Müsavat Dervişoğlu'ndan 'Terörsüz Türkiye' komisyonu açıklaması: İYİ Parti katılacak mı?
İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu haftalık grup toplantısında gündeme ilişkin açıklama yaptı. Dervişoğlu TBMM'de kurulması beklenen "Terörsüz Türkiye" komisyonuna ilişkin yaptığı açıklamada, "Biz sorumsuz değiliz kardeşim. Bu vatanı sermaye görecek kadar alçalmış, hiç değiliz!" ifadelerini kullandı. Dervişoğlu ayrıca, "Gelin bu ihanet sürecine karşı güçbirliği yapalım" çağrısında bulundu.
İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu TBMM'de düzenlenen haftalık grup toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
"TÜRKİYE NE KADAR HUKUK DEVLETİ İSE ANCAK O KADAR TERÖRSÜZDÜR"
Dervişoğlu'nun konuşmasından öne çıkanlar şu şekilde:
"Siyaset tüm imkan ve yöntemleriyle ortadan kaldırılmıştır. Ağaçtan meyve toplar gibi sabah operasyonları ile belediye başkanı ve siyasetçi toplanmaktadır. Hakimler, savcılar, bizzat kendi davalarına bakmaktayken, Adalet Bakanı'nın tek işi, 'Türkiye bir hukuk devletidir' açıklaması yapmaktır. İşte Terörsüz Türkiye de budur. Türkiye, ne kadar hukuk devletiyse, ancak o kadar terörsüzdür. Oysa bunlar için 'Terörsüz Türkiye, Türkiye'de artık teröriste, terörist denilmeyecek' demektir.
Ortadan kalkan ne terördür ne teröristtir. Ne PKK'dir, ne de bölücü emperyal ajandalardır. İktidar artık Türkiye'nin bölünmez bütünlüğüne yönelik kalkışmaları suç olarak görmeyecek demektir. Nereden mi biliyorum? Sözde silah bırakan PKK'lilere askerlik yaptıracağız diyen Milli Savunma Bakanı'ndan biliyor ve anlıyorum.
"GENÇ TEĞMENLERİMİZİ OKULDAN ATIYORLAR, PKK'LİLERİ ASKERE ALMAKTAN BAHSEDİYORLAR"
Manzaraya iyi bakınız arkadaşlar! Mustafa Kemal’in askeriyiz dedikleri için, Genç teğmenlerimizi okuldan atıyorlar; PKK’lileri askere almaktan bahsediyorlar! Mağarada, yanarak mı? zehirlenerek mi? bombayla mı? çatışmayla mı? Şehit olan 12 askerimize ne olduğunu, neden olduğunu doğru dürüst açıklayamayanlar; Daha şehitlerin bedenleri toprağa kavuşmamışken, İmralı postacılarıyla sarayda görüşenler, PKK'lilerin askere alabileceğinden bahsediyorlar; Bunu da makul bir şeymiş gibi anlatıyorlar.
"ÜÇE BÖLELİM DİYORSUNUZ ÖYLE Mİ?"
Silahla yapamadıklarını sözde uzlaşma ile anlaşma ile yapalım diyorsunuz öyle mi? 100 yıldır emperyalizmin Türkiye'yi ikiye bölmeye amaçladığını görüyorsunuz. Şimdi siz ikisi ile yetinmiyor. Türk, Kürt, Arap diyerek üçe bölelim diyorsunuz öyle mi? Yani milyonlarca Suriyeliyi boşu boşuna almadık diyorsunuz öyle mi? Emperyalizmin Türkiye üzerindeki planlarını gerçekleştirecek ve devletle taşeron örgütü eşitleyecek kadar hangi çıkmaza girdiniz, bunu bilmeden yapıyor olamazsınız. Sorun bunu ne için yaptığınızı kendinize ihanet midir, esaret midir? İhanetin Türk milleti nezdinde affı olmaz ama esirseniz biz hazırız, kırarız o esaret zincirlerinizi!
"SÖZDE BİR KOMİSYON..."
