6 Şubat 2023’te Kahramanmaraş merkezli meydana gelen depremlerde 11 ilde binlerce kişinin hayatına mal olmuştu.
Depremlerde resmi verilere göre en az 50 bin kişi hayatını kaybettiği depremin üzerinden neredeyse bir yıl geçti.
Ancak geçen bu süreye rağmen Sağlık Bakanlığı yetkilileri 6 Şubat depremlerinde kaç kişinin engelli kaldığı verisine sahip değil.
VOA Türkçe‘den Fatma Yörür’ün haberine göre Engelliler Federasyonu Genel Başkanı Abdurrahman Kurtarslan depremlerden sonra çok sayıda kişinin engelli kaldığını bildiklerini ama yetkililer tarafından tam sayının kendileriyle paylaşılmadığını söyledi.
'Bu veriler kamunun elinde yok mu yoksa paylaşılmıyor mu?'
Türkiye Sakatlar Derneği yetkililerinden Burcu Dağ da 6 Şubat sonrası kaç kişinin engelli kaldığı verisine ulaşamadıklarını söyledi: “Bu veriler kamunun elinde yok mu yoksa paylaşılmıyor mu? Benim kanaatim bu verilere sahip olunmadığı yönünde. TÜİK’in son engelli verileri 2002’de yayınlandı. Biz (depremden önce) çalışma sahamızdan net olarak biliyoruz ki, Türkiye’de 10 milyon engelli var. Bu bir kent dolusu insan demek. Sağlık Bakanlığı depremden sonra bize artış bildirmedi. Konuya dönük küçümseme, engelliler ve yaşlıların aynı müdürlük çatısı altında ele alınmasından başlıyor. Her iki grup tamamıyla ayrı ele alınması gereken hassas pozisyondalar. Çok sayıda engellinin depremde tekerlekli sandalyeden ‘afo’ dediğimiz engelli destek ekipmanlarına kadar acil pek çok ihtiyacı enkazda kaldı. Bu veriler bilinmeden bu konularda sağlıklı önlem ve destek alınması mümkün değil.”
Dağ depremde engelilerin durumuna dikkat çekti: “Normal bir insan depremde bir mağduriyet ve dezavantaj yaşadıysa bu engelli için çarpı 10 dezavantaj demek.”
Deprem bölgesinde konteyner kentlerin engelliler için yoğunluklu olarak ayrılmasının psikolojik olarak dezavantaj yarattığını belirten Dağ engelilerin bu durumda, sağlıklı bireylerle temaslarının azaltılmasının psikolojik sorunları katlayacağına vurgu yaptı.
Dağ, “Konteyner kentlerin fiziki olarak bütünüyle engellilere özgü inşa edilmesi bu dezavantajı bir avantaja çevirebilirdi ancak deprem bölgesinde yaptığımız çalışmalarda asla buna tanık olmadık. Konteyner kentler standart üretim ve erişimden, kullanıma asla engelliler için özelleştirilmiş değiller” dedi.
TTB de sormuştu ama yanıt alamamıştı
Türk Tabipler Birliği (TTB) de depremin altıncı ayında yayınladığı genel raporda engellilerin durumuna ve veri eksikliğine, “Deprem bölgesinde, deprem kaynaklı ampütasyon ve kalıcı sakatlıklara ilişkin sorularımıza genellikle yanıt alamadık; çünkü bu sayıların bilinebilmesi için geniş bir çalışma yapılması, müdahale için kayıtlı veya kayıtsız olarak ülkenin farklı yerlerindeki merkezlere gitmiş veya gönderilmiş olan ve buralarda müdahale görmüş bireylerin sayısı ve akıbetine ilişkin verilerin toplanması ve ayrıştırılması gereklidir” ifadeleriyle dikkat çekmişti.
TTB, uzuvlarını yitiren bireylerin psikososyal açıdan da desteklendikleri bir mekanizma bulunmadığını ve çoğu genel yaşam aktivitesi ile tuvalet, duş, mutfak gibi toplu kullanım alanlarının, yaşamları kolaylaştırmak üzere kurgulanmadığını raporlamıştı.