2 Temmuz 1993'te Sivas’ta yaşanan katliam, aydınlarımızın, sanatçılarımızın ve gençlerimizin hunharca katledildiği kara bir gün olarak hafızalarımızda yer etti.
Tarih: 2 Temmuz 1993
1993 yılının sıcak bir yaz günüydü. Sivas’ın sokakları, Pir Sultan Abdal Şenlikleri’nin coşkusunu yaşıyordu. Sanatçılar, yazarlar ve aydınlar, barış ve kardeşlik için bir araya gelmişti. Sabahın ilk saatlerinde, şehirdeki atmosfer umut doluydu. Aziz Nesin, şenlikler kapsamında bir panelde konuşma yapacaktı. Ancak, Salman Rüşdi’nin "Şeytan Ayetleri" kitabının çevirisi nedeniyle İslamcıların tepkisini çekmişti. Bu tepki, günün ilerleyen saatlerinde korkunç bir trajediye dönüşecekti.
Öğle saatlerinde yükselen gerilim
2 Temmuz 1993 günü saat 14:00 suları... Ulu Camii önünde toplanan bir grup, Aziz Nesin’i ve etkinlikleri protesto etmeye başladı. Kalabalık hızla büyüyordu. “Şeytan Aziz” ve “Cumhuriyet Sivas’ta kuruldu, Sivas’ta yıkılacak” şeklinde sloganlar atan gruplar, şehrin huzurunu kaçırıyordu. Bu gerilim, saatler geçtikçe daha da artarak, şehri bir kaos ortamına sürükledi.
Ateşe verilen umutlar
Saat 14.30 sularında, protestoların şiddeti arttı ve kalabalık, Madımak Oteli’ne yöneldi. Otelde bulunan sanatçılar, yazarlar ve aydınlar, içeride mahsur kaldı. Otelin etrafını saran öfkeli kalabalık, taş ve sopalarla otelin camlarını kırmaya başladı. İçeridekiler, dehşet içinde ne yapacaklarını bilemeden birbirlerine sarılmışlardı.
Saat 18.00'e geldiğinde, kalabalığın sayısı binleri bulmuştu. Otelin etrafında toplanan kalabalık, oteli ateşe verdi. Alevler hızla yükselirken, içeridekiler yoğun duman ve alevler arasında mahsur kaldı. Güvenlik güçlerinin müdahalesi yetersiz kaldı ve yangın hızla yayıldı.
Alevler içinde kalan hayatlar
Saat 19.00'da yangının büyümesiyle birlikte otelde bulunanlar çaresizlik içinde bekliyordu. Aziz Nesin dahil, içerideki herkes ölümle burun buruna gelmişti. Nesin, yangından sağ kurtulmayı başardı, ancak yaşanan trajedi onun zihninde derin izler bıraktı.
Yangından sağ kurtulan Aziz Nesin, yaşananlar hakkında şunları söylemişti:
"Otelin içindeyken yaşadığımız dehşeti kelimelerle anlatmak mümkün değil. Alevler yükselirken, dışarıdaki kalabalığın öfkesini ve nefretini hissettik. O an, insanlık adına utanç ve acı dolu bir anı olarak zihinlerimizde kazındı. Bu olay, Türkiye'nin karanlık bir dönemini simgeliyor ve bizler, bu acıyı unutmayacağız, unutturmayacağız."
Yakınların ifadeleri: Yürek burkan tanıklıklar
Madımak Katliamı'nda hayatını kaybedenlerin yakınları, yaşadıkları acıyı ve kayıplarını unutmanın mümkün olmadığını belirtiyorlar. Bu ifadeler, sadece bireysel kayıpların değil, aynı zamanda toplumsal travmanın da birer yansımasıdır. Acının, adalet arayışının ve hatırlamanın sesi olan bu ifadeler, Madımak’ın karanlık gününü daha da derinden hissettiriyor.
Behçet Aysan’ın Kızı Eren Aysan: "Babamı kaybettiğimde, dünyam başıma yıkıldı. Onunla birlikte, insanlık ve barışa olan inancım da bir süreliğine sarsıldı. Ancak bu acı, bize barış için daha çok mücadele etmemiz gerektiğini hatırlatıyor."
Metin Altıok’un Kızı Zeynep Altıok: "Babam, barış ve insanlık için yazan bir şairdi. Onun kaybı, sadece bizim değil, Türkiye'nin de büyük bir kaybıdır. Bu acıyı unutmak mümkün değil."
