İstanbul Fulya’da 2000 yılında evinde boğazı kesilmiş halde bulunan 15 yaşındaki lise öğrencisi Çağla Tuğaltay’ın cinayeti yıllardır aydınlatılamadı. Cumhuriyet’ten Erdem Öktem’in haberine göre, 25 yıldır faili meçhul olarak kalan dosyada DNA örnekleri geçen hafta İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü’nce Interpol veri tabanına gönderildi.
Davanın gönüllü avukatlarından Ümit Altay, dosyadaki çelişkilere dikkat çekti.
Kanlı kıyafetler
Ailenin alt kat komşularından Gökçe Ç.’nin ifadesinin yıllar sonra alındığını belirten avukat Altay, tanığın ifadesinde “Çağla eve girdiğinde ‘aa’ şeklinde bir şaşırma nidası attığını duydum. Abisi İlker’in eve gelip sürpriz yaptığını düşündüm” dediğinin yer aldığını söyledi. Altay ayrıca baba Nedim Tuğaltay’ın olay saatinden önce, üzerinde kan izleriyle balkonda görüldüğünü iddia eden tanıkların bulunduğunu söyledi. Altay, “Reyhan” isimli tanığın bu yöndeki beyanının olay yerinde yapılan keşifte doğrulanabilecekken “görülemez” raporu düzenlendiğini, kendilerinin ise mutfak penceresinden balkonun net şekilde görüldüğünü belirterek beyanı doğruladıklarını vurguladı.
Sevgilisi koşarak kaçtı
Çağla’nın o dönemki sevgilisi Hüseyin’in ise olay yerinden koşarak kaçtığını gören üç tanığın bulunduğunu söyleyen Altay, “Hüseyin de şüpheli olabilir. Ancak aile, yıllardır ondan hiç şüphelenmiyor. Bu durum, Hüseyin’in aileyi olay günü görmüş olabileceği ve bildiklerini açıklamaması için korunuyor olabileceği şüphesini doğuruyor” dedi.
Olay yerinden yeterli materyal alınmadığını, bazı eşyaların (örneğin saat, ayakkabı) aileye teslim edildiğini belirten Altay, 2000’de düzenlenen kriminal raporda tırnak altı DNA bulunmadığı belirtildiği halde 2013’teki incelemede DNA tespit edildiğine dikkat çekti.
Gönüllü avukat Altay raporu hazırlayan kriminal uzmanın 2016’da FETÖ üyeliğinden tutuklandığını da sözlerine ekledi.