtemel olan çantanın daha sonra olay yeri oldukça kalabalıkken çatıda sivil vatandaşlar tarafından bulunmasıdır. Bu durum, çantanın sonradan çatıda ortaya çıkmasının olay yeri ve çevresinin şüpheli ölüm vakasında kontrol altına alınmamasının/muhafaza edilmemesinin yani özensizliğin ve kayıtsızlığın bir sonucu olarak gerçekleştiği yönünde güçlü bir izlenim ve çantanın alana sonradan konulduğu, var olan çanta içinde/üzerinde mevcut delillerin ortadan kaldırıldığı veya değiştirilmiş olunduğu yönünde haklı bir şüphe uyandırmaktadır. Buna ek olarak çanta üzerindeki izlerin (parmak izi, kalıntı vs.) incelenmesinin olayın üzerinden bir yıldan fazla süre geçmesinden ardından 2019 yılının Temmuz ayında yapılması da (bulgu ve izlerin kaybolma ihtimali dikkate alındığında) süreçteki ihmali ve özensizliği destekler niteliktedir."

"Odasına birçok kişi girdi"

"Rabia Naz Vatan'ın günlük olarak kullandığı anlaşılan defler olay gecesi yine sivil vatandaşlar tarafından Vatan'ın odasında geç saatlerde bulunmuştur. Vatan'ın olay sonrası herhangi bir şekilde muhafaza edilmediği, kontrol altına alınmadığı, birçok şahsın girip çıktığı anlaşılan odasından alınan günlük başka bir yere götürülmüş; akrabalar dâhil birçok kişi tarafından incelenmiştir. Şüpheli olan ve ilk bakışın yüksekten düşme olarak ele alındığı anlaşılan vakada kişisel (günlük, not, kitap vs.) dâhil her türlü bulgunun/delilin olayın aydınlatılmasında kritik önemi (ruhsal sıkıntı, intihar eğilimi, korkulan ya da çekinilen, tehdit olabilecek kişiler vs. yönünde bilgi içerme ihtimali) olduğu açıktır. Kaldı ki Başsavcılığın da söz konusu öneme binaen günlüğü fulaj (iz) incelemesi dâhil detaylı bir araştırmaya tabi tuttuğu anlaşılmıştır. Ancak günlüğün bir süre başka şahıslar tarafından alıkonulması hâli daha sonra yapılan kriminal incelemeyi defterde oynama/tahrif yapılması olasılığı dikkate alındığında anlamsız hâle getirebilecektir. Vatan'ın odasının sivil vatandaşlarca günlüğün alınmasından önce kolluk kuvvetleri tarafından incelendiği ancak günlüğün delil olarak muhafaza altına almadığı, bu durumun ihmal edildiği gözlenmiştir. Bazı sayfaları yırtık olduğu anlaşılan günlüğün kolluk tarafından muhafaza altına alınmayarak gözardı edilmesi, Rabia Naz Vatan'ın odasının olay gecesi birçok kişinin rahatlıkla girebileceği şekilde kontrolsüz bırakılması, günlüğün bir süre başka şahıslarca alıkonulması; hem olası başka delillerin de ihmal edilmiş hem de günlüğün tahrif edilmiş olabileceği yönünde haklı şüphe uyandırmaktadır. Olay Yeri İnceleme Tutanağı'na da yansıdığı üzere çantadaki romanın intihara ilişkin kısmının ataçla tutturulduğu tespit edilmesine rağmen bu tespitten sonra dahi Rabia Naz Vatan'ın olaya ilişkin veri içerme ihtimali olan odasının, kişisel eşyalarının muhafaza altına alınmamasının etkili soruşturma ilkeleriyle bağdaşmadığına, soruşturmanın yaşam hakkının güvencelerinin gerektirdiği derinlikte ve özenle yapılmadığına işarettir."

"Ambulans ve hastane kayıtları da talep edilmedi"

"Kolluk görevlilerinin ifadeleri; Rabia Naz Vatan'ın kıyafetlerinin (ayakkabı, çorap, okul üniforması) olayın hemen akabinde olay yerinde ve hastanede üzerindeki olası izlerin kaybolmasını önleyecek şekilde muhafaza edilmediğini, bir süre farklı birimler arasında taşındığını, hastanede sedye üzerinde muhafazasız durduğunu, delil poşetine değil basit bir poşetle ambalajlandığını göstermektedir. Ayakkabılar ve kıyafetler üzerinde yer alan izlerin nereden bulaştığının tespit edilebilmesi için yapılan laboratuvar incelemelerinde kimyasal incelemeye uygun kalıntıya rastlanmadığının raporlandığı görüldüğünden söz konusu delillerin elde edilmesinde ve muhafazasında özenli davranılmadığı yönünde haklı bir şüphe söz konusudur. Bununla beraber etrafta görüntü kaydı yapan kameranın bulunmaması ve ilk etapta olay yerinin kolluk tarafından fotoğraflanmaması, görüntü kaydı alınmaması karşısında ambulans/hastane kamera kayıtlarının da soruşturma sürecinde 2019 yılına dek talep edilmemesi delillerin toplanmasında gösterilen ihmale/kayıtsızlığa bir başka örnektir."

