Özel'den Gezi davası açıklaması: Tuğrul Türkeş samimi gayret içinde
Özel, Gezi davasıyla ilgili 'bu konuda en önemli paydaşlarımdan biri' dediği AKP'li Tuğrul Türkeş'in 'samimi gayret içinde' olduğunu söyledi.
Özel'den Gezi açıklaması: Bu konuda en önemli paydaşlarımdan biri Tuğrul Türkeş; kendisinin anlattığı 'Kavala orada, biz de burada tutukluyuz'
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Ekol TV’de yayınlanan programda Armağan Çağlayan’ın sorularını yanıtladı.
Özel, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la yaptığı görüşmeleri ile Cumhur İttifakı'na ilişkin de önemli açıklamalarda bulundu. Erdoğan'la görüşmesinden sonra gündem olan "normalleşme ve yumuşama" tartışmaları ile MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin 'ittifak' çıkışını değerlendiren Özel, "AK Parti'nin 22 yıllık yükünü üstlenecek bir işin içine girmem... Devlet Bey kenara çekilemez. Hep birlikte muhalefete gidecekler" dedi.
‘Değişimi ilk dillendiren İmamoğlu'ydu’
Özgür Özel, CHP’de yaşanan değişim sürecini ilk olarak İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu tarafından dillendirildiğini belirtti:
"Genel başkanlığa aday olmaya karar verdiğim süreç özel bir süreçti, bir travmadan sonra yaşanan süreçti ama hayatımın hiçbir evresinde genel başkanlık hedefiyle yanıp tutuşmuyordum. Ara ara soruluyordu genel başkanlık sorusu ama keşke parti iktidar olsaydı da genel başkan olmaya gerek kalmasaydı. Önemli olan Cumhuriyet'in 100. yılında partimizi iktidar yapmaktı.
14-28 Mayıs seçimlerinin olduğu süreçte bir sürü yanlış yapıldı ama var gücümüzle seçimi almak için çalıştık, olmadı. Sokaktaki gençlerin gözünün feri söndü. Değişimi dile getiren ilk kişi Ekrem İmamoğlu'ydu. Değişim olmazsa İstanbul'a da aday olmam dedi. O yüzden değişim olması gerektiğini konuşmaya başladık.
Seçimden sonra herkes fatura kesmek için bir yer arıyordu. Seçmen değişmeyeni cezalandırdı. Siyaset sokağın sesini duyma sanatıdır. Değişim ekibi aslında olmayacak bir şeyi oldurdu, herkes risk aldı.
Manisa'da 3 saat boyunca karanlıkta tek başıma oturarak düşündüm. Aday olmaya karar verdiğimi bilmesi gerekenlere söyledim, eşime daha söylememiştim. Siyaset arkadaşlarıma söyledim böyle bir adım atacağımızı. Destekleyeceğini düşündüğüm ama desteklemeyenlerden biri 'Kardeşim sen boş havuza balıklama atlıyorsun' dedi. Ben de dedim ki 'Zaten o yüzden kimse atlamıyor. Ben hesap ettim, düşene kadar dolacak.’”
Yılmaz Özdil’e tepki
CHP lideri Özgür Özel, kendisine yönelik sert eleştirilerde bulunan Yılmaz Özdil’e de yanıt verdi:
“Kutuplaşma ortamından beslenenler var. Normal siyaset ortamında kendisine yer olmadığını düşünenler var. Mesela bir adam Youtube videosu çekiyor, ağır hakaretler ediyor. Bana hırsı ne? Geçmişte 'Bidon Kafa' diye köşe yazısı yazmış arkadaş, seçimin ertesi günü. Bir yerde sular kesilmiş, 'Hadi bakalım bidon kafalılar, bu iktidarı siz seçtiniz şimdi gidin su sırasına girin' diyor. Ben vaktiyle bunu eleştirmiştim, onun da hırsı bundan. İyi ki de onunla aramda böyle bir açı var. O oy alamayınca 'hatamız nerede' demek yerine oy vermeyen seçmene 'bidon kafa' diyen zihniyet. Zaten bu partinin 47 yıl sonra birinci parti olmasının sebebi bu zihniyetten kopması. Seçmene kafa tutan bir yaklaşımı reddediyorum. Bunlar kutuplaşma olmasa yaşayamazlar.”
‘Mehmet Şimşek fikri Cumhurbaşkanı'ndan çıktı’
Özel, açıklamalarını şöyle sürdürdü:
“Mehmet Şimşek'le ekonomi programı çalışmayacağız. Biz Cumhurbaşkanı ile konuştuk. Mehmet Şimşek fikri de Cumhurbaşkanı'ndan çıktı. 10 bin TL ile geçinen emekli, temmuzda ara zam yapmayacağınızı söylediğiniz asgari ücretli ve borçlarını ödeyemeyen dünya kadar insan var. Emekli maaşları asgari ücrete çıkarılmalı, asgari ücrete de enflasyon farkı verilmeli.
Bunun için para lazım. Mehmet Şimşek kemer sıkıyor. Dedim ki krizin sorumlularına değil krizin mağdurlarına yöneliyor. Bu kişilerden krizin faturasını çıkaramazsınız. Bunun için de bu vergi sisteminin değişmesi lazım dedim. Size tek önerim şu; Türkiye'deki gelir adaletsizliğine müdahale etmek için adil bir vergi sistemi. Benim Türkiye'yi erken seçime götürecek gücüm yok ama biz iktidara gelirsek bunu getireceğiz. Bu insanlara acıyorsak vergi reformu yapmamız lazım dedim. Mehmet Şimşek gelsin, onunla görüşün dedi kendisi.
