Türkiye yüksek seyreden enflasyon, özellikle hizmet sektöründeki ürünlerin fiyatlarında büyük değişikliklere neden oluyor.
Ekonomim yazarı Alaattin Aktaş, “Hizmetlerdeki bu fiyatlama alışkanlığı değişmedikçe...” başlıklı yazısında yüksek enflasyonda herhangi bir malın, hizmetin fiyatının kestirilemediğini belirtti.
‘Ya kablo çok ucuz ya çay çok pahalı’
“Kablo çaydan ucuz olur mu?” diye soran Aktaş, şunları kaydetti:
“Fiyat algısının ve fiyatlama davranışının nasıl bozulduğuna ilişkin birebir yaşadığım bir örneği aktarmak istiyorum.
Bilgisayarımla modem arasında zaman zaman kablolu bağlantı yapmam gerekiyor. Bunun için yaklaşık bir buçuk metre uzunluğunda bir ethernet kablosuna ihtiyaç duydum. Bilgisayar malzemesi satan bir yerden bu kabloyu aldım. Bir buçuk metrelik ethernet kablosu, iki ucunda soket... Fiyat, 30 lira. Çok kaliteli olmadığı kesindi ama benim de daha fazlasına ihtiyacım yoktu. Ancak 30 liraya aldığım bu ürün yine de iyi kötü bir sanayi ürünü. Ana kablonun içinde küçük çok sayıda ince kablo ve iki uçta soket...
Kabloyu aldım, arkadaşlarla bir kafede buluşup çay içtim. Bir bardak çay 40 lira.
Şimdi, ya kablo çok ucuz ya çay çok pahalı! Çaya ödediğim 40 lira normalse kablo çok daha pahalı olmalıydı. Ya da kablo fiyatı normalse çayı çok daha ucuza içmeliydim.”
‘Hizmet fiyatlarındaki artış, mal fiyatlarındaki artışın çok üstünde’
Mal ve hizmet fiyatları arasında dengesizliğin yanı sıra fiyat artışı açısından da bir makas olduğunu belirten Aktaş, “Zaten Merkez Bankası’nın temmuz ayı fiyat gelişmeleri raporu da bu duruma bir kez daha işaret ediyor. Hizmet fiyatlarındaki artış, mal fiyatlarındaki artışın çok üstünde. Merkez Bankası’nın hesaplamalarına göre temmuz ayı itibarıyla mal fiyatları yıllık bazda yüzde 53 artarken, hizmet fiyatlarındaki artış yüzde 86 düzeyinde gerçekleşti” dedi.
Sorunun çözümü için uzun yıllar gerekiyor
Bu durumun Merkez Bankası metinlerine de yansıdığını belirten Alaattin Aktaş, mevcut sorunun çözümünü kolay olmayacağını belirtti:
“Merkez Bankası hizmetler sektöründeki fiyat katılığına Para Politikası Kurulu metinlerinde de sürekli olarak yer veriyor ve bu katılığın enflasyonla mücadeleyi sekteye uğratacak en önemli etkenlerin başında geldiğine dikkat çekiyor. Daha üç gün önce, 20 Ağustos’ta yapılan son PPK toplantısının açıklamasında bu konuda bakın ne denildi:
‘Mal enflasyonu düşerken hizmet enflasyonundaki iyileşmenin gecikmeli olacağı değerlendirilmektedir. Hizmet enflasyonundaki yüksek seyir ve katılık, enflasyon beklentileri ve jeopolitik gelişmeler enflasyonist riskleri canlı tutmaktadır.’
Bu olumsuzluğu aşabilmek için enflasyonu en az üç beş yıl tek hanede götürmek gerekiyor. Türkiye’de tek haneli enflasyon 2026’da umulduğuna, onun da gerçekleştirilebilmesi pek kolay görünmediğine göre daha uzun yıllar garsondan hesap istemeye devam edeceğiz.”