Vira Kavşağı açılışında konuşan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, “Biz sadece iş üretmiyoruz. İş üretiyoruz, engellemeleri aşıyoruz… Allah'ın izniyle bu konuda bayağı bir kabiliyetli olduk. Ne koyarlarsa koysunlar önümüze, biz onu aşmayı, o duvarı yıkmayı başarıyoruz. Çünkü biliyoruz; o duvarın yıkılmasıyla vatandaşı hizmetle buluşturuyorsunuz” dedi. Ulaştırma Bakanlığı tarafından inşa edilen 2 metro hattının paralarının, tarihinde olmadığı biçimde 10 ay içinde İBB’den tahsil edildiği bilgisini paylaşan İmamoğlu, “Beni açılışa davet etmekten bile korkuyorlar. Çünkü, oraya gitsem herhalde şundan korkuyorlar: Kurdeleyi keserken beni görse orada oturanlar, sempatizanları; öyle tahmin ediyorum ki hepsinin bizim o güler yüzlü, bizim o insancıl bakışımızla onları ikna edeceğimizden korkuyorlar. Onun için bizi davet etmiyorlar. Ama ben, İstanbul'a hizmet isteyen, hangi partiye oy verirse versin, bütün partilere oy verenlerin oyunu almaya, güler yüzle, iyi niyetle, samimiyetle, ciddiyetle, devlet insanı ahlakıyla, iyi bir hemşehri, iyi bir dost, iyi bir ‘Ekrem Abi’, iyi bir kardeş olmaya aday değil; artık o’yum ben, o’yum. Aradaki fark bu” şeklinde konuştu. “Tıkır tıkır yolumuza devam edeceğiz” diyen İmamoğlu, “Bunlar, bizi arkadan izliyor. Vallahi mesafeyi öyle bir açacağız ki, arkadan izleyecek mercek bile bulamayacaklar, dürbün bile bulamayacaklar. Mesafeyi açacağız İddialı olmaya devam edeceğiz. Bizi 25 yıllarıyla kıyaslasınlar. İstanbul'un ikinci dönem, kalkınmacı, icracı ve aynı zamanda yaratıcı, yeşil ve adil kent tasarımı, gümbür gümbür, ikinci dönemiyle geliyor” ifadelerini kullandı. İmamoğlu, gazetecilerin, “Devletin medya kurumları tarafından görülmediğiniz, gösterilmediğiniz haberleri çıkıyor” sorusuna, “Kul hakkı yemek, böyle bir şeydir. TRT'nin parası, Anadolu Ajansı'nın parası, oradaki maaşlar, bu ülkenin 86 milyon insanının cebinden çıkan parayla ödeniyor. Ve kul hakkı yiyorlar. Hani bizim insanımız bu tür kul hakkı yiyenlere biraz beddua eder. Ben etmiyorum. Hepsini Allah'a havale ediyorum” yanıtını verdi.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), Beylikdüzü Barış ile Kavaklı mahallelerini birbirine bağlayan Vira Kavşağı’nı baştan aşağı yeniledi. Yıllardır trafik çilesi yaşanan 2 şeritli kavşaktaki şerit sayısı 3’e çıkarılarak araç yoğunluğunda azalma, bölgeye yayılan trafikte rahatlama sağlandı. Yenilenen Vira Kavşağı’nın açılışı; CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Beylikdüzü Belediye Başkanı Mehmet Murat Çalık’ın katılımlarıyla gerçekleştirildi. Açılış töreninde, sırasıyla; İBB Genel Sekreter Yardımcısı Gürkan Alpay, Çalık, İmamoğlu ve Çelik birer konuşma yaptı.