‘AK Parti'nin 22 yıllık yükünü üstlenecek bir işin içine girmem’
Bayramdan sonra Şimşek'le görüşeceğiz. Ama bizim onunla bu kemer sıkma politikasına destek vermemiz söz konusu olamaz. Krizin çözümü garibanın kemer sıkması değil vergi vermesi gerekenlerden vergi almak ve kayıt dışı ekonomiyi kayıt altına almak. Ben AK Parti'nin 22 yıllık yükünü üstlenecek bir işin içine girmem.
‘Devlet Bey kenara çekilemez, hep birlikte muhalefete gidecekler’
Devlet Bey (Bahçeli) kenara çekilemez. Hep birlikte muhalefete gidecekler. Biz 31 Mart seçimlerinde iktidara ortak olduk. Merkezi yönetim ve mahalli idareler olarak anayasa iktidarı ikiye böler. Mahalli idarelerde toplam yüzde 87 CHP'nin idaresinde. Bugüne kadar olan her şeyden Cumhur İttifakı sorumludur. Biz partilerle ittifak yapmadık. Biz milletle ittifak yaptık. Devlet Bey eğer Cumhur İttifakı'ndan ayrılacaksa Türkiye ittifakına gelebilir, sorun yok. Devlet Bey de milli takım gol atınca sevinecekse gelsin."
Gezi davası
Armağan Çağlayan, Erdoğan’la görüşmelerde 28 Şubat, Gezi davası gibi davaları masaya yatırmasının “talepte bulunmak” olarak gündeme geldiğini söyleyerek, “Bu davaların çözümü yargının işi değil mi, neden talepte bulunuyorsunuz?” diye sordu.
Özel ise 17 Nisan'da Strazburg'ta Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Marija Pejcinovic Buric, Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM) Türkiye Delegasyonu ve Delegasyon Başkanı Tuğrul Türkeş ile yaptığı görüşmeye atıfta bulunarak soruya şöyle yanıt verdi:
“28 Şubat yargının işi değildi. Anayasa kocama ve hastalık halinde Cumhurbaşkanına yetki veriyor, onu söyledik. Hakikaten oldu. 28 Şubat'ı ayıralım, geri kalanında Gezi meselesine şöyle bakıyorum: AİHM kararlarına uysanız Osman Kavala'yı bırakmanız lazım, AYM kararlarına uysanız Can Atalay'ı bırakmanız lazım, kanun yararına bozmayı görseniz diğer üç arkadaşı bırakmanız lazım.
Çiğdem Mater'in bir belgeseli yok ortada. Mine Özerden güya Kavala’nın talimatıyla fon bulmak için güya hesaplar açmış, iki mahkeme bile ispat edemedi. Tayfun Kahraman da Gezi'de müzakere heyetindeydi.
‘En önemli paydaşlarımdan biri Tuğrul Türkeş’
Ben bunları Sayın Erdoğan'a gösterdim, dosya olarak gösterdim. Bu, bu kadar netken 'Allah aşkına hukuka uyalım' diyorum. AYM'de yıllar başvuruları bekliyor, onu halledelim. 'Can'ın, Kavala'nın kararı çıktı halledelim’ diyoruz. MHP 'Anayasa Mahkemesi kapatılmalıdır' diye ayar veriyor, Cumhurbaşkanı 'Gezi benim kişisel davam' noktasına getirdi. Hala oradan olmayan bir darbe çıkarılıyor. Hiçbiri kişisel değil, AYM ve AİHM kararlarını uygulayın diyoruz.
Biz tutup da Cumhurbaşkanına verdiğim dosyada 'siz bunları affedin' demedik, olmaz, o yetkiyi kullanacakları belli. Benim bu konuda en önemli paydaşlarımdan biri Tuğrul Türkeş. Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi'nde Türk Delegasyonu'nun Başkanı. Delegasyonu odada ziyaret ettim, orada bana kendisinin anlattığı 'Kavala orada tutuklu, biz de burada tutukluyuz’ veya ‘o orada hapiste, biz de bu odada hapisteyiz.'
Kişisel olarak Kavala'yı o insanlar tanımazlar, Kavala bir sembol dava. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesini tanımama, Avrupa Konseyi'ni tanımamaktır. Ve konsey, AİHM kararlarına uyun diyor. Saat sorsalar, 'Siz önce Gezi'dekilerin işini halledin saati sonra sorun' derler. Bu yüzden Sayın Tuğrul Türkeş de samimi bir gayret içinde. Kanun yararına bozma dilekçeleri hazırlandı, bir takım hukuki yardımlar yapıldı. Şimdi de dosya Adalet Bakanlığı'na çekildi. Oradan ümit ediyorum ki kanun yararına bozma yoluyla hem tutukluluk hallerinin sona ereceği hem de Türkiye'nin AİHM kararlarına direnen üçüncü dünya ülkesi görüntüsünden veya muz cumhuriyeti görüntüsünden kurtulacağını ümit ediyorum.”
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.