Arap Alevi örgütleri, Lazkiye, Humus, Hama ve Tartus başta olmak üzere Suriye’nin çeşitli bölgelerinde Alevilere yönelik artan saldırılara ilişkin TBMM'nin Çankaya kapısın önünde açıklama yapmasına polis izin vermedi. Bunu üzerine açıklama Olgunlar Sokak'ta yapıldı.
Açıklamaya, CHP ve DEM Partili bazı milletvekilleri de destek verdi. “Yaşasın halkların kardeşliği”, “Alevi halkı yalnız değildir”, “Katil Colani yargılansın”, “Susma haykır, soykırıma hayır” sloganları atıldı. Gazeteci Musa Özuğurlu, şunları söyledi:
“Suriye'de yaklaşık bir yıldan fazla bir süredir bir katliam yaşanıyor. Bu katliam belli bir kesime yönelik ve sistematik bir katliam. Bir katliamın sistematik olup olmadığı, soykırım olarak tanımlanabilip, tanımlanamayacağı tartışma konusu olmakla birlikte, ortada çıplak bir gerçek var. Uzun zamandır Alevilere yönelik olarak Suriye'de Alevilerin bütün yaşam haklarının yok edilmesine yönelik bir baskı söz konusu. Bu çeşitli vesilelerle yapılıyor.
Doğrudan katledilen Alevi insanlar var, kaçırılan ve daha sonra yok edilen Aleviler var, kaçırılan ve köleleştirilen Alevi kadınlar var. Diğer taraftan Alevilerin Suriye'nin herhangi bir yerindeki çalıştıkları devlet kurumundan uzaklaştırılmaları var. Emeklilerin kendi maaşlarını alamamaları var. Alevilerin ekonomik olarak da boğulması gibi bir baskı söz konusu. Bütün bu yapılanlar arasında Aleviler artık açlıkla mücadele ediyorlar. Aleviler artık bir yaşam mücadelesi, varlık yokluk savaşı veriyorlar."
Mullaoğlu: "Biz, her türlü soykırıma, her türlü haksızlığa karşı gelmek zorundayız"
CHP Hatay Milletvekili Servet Mullaoğlu da yaptığı konuşmada, Alevilere yönelik yapılan saldırılara "siyasetiniz batsın" diyerek tepki gösterdi. Mullaoğlu, şunları kaydetti:
"Bizler sadece Alevilerin katliamı için değil, masum insanların katliamı için sürekli ses çıkaranlarız, biz insanlığın vicdanıyız. Biz geçmişte de bugün de yarın da her türlü soykırıma, her türlü haksızlığa karşı gelmek zorundayız. Çünkü biz insanız. Biz insani değerlere sahip çıkıyoruz. Ve bütün insanlığın suskun kalmasını anlamakta zorlanıyoruz. Sadece Alevi olduğu için, sadece Ezidi olduğu için, sadece Kürt olduğu için, sadece Hristiyan, Yahudi olduğu için bir insanı öldürmek bütün insanlığı öldürmekle eşdeğerdir.
Siyasetiniz batsın. Orta Doğu'da kirli oyunlarınızı reddediyoruz. Ne yaparsanız yapın ama masum insanların kanı üzerinden ne siyaset olur, ne insanlık olur, ne doğru olur. Şu andaki hükümet geçmişi tamamen insan katletmekten zevk alan, yabancı güçlerin kuklası olan hükümet sadece insan katletmektedir. Alevi olduğu için insanları katletmek hangi doğruyla, hangi siyasi ideolojiyle açıklanabilir?"
"Katliamları görmezlikten gelenler tarihin önünde elbette ki bir hesap verecekler"
DEM Parti İstanbul Milletvekili Celal Fırat, iktidarın bu konuyla ilgili sessiz kaldığını ifade ederek, şu eleştirilerde bulundu:
"Biz Alevilerin tarih belleğinde hep şu uyara vardır; ötekileştirilmiş, katliamlarla karşı karşıya kalmış bir halkız. Dersim'de, Maraş'ta, Sivas'ta, Çorum'da, bugün Suriye'de yaşananlar bir tesadüf değildir. Alevi toplumuna karşı bu yapılan katliamları görmezlikten gelenler bu tarihin önünde elbette ki bir hesap vereceklerdir. İktidar bu konuyla ilgili artık sessiz kalmamalı. Her Orta Doğu'da bir olay olduğu ile ilgili söz kuran iktidarın yetkilileri, on binlerce insanın katliamına karşı tek bir söz çıkartmıyorlar. Bu mu kardeşlik? Biz kardeşsek hep beraber bölüşeceğiz. Acıyı da sevinci de mutluluğu da beraber yaşamak mükellefindeyiz."