“13-14 YILLIK ÇİLEYİ BİTİRMENİN KEYFİNİ YAŞIYORUZ”
“Çok özel, çok insani, insan odaklı bir projenin açılışını yapıyoruz” diyen İmamoğlu, “Her ne kadar adını Vira Kavşağı diye tariflesek de aslında burada derinlemesine bir trafik sorununu çözen, ama bir o kadar da insan yaşamını kolaylaştıran, her noktasından vatandaşın nasıl geçeceğini, vatandaşın önüne bir engel değil, o engeli nasıl kaldıracağını çözüme kavuşturan bir alanı tasarlamanın keyfini yaşıyoruz ve açılışını yapıyoruz” şeklinde konuştu. Bölgede yaşayanların ve yolu kullanmak zorunda olan vatandaşların yaklaşık 13-14 yıldır trafik sıkıntısı çektiğini hatırlatan İmamoğlu, “6 caddeyi bağlayan bir yerdi. Ve de önemli bir aksı sağlayan bir geçiş noktasıydı. Burayı iyi bir projeyle açmanın, göz bebeğimiz ve bütün İstanbul'a marka olan, hatta İstanbul dışında da artık isim olarak kullanılmaya başlanan ‘yaşam vadisi’ kavramının doğum yeri olan, bu yaşam vadisini de kesintisiz bir vadi haline getirip, D100 kanadından sahile kadar, neredeyse 7 kilometre, ayağınıza bir taş değmeden sizi yürüten, koşturan, bisiklete bindiren muazzam bir tasarımın da bütünlükçü yapısını taşıyan bir projeyi bitirmenin keyfini yaşıyoruz. Şimdi bunu açacağız” dedi.
“KAĞIT ÜSTÜNDE, ‘7 METRONUN 5’İ İBB'NİN, İKİSİ DE ULAŞTIRMA BAKANLIĞI’NIN’ DENEBİLİR…”
Ulaşımın, İstanbul için her dönem önemli bir sorun olduğuna dikkat çeken İmamoğlu, “Yaklaşık 25 sene önce, İstanbul'la ilgili ilk kez bir anketi sorguladığımı ve dinlediğimi anımsıyorum. Orada da birinci sıra sorun ulaşımdı, bugün de. Eğer siz, 16 milyon resmi nüfusu olan, 20 milyona yakın bir şehrin yaşamı içerisindeyseniz, ulaşım temel sorun olabiliyor. Dünyanın en büyük kentlerinde bu sorun sıralaması pek de değişmez. Onun için, bütçemizin yüzde 50’sinden fazlasını ulaşıma harcıyoruz. Raylı sistemlerde, kara-deniz yollarında büyük atılımlar yaptık ve ağımızı genişletiyoruz. 5 yıldan daha kısa süre içerisinde, Büyükşehir Belediyesi’nin projeleriyle, bütçesiyle, tam 7 metro hattı hizmete açıldı. Kağıt üstünde, ‘7 metronun 5’i İBB'nin, ikisi de Ulaştırma Bakanlığı’nın’ denebilir. Doğru; ama bir farkla. Bakın; biz sadece iş üretmiyoruz. İş üretiyoruz, engellemeleri aşıyoruz… Allah'ın izniyle bu konuda bayağı bir kabiliyetli olduk. Ne koyarlarsa koysunlar önümüze, biz onu aşmayı, o duvarı yıkmayı başarıyoruz. Çünkü biliyoruz; o duvarın yıkılmasıyla vatandaşı hizmetle buluşturuyorsunuz” şeklinde konuştu.
“ARADAKİ FARK NEREDE?”
“Peki, ‘İkisi Ulaştırma Bakanlığı'nın’ derken aradaki fark nerede” sorusunu yönelten İmamoğlu, şunları söyledi:
“Engelleri aşmanın yanı sıra, bir de bizden tahsilat yapıyorlar. Hem de çatır çutur. Yani daha önce Ulaştırma Bakanlığı, İBB’ye devretmek üzere yaptığı bir metro hattının parasını, 15-20 yılda tahsil ediyordu. Çünkü o zaman yönetmelik, orada kesilen bilet parası üzerinden tahsilatını yapıyordu. Biz göreve gelince, metro hatları bize teslim edilmek üzere bir genelge çıkartıyorlar ve ‘İstanbul'a yollanan paranın, yani 100 liranın, 5 lirasını kesme hakkını üstümüze aldık’ diyorlar. Ve bizim hiç gözünün yaşına bakmadan, İstanbullunun cebine buradan para koyarken, buradan bir el uzanıyor, buradan 5 lirasını alıyor 100 liranın. Ve ne oldu biliyor musunuz? Sadece 10 ayda iki metro hattının, artık yaklaşık 5 milyar lirasını bizden tahsil ettiler. 10-11 ayda. 5 milyar lira. Yani iki yıllık Beylikdüzü bütçesini, 10 ayda cebimizden aldılar. Şimdi böylesi bir tahsilatla, onun için hakkımız olarak görüyoruz, ‘7 metre hattı’ diye söylemeyi.”
