Korkutan senaryo: '15 milyon kişi verem olabilir'
Dünya Sağlık Örgütü’nün 2013 yılında 9 milyon yeni tüberküloz hastasının olduğunu ve bunun 1,5 milyonunun öldüğünü belirttiğini söyleyen Dr. Esra Ekbiç Kadıoğlu, günümüzde her gün 4 bin 100 kişinin verem hastalığı nedeniyle öldüğünün ve Türkiye’de 12-15 milyon kişinin enfekte olduğunu, vücutlarında uyur durumda verem mikrobunu taşıdıklarının tahmin edildiğini ifade etti.
Verem hastalığı, yani tıbbi adıyla tüberküloz (TB) hava yoluyla bir bireyden diğerine yayılan, bulaşıcı bir akciğer hastalığı olarak tanımlanıyor. Verem, havaya salınan mikroskobik damlacıklar yoluyla insandan insana yayılan bakterilerden kaynaklanır.
Bu salınma, aktif tüberküloz formuna sahip ve tüberküloz tedavisine henüz başlamamış bir kişi güldüğünde, hapşırdığında, konuştuğunda, öksürdüğünde, şarkı söylediğinde veya tükürdüğünde gerçekleşebilir. Bir kişinin enfekte olabilmesi için bu salınan mikroplardan sadece birkaçını soluması yeterlidir.
Son olarak konuya ilişkin konuşan ve vücudunda verem mikrobu taşıyan kişilerin yaklaşık yüzde 10'unun, yaşamlarının bir döneminde verem hastası olabileceğine dikkat çeken Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Esra Ekbiç Kadıoğlu, tübeküloz mikrobunun öksürme, hapşırma, konuşma sırasında oluşan damlacıklar yoluyla yayılabilen bulaşıcı bir hastalık olduğunu belirtti.
'GENETİK BİR HASTALIK DEĞİLDİR'
Halk arasında “ince hastalık” olarak bilinen tüberkülozun (verem) tedavi edilebilen bir hastalık olduğunu ancak geç saptanmış ve tedavi edilmeyen vakalarda ölüm gibi ciddi sonuçlara neden olabileceğini belirten Dr. Kadıoğlu, tüberkülozun genetik olmadığını, uzun süre aynı ortamda bulunan kişilerin tüberküloz basilinin içinde bulunan damlacıkları solunmasıyla ile sağlıklı bireylerin mikrobu alabileceğini, her enfekte olan kişide hastalığın gelişmeyeceğini, alınan basillerin kişiyi hastalandırmaksızın vücutta uyur durumda kalabileceğine ve vücut direncinin düştüğü bir anda hastalık oluşturabileceğini söyledi.
'MİKROP, 15 MİLYONUN VÜCUDUNDA UYUR VAZİYETTE'
Dünya Sağlık Örgütü’nün 2013 yılında 9 milyon yeni tüberküloz hastasının olduğunu ve bunun 1,5 milyonunun öldüğünü belirttiğini söyleyen Kadıoğlu, günümüzde her gün 4 bin 100 kişinin verem hastalığı nedeniyle öldüğünün ve Türkiye’de 12-15 milyon kişinin enfekte olduğunu, vücutlarında uyur durumda verem mikrobunu taşıdıklarının tahmin edildiğini ifade etti.
'VEREM MİKROBU, GÜNEŞ GÖRMEYEN ALANLARDA UZUN SÜRE KALIR'
Bulaş olan kişide ilk iki yıl içerisinde hastalığın gelişebileceğini belirten Dr. Kadıoğlu, verem mikrobu, güneş görmeyen ortamlarda havada uzun süre kalır ancak güneşten gelen ultraviyole ışınları verem mikrobunu kısa sürede öldürür, bu nedenle insanların kalabalık olarak yaşadığı yerleri havalandırılması gerektiğini söyledi.
Kadıoğlu, "Tüberküloz hastasının aynı evde yaşayanlara verem mikrobunu bulaştırma olasılığı yüksektir bu sebeple tüberküloz tanısı kesinleşince, aynı havayı paylaşan bütün bireylerin verem savaşı dispanserinde muayeneye gitmesi gerek" dedi.
3 HAFTADAN UZUN SÜREN ÖKSÜRÜK VARSA DİKKAT
2-3 haftadan uzun süren, tedaviye cevap vermeyen öksürük, balgamda kan görülmesi, ateş, gece terlemesi, yorgunluk, halsizlik, kilo kaybı, iştahsızlık, nefes darlığı, göğüs ve sırt ağrısı gibi belirtilerin dikkate alınması gerektiğini söyleyen Kadıoğlu, hastanın yakınmaları, akciğer film bulguları, hastadan alınan balgam veya diğer materyaller ile tüberküloz basilinin balgamda görülmesiyle tanının konulduğunu anlattı.
Tüberküloz mikrobunun tedavisinden bahseden Dr. Esra Ekbiç Kadıoğlu, şunları söyledi:
"Mikrobu kesin olarak öldürmek ve bir daha hastalık yapmasını engellemek için başlangıçta en az 4 ilaç kullanılır ve balgam kontrollerinin sonuçlarına göre 2 veya 3 ay sonra ilaç sayısı azaltılılır. Tedavi en az 6 ay sürer ve tüberküloz mikrobu diğer mikroplara göre daha yavaş çoğaldığı için ilaçların uzun süre ve düzenli kullanılması gerekir. İlaçlar düzenli kullanılmadığında mikroplar ilaçlara karşı direnç gösterir ve dirençli tüberküloz halini alır. Bu hastalık tipinde tedavi çok daha zorludur ve ilacın 18-24 ay kullanılması gerekir."
AŞI KORUYOR
Kadıoğlu, ülkemizde aşı takviminde doğumdan sonra ikinci ayını bitiren bebeklere yapılan, BCG aşısı hayat boyu sadece bir kez uygulanan, erişkinlikde gelişecek hastalığı engellemek, tüberkülozun ağır seyreden ve ölümcül olabilen formlarına karşı koruma sağlamak amacıyla özellikle çocuklarda görülen, kanla yayılan (milier) ve beyin zarını tutan (menenjit) tüberküloz formlarına karşı koruyucu olduğunu anlattı.
Tüberküloz hastalığından korunmanın toplum sağlığı açıcından en etkili yolu bulaştırıclığı olan hastalara hızla tanı konulması ve uygun tedaviye başlanması olduğunu söyleyen Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Esra Ekbiç Kadıoğlu, tedaviye başlandıktan 2-3 gün sonra basil sayısı hızla azalır ve 2-3 haftada bulaştırıcılığın büyük oranda azalacağını belirtti.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.