"Çorap da muhafaza altına alınmadı"

"Rabia Naz Vatan'ın çorapları emanet eşya makbuzunda, delil listesinde yer almamaktadır. Olay günü Rabia Naz Vatan’ın ayağında çorap olduğu sağlık görevlilerinin ve kolluğun ifadesi ile sabit olup buna karşın çorapların olay yerinde muhafaza altına alınmadığı, deliller arasında bulunmadığı anlaşılmıştır. Olayın oluşuna dair düzenlenen bilirkişi raporlarında Rabia Naz Vatan'ın binanın yan tarafındaki yeşillik alanı geçmiş ve oradan evin önüne kadar sürünmüş olabileceği belirtildiğinden bir ayakkabının da ayağından çıktığı sabit olduğundan ve kovuşturma/yer olmadığında dair karar ağırlıklı olarak bilirkişi raporuna ve yerin inşaat alanı üzerine inşa edildiğinden çorapların (olası çimen izi, sürtünme izi vs.) vakıanın koşullarını aydınlatmak için muhtemel delil olduğu açıktır. Bu delilin olay anında ve sonrasında olmamasına rağmen muhafaza altına alınmaması soruşturma için bir eksiklik olduğu izlenimi yaratmaktadır."

"Günlüğü alan kişilerin ifadesi 1 yıl sonra alındı"

"Soruşturma sürecinde başvurucular, akrabalar, vakayı ilk görenler ve olaya ilişkin bilgi sunması ihtimali olan toplamda 100’den fazla kişinin (emniyet mensubu, sağlık görevlisi, olay yerine yakın bulunanlar vs.) ifadesine başvurulmuştur. Bununla beraber söz konusu kişilerin (Rabia Naz Vatan'ın okuldan birlikte çıktığı arkadaşları, çantayı bulan kişiler, günlüğü alan kişiler gibi) ifadelerinin bir kısmı 2018 yılının sonu veya 2019 yılında alınmıştır. Olayın 2018 yılının dördüncü ayında gerçekleştiği gözetildiğinde olayın üzerinden kişilerin olaya dair ayrıntıları unutmalarına neden olabilecek kadar bir süre (8 ay/1 yıl) geçtikten sonra olaya dair bilgisi olma ihtimali olanların ifadesine başvurulmasında –bu kişilere ulaşılmasının zorluk arz ettiği yönünde bilgi de bulunmaması karşısında– makul bir gerekçe olmadığı, bu gecikmenin soruşturma sürecinde kayıtsızlık gösterildiği yönünde endişe verici etkiyi açıktır."

Çimenlerdeki ezilme

"Diğer taraftan bina yanındaki yeşillik alanda ezilme olduğu yönünde birbiryle çelişen tespit ve ifadeler söz konusudur. Olay yerine ilişkin tutanaklarda binanın yan tarafındaki yeşillik alanda ezilme olduğu belirtilmekte; kolluk görevlileri O.Z.A., R.K. ve K.S.’nin imzası bulunmaktadır. Daha sonra alınan ifadelerinde R.K. bina yanındaki yeşillik alanda ezilme gördüğünü beyan ederken K.S. aksini söylemiştir. Soruşturmada aktif olarak görev alan kolluk görevlisinin ifadesinde görmediğini beyan etmesine karşın yeşillik alanda ezilme olduğunun tespit edildiği tutanakta imzasının olması ile ortaya çıkan çelişki de soruşturmanın ciddiyetine gölge düşürmektedir. Ayrıca K.S. ifadesinde ilçe emniyet amirinin pasif davrandığını, Polis Merkezi Amiri O.Z.A.’nın olaya ilgilenmediğini, tüm kontrolün tek bir kişide (R.K.) toplandığını soruşturmada özensizliği ortaya koyar şekilde belirtmiştir. Olayda bizzat görev alan kolluk görevlisinin soruşturmada özensizlik olduğunu belirtmesi şüpheyi daha da artırmaktadır."

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Güncel Haberleri

Ekrem İmamoğlu ile birlikte diploması iptal edilmişti: Prof. Dr. Ataay, emeklilik talebinde bulundu!
Trump’tan kritik uyarı: Trilyon dolarlık anlaşma iptal edilebilir!
Yerel sağanak ve gök gürültülü sağanak yağış tahmin ediliyor
Google, YouTube, Gmail ve Spotify çökmüştü: Erişim yeniden sağlandı!
Türkiye'nin konuştuğu kan donduran cinayette dikkat çeken ayrıntı: Savcı ile katili aynı karede!