“NE YAPARLARSA YAPSINLAR, BİZİM BAŞIMIZI ÖNE EĞEMEZLER”
“Ne yaparlarsa yapsınlar, bizim başımızı öne eğemezler” diyen İmamoğlu, “Biz, işimizi ahlaklı ve haysiyetli yapıyoruz. Gerçekten kamu yöneticisi olma sorumluluğuyla ve ciddiyetiyle işimize bakıyoruz. Bu ciddiyetle ve bu kararlılıkla iş yaparken, bu engelleme süreçlerinin yazılarını yazanlar, gerçekten bu işi hazırlayan aklın nasıl ciddiyetsiz, nasıl sorumsuz davrandığını da görüyoruz. Bunu halkımız, milletimiz görüyor, okuyor ve bunun cevabını verecek. Tabii bu olgunlaşmamış, bu ciddiyetsiz akıl, tüm maliyetini bizden toplayıp alarak, 10 ayda tahsil ederek, sanki bir iş başarmış görüyorlar kendilerini. Yani İstanbul'u zora sokacaklar, İstanbul'un bütçesini küçültecekler. Başka bir akıl işliyor” ifadelerini kullandı.
“BENİ AÇILIŞA DAVET ETMEKTEN BİLE KORKUYORLAR”
İktidar kanadının, parasını 10 ay içinde İBB’den tahsil ettikleri açılışlara Başkan olarak kendisini davet etmediğini aktaran İmamoğlu, “Beni açılışa davet etmekten bile korkuyorlar. Çünkü, oraya gitsem herhalde şundan korkuyorlar: Bakıyorlar, kurdeleyi koysalar buraya, kurdeleyi keserken beni görse orada oturanlar, sempatizanları; öyle tahmin ediyorum ki hepsinin bizim o güler yüzlü, bizim o insancıl bakışımızla onları ikna edeceğimizden korkuyorlar. Onun için bizi davet etmiyorlar. Ama ben, İstanbul'a hizmet isteyen, hangi partiye oy verirse versin, bütün partilere oy verenlerin oyunu almaya, güler yüzle, iyi niyetle, samimiyetle, ciddiyetle, devlet insanı ahlakıyla, iyi bir hemşehri, iyi bir dost, iyi bir ‘Ekrem Abi’, iyi bir kardeş olmaya aday değil; artık oyum ben, oyum. Aradaki fark bu. Ve o anlamda ben herkesin oyunu da alacağıma inanıyorum” şeklinde konuştu.
“EKREM’İ ENGELLEMİYORSUNUZ, 4 MİLYON İNSANI ENGELLİYORSUNUZ”
Sözü Beylikdüzü metrosuna getiren İmamoğlu, konunun geçmişinin 2004 yılına kadar gittiğini belirtti. Vatandaş Ekrem İmamoğlu olarak o yıllarda yaşadığı bir anıyı kamuoyu ile paylaşan İmamoğlu, şunları söyledi:
“Her seçim döneminde; 2004, 2007, 2009, 2014… Ama referandum ama genel seçim ama yerel seçim… Her seçimde Beylikdüzü halkına, Esenyurt halkına, Avcılar halkına, Büyükçekmece halkına bu metroyu vaat ettiler. Söz verdiler. ‘Göreve geleceğiz, ihale yapacağız’ dediler. Yapmadılar, kandırdılar. Bakın burada, 3,5-4 milyon insanı kandırdılar. Peki biz ne yaptık? Göreve gelir gelmez projelerini aldık. Revizyonlarını yaptık. Tasarruf revizyonlarını yaptık. Yüzde 20-25 oranında tasarrufa giden bir proje revizyonu yaptık. Üstüne üstlük; Sefaköy-Beylikdüzü diye daralttıkları, İBB yetkisindeki Sefaköy-İncirli bölümünü de talep ettik. ‘Bunu da verin bize’ dedik. ‘Biz yapacağız, vermeyiz’ diye yazı yazdı Ulaştırma Bakanlığı. Biz, Sefaköy-Beylikdüzü kısmının üzerinden yola çıkarak kredilerini bulduk. Dünyanın en önemli iki yatırım finansman kuruluşunun kredilerini bulduk. Ön protokoller imzaladık. Ve iş neye kaldı? 1,5 senedir; bir mürekkep, bir kalem. Kefil değilsin, bir şey değilsin. Zaten İstanbul halkının kefaleti, her şeye yeter. İstanbul halkının itibarı, her şeye yeter. Bir mürekkep, bir kalem… İmzalamıyorlar. Ne için? Yani Ekrem'i mağdur edelim, Ekrem’i engelleyelim… Ekrem’i engellemiyorsunuz. 4 milyon insanı engelliyorsunuz. Ama bu yerel seçim bitecek. Bu yerel seçimde öyle bir demokrasi şamarı yiyeceksiniz ki, mecburen o evrakı imzalayacaksınız.”
