Simitçilikle geçimini sağlayan yurttaş ise “Yağı nasıl alacağız, elektriği nasıl ödeyeceğiz, suyu nasıl ödeyeceğiz. Kara kara onu düşünüyoruz” diye konuştu. İş yapamamaktan şikayet eden çiçekçi Hüseyin Karaman da yurttaşlara hak vererek, “Asgari ücretle çalışan insanın evine çiçek götürmesi. Tek gül, papatya götürebilirsin ama bu şartlarla çok zor. Götüremeyiz. Doğal olarak çoğu insana haklısınız diyoruz, haklılar da yani” dedi.
Yarın 14 Şubat Sevgililer Günü ancak ekonomik kriz yurttaşları da çiçekçileri de vurmuş durumda. Ankara Kızılay’da sevgilisine, eşine çiçek alıp alamayacağını sorduğumuz yurttaşlar en ucuzu 25 lira olan bir gül ile mutfak masraflarını karşılaştırarak tercihini mutfaktan yana yaptı. Çiçekçiler ise hem girdi maliyetlerinin artışı hem de iş yapamamaktan şikayet etti.
Çiçekçi Hüseyin Karaman, iş yapmadıklarını sipariş panolarındaki siparişlerin azalması üzerinden anlatarak, “Şu anda hiçbir tane sipariş yok sevgiler günüyle ilgili. İnsanlar alamıyor. Çiçekler pahalı. Maliyeti yüksek. Bir tane gül 25-30 lira. İnsanların alım gücü düşük olduğu için bir tane gül alamıyor” dedi.
“BU KADAR FİYATA GÜL MÜ SATILIR’ DEYİP GEÇİP GİDİYORLAR. HAKLILAR”
Karaman kendilerine de çiçeklerin pahalı geldiğini kaydederek, üretim azaldığı için de fiyatları iyice arttığını aktardı. Karaman, yurttaşların fiyatlardan şikayetçi olduğunu ve bir gülü bile alamayan olduğunu söyleyerek, “Sorup ‘Bu kadar fiyata gül mü satılır’ deyip geçip gidiyorlar. Haklılar yani. Bir tane 25 liraya gül alır, 10 tane alsa al sana 250 lira. Bir sevgiliye bir günde 300 liraya gül alınır mı? Alınamaz alım gücü yok çünkü” diye konuştu.
“KLİMA YAKTIK ÇİÇEKLERİMİZ DONMASIN DİYE. FATURA 2.250 TL”
Kendilerinin de durumunun gün geçtikçe kötüye gittiğini kaydeden Karaman, elektrik ve kirayı ödemekte zorlandıklarını belirterek, “Fiyat düşürsek zarar ederiz, yükseltsek satamayız. İki derede bir arada” dedi. Karaman 700 lira gelen elektrik faturasının 2 bin 500 liraya yükseldiğini anlatırken, “2 bin 500 lirayı ödeyecek durumumuz da yok. Yazın gelse en fazla gelecek 250 lira. Kışın bir tek klima yaktık. Çiçeklerimiz donmasın diye. Başka ısınacak bir şeyimiz yok. Elektrikle ısınıyoruz. Doğal gaz yok. Bir klimanın elektrik enerji masrafı bize 2 bin 500 lira” diye konuştu.
“ASGARİÜCRETLİNİN EVİNE GÜL GÖTÜRMESİ ZOR”
Karaman kendisi çiçekçi olmasa eşine çiçek alamayacağını aktararak, yurttaşlarla şu sözlerle empati yaptı:
“Asgari ücretle çalışan insanın evine çiçek götürmesi… Tek gül, papatya götürebilirsin ama bu şartlarla çok zor. Götüremeyiz. Doğal olarak çoğu insana haklısınız diyoruz, haklılar da yani.”
Çiçekçi Yılmaz Demir de bu yıl bekledikleri satışları yapamadıklarını aktararak, “Aldığınız mal 10 liraysa bu yıl 20 lira. Malı satamıyoruz. 20 liralık mal alsan 40 liraya, 40 liraya alsan 80 liraya. Satışlar her gün zarar. Bir de ölücü bitkilerimiz” dedi.
“30 LİRAYA GELİŞİ VAR, KAÇA SATACAĞIM?”
