ÇİFTÇİNİN ZARAR ETMESİ, TÜRKİYE’NİN ZARAR ETMESİDİR

Karacabey’den salça fabrikalarına sesleniyorum.

Çiftçiyi enflasyona ezdirmeyin. Domates üreten çiftçi, emeğinin karşılığını almalı. 

Çiftçi para kazanmalı, çiftçi para kazanırsa mutlu olur. Çiftçi mutlu olursa tarlada huzur olur. Tarlada huzur olursa, mutfakta huzur olur. Mutfakta huzur olursa, ailede huzur olur. Ailede huzur olursa ülkede huzur olur.

20 yıldır ülkeyi yönetenler, tarımdan değil ranttan, çiftçiden değil, ithalatçıdan yana oldular. 120 milyar dolarlık tarım ithalatı yaptılar. Bu paraları, Kanada çiftçisine, ABD çiftçisine vermek yerine Bursa, Urfa, Konya çiftçisine verseydik çiftçi de doyardı, Türkiye’yi de doyururdu.

“Çiftçiye destek vermek yanlıştır” dediler. “Devlet çiftçilik yapmaz” dediler. Pamuğa, tütüne, pancara kota koydular. Köyleri boşalttılar.

ÜRETEN MUTSUZ, TÜKETEN MUTSUZSA KİM MUTLU?

Çiftçinin ürünü tarlada para etmiyor. Tüketicinin gücü almaya yetmiyor.

Üreten mutsuz, tüketen mutsuz. Kim mutlu? Zincir marketler, yabancı şirketler mutlu.

Vatandaş pahalılıktan şikâyet ediyor. “Türkiye’nin doğalgazı, petrolü yok,

dışarıdan alıyoruz. Ukrayna - Rusya savaşıyor, dışarıda fiyatlar artıyor. Biz ne yapalım?” diyorlar.

TÜRKİYE’NİN PETROL YATAĞI KARACABEY’DEDİR

Doğalgazı, petrolü dışarıdan alıyoruz da buğdayı neden dışarıdan alıyoruz?

Rusya - Ukrayna savaşırken bile buğday üretiyor da biz niye üretemiyoruz?

Türkiye’nin petrolü var. Türkiye’nin petrol yatağı Karacabey’dir. Petrolü de domatestir, pancardır, soğandır, bezelyedir. Bunlar değerini bilene petrolden kıymetlidir. Bu ürünlerimizin değerini bilmeliyiz.

İnşallah iktidar olduğumuzda, yapacağımız ilk iş; üretimi planlamak olacak.

Çiftçimiz ne ekeceğini, ürününü kaçtan satacağını bilecek.

Köprülere, otoyollara hazine garantisi değil, çiftçimize dolara endeksli, alım garantisi vereceğiz.

Ucuz mazotu; jete yata değil, çiftçinin traktörüne vereceğiz.

ABD, Rusya, Kanada çiftçisini değil, kendi çiftçimizi ihya edeceğiz.

İTHALATÇIDAN DEĞİL, ÇİFTÇİDEN YANA OLACAĞIZ

Çiftçilerin bankalara, tarım kredi kooperatiflerine olan borçlarının faizlerini sıfırlayacağız.

Gençlerimiz köylerini terk ediyor. Gençlerimizi tarıma ve köyde yaşamaya

özendireceğiz.

Hazine arazilerini bedelsiz olarak, tarım yapmak şartıyla gençlere vereceğiz.

Köylerimiz, ulaşımıyla, alt yapısıyla, internetiyle, sosyal hayatıyla, Hollanda’nın, Almanya’nın, İtalya’nın köyleri gibi olacak.

Türkiye Değişim Partisi ekonomik milliyetçi bir partidir.

Ekonomik milliyetçilik, çayımıza, fındığımıza, pamuğumuza, zeytinimize, üzümümüze, domatesimize sahip çıkmaktır.

Tarım ürünlerimizi, çok uluslu şirketlerin, eline ve insafına bırakmamaktır.

Topraklarımıza ne ekip dikeceğimize yabancıları karıştırmamaktır.

TARIMI HOR GÖRÜRSEK, YARINI ZOR GÖRÜRÜZ

Türkiye Değişim Partisi iktidar olacak, tarımda değişim başlayacak.

Çiftçimizin hakkını koruyacağız, emeğinin karşılığını almasını sağlayacağız, refahını artıracağız. Çiftçimizin, köylümüzün yüzünü güldüreceğiz.

Türkiye Değişim Partisi olarak görüşümüz şudur:

Tarımdaki sorunları çözemezsek, Türkiye’nin sorunlarını da çözemeyiz.

Tarımı hor görürsek, yarını zor görürüz.

Her gün soframıza ekmek koyan, yumurta koyan, meyve sebze koyan çiftçimize, köylümüze hizmet etmek devletin görevidir. Siyasetçinin boynunun borcudur.