“ATIN İMZANIZI, BAKIN BEN NASIL TEŞEKKÜR EDİYORUM”
Eyüpsultan-Bayrampaşa tramvay hattının da aynı durumda olduğu bilgisini paylaşan İmamoğlu, “Biz, bunların yollarını buluyoruz. Eyüpsultan-Bayrampaşa hattının hemen ihalesine başlıyoruz. Beylikdüzü konusunu da çözüme kavuşturacağız. Göreceksiniz, tıkır tıkır yolumuza devam edeceğiz. Bunlar bizi arkadan izliyor. Vallahi mesafeyi öyle bir açacağız ki, arkadan izleyecek mercek bile bulamayacaklar, dürbün bile bulamayacaklar. Mesafeyi açacağız. Nedir dertleri? ‘İmamoğlu daha fazla metro yapmasın.’ Her zaman yaptığım gibi söyleyeyim. Bir kere yaptığımız her işin sahibi millettir. O metroların sahibi de millet. Milletin parası. Milletin ihtiyaç duyduğu hizmetleri yapmaya devam edeceğiz. Atın imzanızı, bakın ben nasıl teşekkür ediyorum. Hiç sorun yok; teşekkür ederim. Teşekkür etmekten de imtina etmedim, etmem. Yalnız, gecikme yüzünden milletin sırtına binen ekstra maliyetler ve bunun gibi hususları ıskalıyorlar. Yazık ediyorlar. Devlet insanı duruşundan uzaklaşıyorlar. Milletimizin geleceğine verdikleri birçok konudaki zarar gibi, bu konuda da zarar vermeye devam ediyorlar. Ama biz, işimize bakıyoruz. Allah'ın izniyle, 5 yılda 7 metro açmış, 3 metroyu da açmak üzere olan bir yönetimimiz. 6 metronun yapımına devam eden, 5 metro projesini de yapıma hazır hale getirmiş bir yönetimiz. 3 metro projesini hazırlamış, olağanüstü yetenekli ve kendini işine adamış, milletine ve şehrine adamış, muazzam bir ekibe liderlik etmenin onurunu ve keyfini yaşıyorum” şeklinde konuştu.