Demir, en ucuz gülü 20 liraya sattıklarını kaydederek, “Şu papatya bugün doğadan topluyor. Algısız, vergisiz. 30 liraya gelişi var. Nakliye, mazot, ıvır zıvır. Buraya gelişi 30 oluyor. Ben bunu kaça satacağım. 40-50 lira diyoruz. Bundan ne kadar para kazanabilirim ben. O yüzden enflasyon bu düzendeyken hep zarar ediyoruz biz” diye konuştu.
Elektrik faturasından da şikayet eden Demir, her ay 700-800 lira arasında gelen elektrik faturasının 2 bin 800 liraya yükseldiğini kaydederek, “Hayat şartları gerçekten çok zorlandırdı. 2 bin 800 lira elektrik borcu olur mu bir ayda?” diye sordu.
Yurttaşların çiçek alamadığını kaydeden Demir, “10-20 liraya gül alan vatandaş. 30-40 lira deyince kaçıp gidiyor alamıyor. Zorlanıyor. 10-20 lira maaş arttı ama arttığı maaşın iki katı fiyatlar arttı. Durmadan düzensiz zam geliyor. Dolar düştü hani, dolar çıktı hani” diye konuştu.
Sevgiler Günü’nde eşine çiçek alamayacağını söyleyen 62 yaşındaki emekli yurttaş, “Yaşımız 62 oldu. 37 senedir evliyiz. Sevgililer Günü mü olur. Torunlar günü olsun, torunlar. Sevgiler Günü değil. Ne yapalım Sevgililer Günü’nü. Elektrik, su, gaza zam. Ne olacak bu milletin hali?” diye sordu.
“GARİBANIN YILDÖNÜMÜ ÖLENE KADAR ÇALIŞMAK”
Yurttaş eşine gül almak istediğini ancak bir gülün bile 50 lira olduğunu kaydederek, “50 liraya yazık değil mi? Gül alana kadar ekmek mekmek bir şeyler alsak daha iyi değil mi? Yiyecek alsak” dedi. Yurttaş geçinemediğini ve Sevgiler Günü’nün kendisi için bir anlam ifade etmediğini şöyle anlattı:
“Geçinsek ne olacak? Öylesine geçiniyoruz. 50 lirayla yarım kilo kıyma alırsın. Onunla karnımızı doyururuz. Bundan sonra bize evlilik yıldönümü olsa ne olur olmasa ne olur? Garibanın evlilik yıldönümü ne biliyor musun? Ölene kadar çalışmak.”
“YAĞI NASIL ALACAĞIZ, SUYU NASIL ÖDEYECEĞİZ?”
Simit ve çay satarak geçimini sağlayan yurttaş, kendilerinin hiçbir özel gününün olmadığını aktararak, “Günü kurtarmaya çalışıyoruz. Bir gül olmuş 50 lira, yüzük olmuş 3 bin lira. Yağı nasıl alacağız, elektriği nasıl ödeyeceğiz, suyu nasıl ödeyeceğiz. Kara kara onu düşünüyoruz. Sevgililer Günü, doğum günü, yaş günü, babalar günü, analar günü. Milleti soymak için bunu icat etmişler ya” dedi.
Yurttaş günlükle geçindiğini ve hava koşullarına göre kazanabildiğini “Hava iyi olursa iyi oluyor. Hava kötü olursa, yağmur, çamur olursa olmuyor. Hava durumuna göre yaşıyoruz” diye durumunu aktardı.
“ALMASINI DA İSTEMEM ÇOK PAHALI”
Eşinden çiçek ve hediye beklemediğini aktaran kadın yurttaş ise “Çiçek önemli değil. İnsan sevdiğine iyi davranarak, başka şekilde de belli edebilir. Ben dışarıdayım. Bir gül 25-30 liraydı. Şimdi 100 lira olmuş sanırım. Yani mümkün değil almak. Her şey o kadar pahalı ki. Kimsenin doğru dürüst gül ve çiçek alacağını düşünmüyorum bu pahalılıkta. O yüzden beklemiyoruz. Çok zor almasını da istemem. Çünkü çok pahalı” diye konuştu.
Çiçek alamayacak olan erkeklerin gerekçesi ise “O zaten kendisi çiçek” oldu.