Hasret Gültekin’in Eşi Yeter Gültekin: "Hasret, barışın ve kardeşliğin sesi olan bir sanatçıydı. Onun kaybıyla, içimizde büyük bir boşluk oluştu. Ancak onun anısını yaşatmaya ve barış için mücadele etmeye devam edeceğiz."
Dönemin Devlet yetkilileri ve yetersiz kalan açıklamalar
Madımak Katliamı'nın ardından, dönemin devlet görevlilerinin yaptığı açıklamalar, olayın vahametini ve yaşanan güvenlik zaafiyetlerini gözler önüne seriyor. Bu açıklamalar, yaşanan acının ve kayıpların büyüklüğü karşısında yetersiz kalarak, toplumsal hafızada derin izler bıraktı.
Başbakan Tansu Çiller: "Çok şükür, otel dışındaki halkımız bir zarar görmemiştir. Güvenlik güçlerimiz olaya müdahale etmiştir, olay kontrol altına alınmıştır."
Çiller'in bu sözleri, olayların büyüklüğü ve can kayıpları karşısında tepki çekti.
İçişleri Bakanı Mehmet Gazioğlu: "Aziz Nesin'in halkın inançlarına karşı bilinen tahrikleriyle halk galeyana gelerek tepki göstermiştir. Sivas'ta yaşananlar asla kabul edilebilir bir durum değildir. Sorumluların en kısa sürede adalete teslim edileceğinden kimsenin şüphesi olmasın."
Sivas Valisi Ahmet Karabilgin: "Olaylar aniden gelişti ve kontrol altına almakta zorlandık. Ancak bu tür hadiselerin tekrar etmemesi için gerekli tedbirleri alacağız."
Vali Karabilgin, güvenlik eksikliklerini kabul etti ve önleyici tedbirler alacaklarını belirtti.
Dönemin gazete manşetleri: Acı gerçeğin tanıklığı
Madımak Katliamı'nın hemen ardından, dönemin gazeteleri yaşanan trajediyi manşetlerine taşıdı. Bu manşetler, acı gerçeği tüm çıplaklığıyla gözler önüne serdi ve tarihe tanıklık etti. Her biri, yaşanan vahşetin ve kayıpların büyüklüğünü bir kez daha hatırlatıyor.
Hürriyet: Sivas'ta 'Aziz Nesin' isyanı
"Olaylar nasıl gelişti" başlığı altında şöyle deniyordu:
"Pir Sultan Abdal etkinlikleri için Sivas'a gelen Aziz Nesin'in 'Bin yılık Kur'an'a neden inanayım. Bu yüzden Müslüman değilim' şeklindeki sözleri yerel basında abartılı bir şekilde yayınlanınca kentte büyük bir tepki oluştu."
'Müslüman mahallesinde salyangoz satılıyor'
Şenliğin ilk günü, 1 Temmuz 1993'te bazı gazetelerde “Müslüman mahallesinde salyangoz satılıyor” manşeti atıldı, öncesinde “Müslüman Kamuoyuna” başlıklı tehditkâr bildiriler dağıtıldı.
Sabah: Alevi-Sünni çatışması yok
Sabah'ın haberi şöyle başlıyordu:
"Pir Sultan Kültür ve Sanat etkinlikleri için Sivas'a gelen Aziz Nesin'in bir gün önce yaptığı konuşmada 'Kur'an'ın devri bitmiştir' demesi tahriklerin gerekçesi oldu. Cuma namazından çıkan bazı gruplar 'Kur'an'a uzanan eller kırılsın' diye slogan atıp yürüyüşe geçerek Vilayet önünde toplandılar."
Türkiye: Başbakan: Tahrik var
Dönemin yazar ve aydınlarından unutulmayacak sözler
Dönemin önemli yazarları ve düşünürleri, bu kara günün ardından barış ve hoşgörü çağrısında bulundular. Onların sözleri, bu acının hafızalarımızda nasıl yer etmesi gerektiğini bir kez daha hatırlatıyor.
Yaşar Kemal: "Sivas'ta yaşananlar, insanlığa ve barışa yapılan bir saldırıdır. Bu acı hepimizin acısıdır ve unutulmayacaktır."