“SİYASETİ DİDİŞMEK İÇİN DEĞİL, MİLLETİN SORUNUNU ÇÖZMEK İÇİN YAPIYORUM”
“Şimdi 12 bin yatırım projesine ‘evet’ diyorsunuz, ama burada İstanbul'un yatırım projelerine ‘hayır’ diyorsunuz; çok komik” diyen İmamoğlu, konuşmasını özetle şu sözlerle noktaladı:
“Avrupa Yatırım Kalkınma Bankası'nın Başkanı hanımefendi ziyaretime geldi. Üç defa şöyle sordu: ‘Anlayamıyorum, niçin imzalamıyorlar’ dedi. Nasıl anlatayım yani Fransız hanımefendiye? ‘Ben de anlatamıyorum’ dedim içimden. Dedim, ‘Anlatılacak durumu yok.’ Nasıl anlatacaksın? Bunu kime anlatabilirsin? Onun için ‘itibarsız’ diyorum. Onun için ben, siyaseti didişmek için değil, gerçekten milletin sorununu çözmek için yapıyorum. 16 milyon insanımızın sorunlarının çözülmesinden yana, gece-gündüz çalışıyorum. Çok enerjiğim Allah'ıma şükür. Beylikdüzü’ne geldim, sizi gördüm; enerjim daha da arttı. Ve birçok projemizi yaparken, bu enerjiyle hareket ediyoruz. İnanın, Sefaköy-Beylikdüzü hattını da bitireceğiz. HIZRAY’la, Beylikdüzü'nü Sabiha Gökçen'e de biz bağlayacağız. İstanbul'un her köşesini, yaşanabilir ve mutlu, refah düzeyi yüksek insanlarla buluşturmanın keyfini biz yaşayacağız. Bu güçle, sadece 4,5 yılda -bakın üç ayımızı çaldılar bu arkadaşlar- 155 kavşağı bitirdik, 232 caddeyi düzenledik. Beylikdüzü'nün bizden önce, 20 yıldır İBB'den almadığı hizmeti, vallahi de billahi de biz, 4,5 yılda bu şehre verdik. Daha fazlasını verdik. Kültür merkezi, sosyal alanlar, yeşil alanlar, kavşaklar, yollar…”
“20-25 YILLIK HİZMETLERİNİ ANLATIYORLAR, BENLE YARIŞTIRIYOR”
“Peki sadece Beylikdüzü'ne mi? Onların yönettiği ilçeler de dahil olmak üzere, İstanbul'un 39 ilçesine verdik. Her ilçeyle, uzlaşıyla çalıştık. Onun için oturuyorlar, kalkıyorlar Ekrem İmamoğlu'yla uğraşıyorlar. Bir de şaşkınlar, şöyle yapıyorlar: Mesela, 20-25 yıllık hizmetlerini anlatıyorlar, benle yarıştırıyor. Ya Allah'tan kork. Bizim 4,5 yılımız var. Yani aynı şey değil. Ama bu seviyeye onları getirmişsek, ne mutlu bize. Ben demiştim; 18 gün görev yapıp, seçimi elimizden alıp, milletin demokrasi hakkını, hukukunu gasp edip, o çaldıkları zaman demiştim: “Bu 18 günde bile bizden nasıl korktuklarını gördünüz. 4,5 yılda yapacaklarımızla, bunları, bırak korkmayı, inanın göreceksiniz, bunların hayalleri, başka kişisel hayalleri var, bizim milletle ilgili hayallerimiz var; yerle bir edeceğiz onları’ demiştim.”
“ARKAMDA BEYLİKDÜZÜ HALKI VARKEN, BİZİ KİMSE YIKAMAZ”
“Biz, buradan bu halkçı, insancıl, demokrat, cumhuriyetçi, devletini düşünen bir anlayışla, sadece şehirlerimizi ihya etmiyoruz, sadece şehirlerimizi güzelleştirmiyoruz. Aynı zamanda memleketimizin birlik ve beraberliği ve memleketimizin geleceğini inşa eden yerel yönetim anlayışını inşa ediyoruz. Onun için çok iddialıyız. İddialı olmaya devam edeceğiz. Bizi 25 yıllarıyla kıyaslasınlar. İstanbul'un ikinci dönem, kalkınmacı, icracı ve aynı zamanda yaratıcı, yeşil ve adil kent tasarımı gümbür gümbür ikinci dönemiyle geliyor. Hem de en az 25 ilçesiyle geliyor. Yolumuz açık olsun. 31 Mart'tan sonra, kendimizi aşmak, yaptıklarımızdan daha fazlasını geriye dönüp bakmadan… Baksak zaten göremeyeceğiz onları. Bayağı geride kalacaklar. Onun için önümüze bakacağız. Milletimizle beraber koşacağız. ‘Vira vira’ diyeceğiz, Denize çıkar gibi. ‘Tam yol ileri’ diyeceğiz. Hedef büyüterek devam edeceğiz. Yolumuz açık olsun. Arkamda Beylikdüzü halkı varken, bizi kimse yıkamaz. Hep birlikte yola devam.”
