Akbelen Direnişi'ne jandarma saldırısı: 8 gözaltı

İkizköy'deki kömür maden sahasının genişletilmek istenmesine karşı Akbelen Ormanı'nı koruyanlar nöbet alanına saldırıldı. 8 kişi gözaltına alındı.

Muğla'nın ilçesine bağlı İkizköy'de bulunan Akbelen Ormanı'nda, Limak Holding ve IC Holding ortak iştiraki YK Enerji’nin kömür maden sahasını genişletmek istemesine karşı köylüler 2019'dan beri direnirken; ağaçların kesilmesini engellemek için sürdürülen doğa nöbeti alanına sabah erken saatlerde girildi. 

Doğa nöbetinin ikinci yılına girmesinden kısa bir süre sonra, bugün, sabaha karşı 05.30'da bölgeye çok sayıda jandarma ve TOMA sevk edildi.

YAŞAM SAVUNUCULARINA SALDIRI: 8 GÖZALTI

Jandarma, Akbelen Ormanını korumak için yıllardır mücadele eden İkizköylüler ve Türkiye’nin dört bir yanından gelen yaşam savunucularına saldırdı. Bölgede, gün boyu süren olaylarda 8 kişi gözaltına alındı, 4 kişinin yaralandı.

‘MUĞLA TERMİK SANTRALLARININ YOL AÇTIĞI EKOKIRIMI DURDURALIM!’

Bölge halkı sabah saatlerinden itibaren ağaç kesimini engellemek için nöbetini sürdürürken, Akbelen Direnişi’ne destek için İstanbul Orman Bölge Müdürlüğü önünde yaşam savunucuları basın açıklaması düzenledi.

İklim Adaleti Koalisyonu adına Demet Parlar ve Doğanın Çocukları adına Caner Altay okudu. “Muğla termik santrallarının yol açtığı ekokırımı durduralım!” başlıklı metinde şu sözlere yer verildi:

1)AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ’NİN KAPATMA KARARI UYGULANMIYOR

1997 yılında 3 santral hakkında mahkeme tarafından kapatılma kararı verildi ve bu karar Danıştay’da onandı. Ancak Santrallar kapatılmadı. Kapatma kararı 2005 yılında AİHM tarafından da onandı. Santrallar halen çalışmaya ve ekokırıma yol açmaya devam ediyorlar.

2)TÜRKİYE’NİN MUĞLA’DAKİ SANTRALLARIN ÜRETTİĞİ ELEKTRİĞE İHTİYACI YOKTUR.

Türkiye’nin elektrik üretiminde Yatağan, Yeniköy, Kemerköy termik santrallarının bir yılda ürettikleri elektriğin 8 katını aşan bir güvenilir kapasite fazlası vardır. Bu 3 santralın çalıştırılmaması durumunda elektrik kesintileri yaşanması söz konusu değildir.

3)BU SANTRALLARA DEVASA KAMU KAYNAKLARI AKTARILIYOR

Muğla’daki 3 santral, sabit fiyattan alım garantisi ve kapasite mekanizması sayesinde kamudan 2021 yılında fazladan 230 milyon USD’ye yakın ödeme aldılar.

4)USULSÜZ ÇEVRE İZİNLERİ

Her 3 santral da baca gazı arıtma, katı atık depolama ve kül depolama sahaları yönüyle uzun yıllardır uygunsuz çalışmaya devam ediyorlar ve çevre izinleri alabiliyorlar.

5)TERMİK SANTRALLARIN AŞIRI SU TÜKETİMİ

Yatağan Santrali bir yılda 45 bin nüfuslu Yatağan ilçesinin toplam kentsel su tüketiminin 7,5 katından fazla su tüketmektedir. Yeniköy Santralının yıllık tüketimi 132 bin nüfuslu Milas ilçesinin yıllık kentsel su tüketiminin 2,5 katına yakındır.

6)MADEN SAHALARI ORMANLARI YOK EDİYOR

Yatağan’da 21.000 hektar, Milas’ta 23.000 hektar alan linyit maden ocağı olarak tahsis edilmiş durumda ve işletme ruhsat alanlarının %47’si orman alanı. İşletme ruhsatı verilen alanların tamamı kömür madenciliği için kullanıldığı takdirde 20.000 hektarın üzerinde ormanlık alanın yok olacağı hesaplanıyor.

