Mustafa Sarıgül: Af çağrımız yaraları sarma çağrısıdır
Türkiye Değişim Partisi Genel Başkanı Mustafa Sarıgül, toplumsal yaraları sarmak için yaptığı genel af çağrısını yineleyerek, ''Biz, kader mahkûmlarına geçmişi geride bırakma, aile hayatına devam etme, temiz ve yeni bir sayfa açma fırsatı vermek istiyoruz. Bu çağrımız; siyasi değil, vicdani bir çağrıdır. Yaraları sarma çağrısıdır'' dedi.
Mustafa Sarıgül, Eskişehir Cezaevinde kader mahkumlarını ziyaretinin ardından yaptığı açıklamada şunları söyledi:
''Türkiye Değişim Partisini kurduğumuzdan beri ülkemin dört bir köşesini ziyaret ettim. Gittiğim yerlerde mahkûm aileleri bana öyle şeyler anlattılar ki sessiz kalamadım. Cezaevlerindeki kader mahkûmlarından bana öyle sorunlar ulaştı ki susup oturamadım. Ülkemde bir kucaklaşmaya, yeni bir sayfa açmaya ihtiyaç olduğunu gördüm. Yaralı gönüllere merhem olmak istedim. Adaletsizliğe, haksızlığa, uğramışlar için hak yerini bulsun istedim.
Babasına kavuşan bir yavrunun sevinci, evlat hasreti çeken bir ananın hayır duasını almaktan başka bir düşüncemiz olmadı. Af konusuna siyasi açıdan hiç bakmadım. Hep vicdani açıdan baktım.
9 Nisan’da bir af çağrısında bulundum. O günden beridir, bu çağrıyı tekrarlıyorum. 400 bin km yol yaptım. 40’tan fazla cezaevine gittim.
Bizi Adana’dan, Ordu’ya, Diyarbakır’dan Tekirdağ’a kadar yollara düşüren mahkûm analarıydı. Bu annelerden birisi de oğlu Eskişehir cezaevinde yatan Ümmü Gülsüm anneydi. Ümmü Gülsüm annemizin ve tüm mahkûm annelerinin hasretini dindirmek için “Affet Türkiye” dedik. Biz, onlar için af istedik.
Maalesef Ümmü Gülsüm annemizi kaybettik. Çok çok üzgünüm…
Türkiye Değişim Partisi olarak kendisini yılın annesi seçmiştik.
Evladına kavuşamadan hayata gözlerini yumdu. Onların kavuştuklarını görmeyi çok isterdim.
Peygamber efendimiz, “cennet, annelerin ayaklarının altındadır” demiştir.
“Ağlarsa anam ağlar, gerisi yalan ağlar.” “Ananın hakkı ödenmez.” Biz bu sözlerle büyüdük, biz ailemizden böyle gördük.
ÜMMÜ GÜLSÜM ANNEMİZİN AZİZ HATIRASI
Şimdi bize düşen görev toplumsal barış affı için daha çok çalışmak ve Ümmü Gülsüm annemize olan görevimizi yerine getirmektir. Onun aziz hatırası bize böyle bir sorumluluk yüklüyor.
Eskişehir Cezaevi önünden bir kez daha tüm siyasi partilere ve Türkiye’min vicdanına sesleniyorum.
Affet Türkiye! diyorum.
Kaybettiğimiz Ümmü Gülsüm annemiz için ve tüm mahkûm annelerinin hasretini dindirmek için affet…
Bu çağrımız, sadece bir af çağrısı değildir.
Biz, kader mahkûmlarına geçmişi geride bırakma, aile hayatına devam etme, temiz ve yeni bir sayfa açma fırsatı vermek istiyoruz.
Bu çağrımız; siyasi değil, vicdani bir çağrıdır. Yaraları sarma çağrısıdır.
Yaptığım bu, toplumsal af çağrısının destek bulacağına inanıyorum.''
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.