HASAN AKGÜN’E DESTEK MESAJI VERDİ
“Bugün sabah yine algı yaratmak adına, -bu tür anlarda bunu yaparlar- Hasan Akgün Başkanımıza, Büyükçekmece'de, böyle çok ses getirsin diye adımlar atılıyor” diyen İmamoğlu, “Operasyonlar duyuyoruz. Bazı işler yapılıyor. Buradan söyleyeyim: Bu ve buna benzer girişimlere yeltenenler, bizim itibarımızı zedelemeye çalışanlar, görecekler ki, bir demokrasi şamarı da o taraftan yiyecekler bu milletten. Bu duyguyla Hasan Akgün Başkanımıza ‘Geçmiş olsun’ diyoruz. Onun yanındayız” diyerek, mikrofonu CHP İstanbul İl Başkanı’ı Çelik’e teslim etti. “Öncelikle Vira Kavşağı Beylikdüzü'ne, İstanbul'umuza hayırlı uğurlu olsun diyorum” diyen Çelik, şunları söyledi:
ÇELİK: “31 MART'TA BÜYÜK BİR CEVABI YENİDEN VERECEĞİZ”
“4,5 yıldır İstanbul'da; adil, yeşil, yaratıcı bir İstanbul tasarlayan Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Ekrem İmamoğlu'na, bütün İstanbullular adına, sonsuz ve yürekten teşekkür ediyorum. Az önce Başkanımızın da ifade ettiği gibi, Büyükçekmece Belediyemize şu anda bir operasyon gerçekleştiriliyor. Ben, bu açılışın sonrasında, buradaki parti meclis üyelerimizle birlikte, Büyükçekmece Belediyemize gideceğim. İstanbul İl Başkanlığı olarak sürecin takipçisiyiz. Ancak biz, zaten şunu biliyorduk. Biz, sadece bir siyasi rakibe karşı yarışmıyoruz, yarışmayacağız. Kime karşı yarıştığımızı biliyoruz. Aynı zamanda kamu kaynaklarına karşı yarıştığımızı da biliyoruz. Aynı zamanda medyanın yüzde 95’ine karşı yarıştığımızı da biliyoruz. Aynı zamanda hukuk sistemini, yargı sopasını kullananlara karşı yarıştığımızı da biliyoruz. Geçen hafta gördük; Beykoz'da bir arsanın nasıl yıkılabildiğini İstanbul'da insanlar bir haftayı aşkın zamandır düşünüyorlar. Beykoz muhtarı açıklama yaptı. ‘Burada İBB’nin böyle bir projesi yok’ dedi. Ancak bir hanımefendi çıktı, siyasi rakibimizin yanında, ‘Benim arsam 5 yıl önce yıkıldı’ dedi. Arsanın nasıl yıkıldığını da anlayabilmiş değiliz. Ama o olayın bir kurgu olduğunu, bütün İstanbullular biliyor. Yine geçen hafta bir otobüsü, bir reklam ajansıyla beraber İstanbul'un bir ilçesine çektiler. Orada sanki o otobüs arızalıymış gibi bir reklam filmi çekmek isterken, suçüstü yakalandılar. Bugün Büyükçekmece Belediyemize bir operasyon düzenliyorlar. Biz şunu çok iyi biliyoruz ki; karalama kampanyalarına karşı, iftiralara karşı mücadele ediyoruz. Ancak sizinle beraber, hep birlikte, 31 Mart'ta büyük bir cevabı yeniden vereceğiz. Ve bu anlayışı 2028’ doğru Türkiye'de hep birlikte değiştireceğiz diyorum.”
Konuşmaların ardından; CHP PM üyeleri Berker Esen, Mahir Yüksel, Cem Aydın, Turgay Özcan, Çelik, İmamoğlu, Çalık, Küçükçekmece Belediye Başkanı Kemal Çebi, Avcılar Belediye Başkanı Turan Hançerli Sarıyer Belediye Başkanı Şükrü Genç’in kestiği kurdele ile Vira Kavşağı, resmen hizmete girmiş oldu.
GAZETECİLERİN SORULARINI YANITLADI
İmamoğlu, açılış sonrasında gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. Gazetecilerin soruları ve İmamoğlu’nun bu sorulara verdiği yanıtlar şöyle oldu:
- Cumhur İttifakı'nın İBB adayı Murat Kurum’un İBB çalışanlarının özlük haklarıyla ilgili açıklaması oldu. “İBB çalışanlarına gelir gelmez iyileştirme yapacağız” dedik. İBB çalışanlarının maaş durumu nedir? Özlük haklarıyla ilgili böyle bir sorun mu var?