7)TERMİK SANTRALLAR AŞIRI HAVA KİRLİLİĞİNE YOL AÇIYOR

Milas ve Yatağan’daki santralların havaya verdikleri partiküller ve kirletici gazlar nedeniyle ormanlarla kaplı Muğla, Türkiye’nin havası en kirli illerinden biri durumunda.

8)TERMİK SANTRALLAR İNSANLARI GÖÇE ZORLUYOR

Geçtiğimiz 35 yıl içinde Muğla’da kömür madenlerinin işletmeye alınması nedeniyle bölgede 8 köy yer değiştirmek zorunda kaldı. Planlar gerçekleşirse 40 köyün halkı daha yaşam alanlarını terk etmek zorunda kalacak. Toplamda 30 bine yakın insan yerinden edilmiş olacak.

9)TARIMA YIKICI ETKİLER

Milas’ta 114 köyün ana geçim kaynaklarından biri zeytincilik. Santrallardan çıkan kül ve tozlar zeytin ağaçlarının yapraklarını kaplıyor, zeytinin niteliğini ve ürün miktarını düşürüyor. Muğla’nın meşhur çam balında yüksek seviyede ağır metale rastlanıyor.

10)ÇOK AĞIR BİR SAĞLIK BİLANÇOSU

Sağlık ve Çevre Birliği’nin 2022 yılı raporlarına göre ilk işletmeye girdikleri tarihten 2020’ye kadar Muğla’daki 3 termik santral 68.000’den fazla erken ölüme, 98 milyar Euro’nun üzerinde sağlık masrafına neden oldu.

Ekosisteme ve iklime ağır tahribatlar veren, insan sağlığına ve sosyal yaşama büyük yıkımlar getiren, emekliye ayrılma yaşı gelmiş olmasına karşın faaliyetlerine devam eden Muğla’nın kömürlü termik santralleri bir an önce kapatılmalıdır ve bölgede kömür ocaklarının genişlemesi durdurulmalıdır.”

AKSU: AKBELEN’DEKİ BİR AVUÇ KÖYLÜ HEPİMİZ ADINA DİRENİYOR

İstanbul Orman Bölge Müdürlüğü önünde konuşan Polen Ekoloji Kolektifi'nden Cemil Aksu, şu sözlere yer verdi:

“Akbelen direnişi sadece bir avuç köylünün kendi toprağını zeytinini koruma mücadelesi değildir. Hepimizin bu sıcaklarda kavrulan bizler için iklim krizinin neden olduğu felaketlerde can veren dünyadaki herkes için bütün canlılar için verilen bir mücadeledir. Çünkü bizim bütün bu felaketlere karşı tek kalkanımız ormanlar. Biyoçeşitliliği korumak için iklim krizini geriletmek için tek kalkanımız ormanlar.

Dolayısıyla Akbelen’de ki bir avuç köylü hepimiz adına direniyor. Bizim için direniyor. Gelecek kuşaklar için de direniyor. Bütün yeryüzü için direniyor. Biz her yerde her zaman doğamızı katleden, yaşamımızı körümün karasına bulayan bu şirketlere, bu iktidarın politikalarına karşı yaşamı savunmaya, direnmeye devam edeceğiz. Nerede olursak olsun Akbelen'i yalnız bırakmayacağız. Nerede bir ekoloji direnişi varsa bütün direnişleri hep beraber sahiplenip onlara dayanışma içinde olmaya onların direnişlerini büyütmeye devam edeceğiz. Bugün de burada bir arayadayız.”

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Güncel Haberleri

"Hem işsizlik hem de ulusal kaynaklarımız dururken yurt dışına kıt para kaynaklarımızı vermektir"
Ceza ve mühür durdurmadı: İsmailağa inşaatı sürüyor
105 kişinin öldüğü sitenin davasında MHP'li Belediye Başkanı'na tahliye
Bahçesaray Belediyesi'ne kayyım atanan Van'da 10 gün eylem yasağı
Naci Görür'den Antalya depremi açıklaması