CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, vatandaşın geçim sıkıntısının yoksulluğu yaygınlaştırdığını belirterek, “Böylesine sorunlu bir süreçte, ülkeyi yönetenler, gerçek gündemin yokluk ve yoksulluk olduğunu görmeli ve bunlar için halkın yararına politikalar uygulamalı” dedi.
CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, emekli, asgari ücretli, çiftçi, küçük esnafın gelir-gider dengesinin kaybolduğunu ifade ederek, vatandaşın bankalara borçlanarak yaşamak zorunda kaldıklarını kaydetti. Gürer, yaptığı açıklamada şunları söyledi:
''Vatandaş geçim sıkıntısı altında eziliyor. Simit alırken dahi düşünüyor. Ekonomik kriz yoksulluğu artırdı. İnsanlar, yaşamlarında geçmişe göre önemli ölçüde daralmaya gittiler. Bunun yanında siyasi iktidar, sürekli krizin aşılacağını ve sabredilmesi gerektiğini söylüyor.
Asgari ücret artışı sınırlı tutuluyor, emeklinin maaşı büyük kentlerde kirasını karşılamıyor. Sabırla vatandaşın yaşamını sürdürmesi isteniyor. Vatandaş da sabrın yolunu bankadan aldığı borcu, diğer bankadan aldığı borçla ödeyerek, borçlanarak devam etmek olarak sürdürüyor. Şu anda bankalara ve finans kuruluşlarına kredi kartı ve kredi borçları 4 trilyon 4 milyar lirayı buldu. Ayrıca faiz ve icra masrafı hariç 182 milyar lira icralık vatandaşın borcu var.
UYAP üzerinden alınan verilere göre, icra dairelerinde dosya sayısı 22 milyon 263 bine erişmiş. Bu durum da gösteriyor ki; işçi, çiftçi, esnaf, emekli, dar gelirli ve sabit gelirliler ekonomik krizin yoğun etkisi altında. Çarşı, pazara çıkmakta zorlanıyorlar, protein ürünlerine erişimde sınırlı da olsa alabildiklerini almaya çalışıyorlar. Girdi maliyetleri artıp, ürün fiyatları düşük tutulduğu için de çiftçi nasıl üretim yapacağını kara kara düşünüyor. Bunun yanında evlilikler azaldı, boşanmalar arttı. Böylesine sorunlu bir süreçte, ülkeyi yönetenler, gerçek gündemin yokluk ve yoksulluk olduğunu görmeli ve bunlar için halkın yararına politikalar uygulamalı. Kamucu bir anlayışla sorunlara bakılmalı ve serbest piyasa ekonomisinin yarattığı bu soygun düzeninin, vatandaşın canına okuduğu görülmeli. Fiyatları boykot ederek değil, o fiyatların oraya gelmeden önlenmesini sağlayacak bir anlayışla sorunlara bakmalı. İşin girdi maliyetlerinden başlayarak, gıda için ucuzlatılması yönünde daha ciddi tedbirler alınmalıdır.''