“Biz çok başarılı bir endüstriyel ilişkiler sürecini yaşatıyoruz İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne. Bütün sendikalarla, nasıl daha önce yaptıysak; bunun içinde Türk-İş var iş var, DİSK var, bu kadar çeşitlilikle süreç yöneten ve gerçekten iş gücü barışını, çalışan barışını en üst seviyede tutan, geçmişten gelen bütün arızaları çözen… Örneğin İETT'de olduğu gibi, kadroya alınmayanları kadroya alan, birçok konuda yenilik yapmış ve insan kaynakları yönetimi konusunda güçlü bir dönemi İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne yaşattık. Bizim insanlarımızın şu andaki temel sorunu, ekonomik anlamda temel sorunu, özellikle yüksek enflasyon ve fiyat artışlarının sıklıkla insanların ihtiyaçlarının artmasına sebep olmasıdır. Yani bugün, 7 bin 500 lirayı emekliye reva gören bir anlayış, bizimle sakın insanların iş gücüyle ya da çalışanlarımızla aramızı bozmaya kalkmasın. Bunu anlayamaz bile. Onların tek anlayacağı iş, poşet işi. Veya bu tarz işlerdir. Ekonomi deyince, akıllarına o geliyor.”
“BİZ, BÜTÜN SORUNLARI ÇÖZERİZ”
“Bizim ise, şu anda geçimle ilgili sorunu olan vatandaşlarımıza -bırakın kendi çalışanlarımızı- İstanbul'daki yoksullukla mücadelede çok yoğun bir çaba içerisinde. Biz, tabii ki enflasyon artışı üzerinden yenilenmesi gereken… Bakın, 4-5 ay önce yaptığınız bir toplu iş sözleşmesi, şu anda ne yazık ki yeni ihtiyaçlar doğurmakta. Çünkü, aylık enflasyonun bile gerçek anlamda, artık yüzde altıları, yedileri, sekizleri bulduğu aylar yaşıyoruz. Bunların hepsi bizim gündemimizde. Yani atılan tweet ya da bu yapılan işler, çok önemli değil. Biz, sorumluluğumuzu çok iyi biliyoruz. Sanırım o ‘arsa yıkıldı’ gibi, bu da öyle bir sanal bir duyuru. Ama biz, çalışanlarımızın hak ve hukukunu koruyan, onu son derece önemseyen bir yönetimiz, diye ifade edeyim. Biz, bütün sorunları çözeriz. Bu arada DİSK yöneticisi de burada. Yani onu da söyleyeyim. Sendikal olarak her biriyle konuşuyoruz. Başka yöneticilerle de konuşuyoruz.”
TRT’NİN YANLI YAYINLARINA YANIT: KUL HAKKI YİYORLAR
- Dün de iletişim ekibiniz tarafından bazı görseller paylaşıldı. Rakipler artık yavaş yavaş İstanbul için sahada mücadele etmeye başladı. Orantılı bir yayın olduğunu düşünüyor musunuz? Sizin elinize böyle veriler geldi mi? Devletin kurumları tarafından görülmediğiniz, gösterilmediğiniz haberleri çıkıyor…
“Devletin kurumlarının tek örneğini vereyim size. Ekrem İmamoğlu, Türkiye'nin 20 milyonluk şehrinin Belediye Başkanı. Dönün bakalım, 5 yıl içerisinde TRT, TRT… Diğerlerini bırakın. TRT'de, Ekrem İmamoğlu'nun, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin bir tek haberi var mı? İsmi bir tane bir yerde geçmiş mi? Ama benim aleyhime yayın yapıp, benim aleyhime soru sordukları, İstanbul'un bir kısım ilçe belediyelerinin bile en az 50 tane, 100 tane yayınını bulursunuz. Bakın, kul hakkı yemek böyle bir şeydir. TRT'nin parası, Anadolu Ajansı'nın parası, oradaki maaşlar, bu ülkenin 86 milyon insanının cebinden çıkan parayla ödeniyor. Ve kul hakkı yiyorlar. Hani bizim insanımız bu tür kul hakkı yiyenlere biraz beddua eder. Ben etmiyorum. Hepsini Allah'a havale ediyorum.”