Adalet Ağaoğlu: "Bu utanç verici olay, hepimize insanlığımızı sorgulatmalıdır. Barış ve hoşgörü için daha çok çalışmalıyız."
Orhan Pamuk: "Madımak Katliamı, Türkiye'nin karanlık bir yüzünü ortaya çıkardı. Bu olay, hepimiz için bir ders olmalı."
Sezen Aksu: "O gün orada hayatını kaybedenler, barış ve sevgi için mücadele eden cesur insanlardı. Onların anısı önünde saygıyla eğiliyorum."
Zülfü Livaneli: "Madımak Katliamı, insanlık tarihine kara bir leke olarak geçti. Bu vahşeti unutmayacağız, unutturmayacağız."
31 senedir unutulmayanlar: Toplumsal hafızamızdaki izler
2 Temmuz 1993 Sivas Madımak Katliamı, Türkiye'nin toplumsal hafızasında derin izler bırakarak, barış ve kardeşlik adına verilen mücadelenin önemini bir kez daha hatırlatıyor.
Her yıl, 2 Temmuz'da hayatını kaybedenler için anma etkinlikleri düzenleniyor, onların anısı yaşatılıyor.
Unutulmayacak isimler: Yanarak can verdiler
Madımak Katliamı'nda hayatını kaybeden 37 kişi, Türkiye'nin aydınlık yüzünü temsil ediyordu. Onlar, barış ve kardeşlik için mücadele eden cesur insanlardı. İşte o isimler:
- Muhibe Akarsu (35 yaşında, misafir)
- Muhlis Akarsu (45 yaşında, sanatçı)
- Gülender Akça (25 yaşında, sanatçı)
- Metin Altıok (52 yaşında, şair, yazar)
- Ahmet Alan (22 yaşında, sanatçı)
- Mehmet Atay (25 yaşında, gazeteci)
- Sehergül Ateş (30 yaşında, sanatçı)
- Behçet Aysan (44 yaşında, şair)
- Erdal Ayrancı (35 yaşında, yönetmen)
- Asım Bezirci (66 yaşında, araştırmacı, yazar)
- Belkıs Çakır (18 yaşında, sanatçı)
- Serpil Canik (19 yaşında, sanatçı)
- Muammer Çiçek (26 yaşında, aktör)
- Nesimi Çimen (67 yaşında, şair, sanatçı)
- Carina Cuanna (23 yaşında, Hollandalı gazeteci)
- Serkan Doğan (19 yaşında, sanatçı)
- Hasret Gültekin (23 yaşında, şair, sanatçı)
- Murat Gündüz (22 yaşında, sanatçı)
- Gülsüm Karababa (22 yaşında, sanatçı)
- Uğur Kaynar (37 yaşında, şair)
- Asaf Koçak (35 yaşında, karikatürist)
- Koray Kaya (12 yaşında, çocuk)
- Menekşe Kaya (17 yaşında, sanatçı)
- Handan Metin (20 yaşında, sanatçı)
- Sait Metin (23 yaşında, sanatçı)
- Huriye Özkan (22 yaşında, sanatçı)
- Yeşim Özkan (20 yaşında, sanatçı)
- Ahmet Öztürk (21 yaşında, otel görevlisi)
- Ahmet Özyurt (21 yaşında, sanatçı)
- Nurcan Şahin (18 yaşında, sanatçı)
- Özlem Şahin (17 yaşında, sanatçı)
- Asuman Sivri (16 yaşında, sanatçı)
- Yasemin Sivri (19 yaşında, sanatçı)
- Edibe Sulari (40 yaşında, sanatçı)
- İnci Türk (22 yaşında, sanatçı)
- Kenan Yılmaz (21 yaşında, otel görevlisi)
- Abdulvahap Coşkun
Unutmadık, unutturmayacağız
2 Temmuz Sivas Madımak Katliamı, sadece bir tarih değil, bir utanç ve bir ders olarak hafızalarımıza kazınmalı. O gün, insanlık onurunu ve barışı savunanların anısına...Onların ışığı, karanlıkları aydınlatmaya devam edecek.
2 Temmuz 1993’te yaşanan Sivas Madımak Katliamı, Türkiye’nin yakın tarihinde derin izler bırakmış ve toplumsal barışın önemi konusunda bir kez daha düşünmeye sevk etmiştir. O gün yitirdiğimiz canları, sevgi ve saygıyla anıyoruz.