Selahattin Demirtaş’ı hapse atıp, Apoyla Kandille görüşmeniz nasıl bir planın parçasıdır? Soruyorum ya, anlatın da bilelim! Apo’ya umut, Millete hüsran olanlara sesleniyorum! Terör örgütünü düştüğü yerde kaldırıp, yeniden Kürdün, Türkün karşısına koyanlara sesleniyorum! Ve ardından kalkıp, İYİ Parti’ye ulus devleti ve Cumhuriyet projemizi ortadan kaldırma sürecine dahil ol diyorsunuz.
Sözde bir komisyonda, komisyonculuk yapmamızı istiyorsunuz. Türk Milletinin, yanına yöresine ortaklar çıkartıp, bizden kafatasçı tepkiler bekliyor; etnik oyunlarınıza piyon olmamızı istiyorsunuz. Bizden, Cumhuriyetin yıkımında balyoz sallamamızı, hukukun üstüne döktüğünüz betonu sulamamızı, makyajlanmış Yeni Sevr anlaşmasına imza atmamızı istiyorsunuz. Biz sorumsuz değiliz kardeşim. Bu vatanı sermaye görecek kadar alçalmış, hiç değiliz! Türk Milletini tarih sahnesinden silmeye yeminli, Muhipçi ve mandacı projeleri unutacak şuur yoksunları değiliz!
"EN APOCU KİMDİR BELLİ, BEN İKİNCİ KİM DİYE SORUYORUM"
Şimdi gelinen noktada 2010 yılında yapılan anayasa oyunuyla, 2013’de yürütülen ihanet süreci oyunuyla bize aynı soruları soruyorlar. Darbeciler yargılanmasın mı? O zaman da dedik, Elbette yargılansın! Peki sonuç: Yargı, iktidarın arka bahçesi oldu. Sonra dediler ki: Analar ağlasın mı? Elbette ağlamasın dedik! Peki sonuç: Yüzlerce şehit verdik! AKP’nin kaybettiği seçimi yok saydığını gördük. Onun adına yeniden seçim ilan eden müstakbel ortaklarıyla flörtleşmesini gördük. Sonra bize dediler ki: "Darbeyi eniştemizden öğrendik." "Şimdi bu vesayete son vermek gerek, Bize başkanlık gerek..."
Şimdi bu iki süreç birleşmiş, aynı sorularla, aynı amaçlarla aynı dar çıkar şebekelerini, sarayın gölgesi altında birleştiren bir tek adamın, üç günlük koltuğu için 3000 yıllık tarihimizden 300 yıllık cumhuriyet ve demokrasi yürüyüşümüzden vazgeçmemizi istiyorlar. Ben de kitabın ortasından soruyorum: Apo mu reisçi olmuştur? Yoksa reis mi apocu olmuştur? En apocu kimdir belli, ben ikinci kim diye soruyorum!
"GELİN BU İHANET SÜRECİNE KARŞI GÜÇBİRLİĞİ YAPALIM"
Türkiye'de bir hayalet dolaşıyor, değişim hayaleti… Herkes bir şeylerin değişmesi gerektiğinde hemfikir. Ama ne değişmeli? Hepimiz görüyoruz ki, tarihi bir karar ve tarihi bir yol ayrımındayız: Evet, artık ayan beyan bellidir ki bir şeyler değişmeli. “Bir kavim kendi durumunu değiştirmedikçe, Allah da onu değiştirmez.”
Ya Tayyip Erdoğan değişecek, ya vatandaşlık tanımı. Ya Tayyip Erdoğan değişecek, ya muasır medeniyet hedefi. Ya Tayyip Erdoğan değişecek, ya bu milletin mayası. Değiştirilmesi gereken Recep Tayyip Erdoğan'dır.
Yönetemediği ülkenin temsil makamından gitmemek için, milletin adını bile değiştirmeye kalkan bu zatı değiştireceğiz. 1919 karanlığından doğan, güneş çehreli kurdun izinden gideceğiz. Sevdası Türkiye, kaygısı Büyük Türk milletinin ve Türkiye Cumhuriyeti’nin geleceği olan herkesi, ihanete planlarına karşı birlikte hareket etmeye çağırıyorum. Bu çağrım, Türk milletinin varlığı-birliği ve istikbali için siyaset yapan ve mücadele eden herkesedir. Hangi partiden olursanız olun, gelin. Gelin, Cumhuriyete sahip çıkalım. Gelin, Vatandaşlığa sahip çıkalım. Gelin, Türklüğe sahip çıkalım. Neyin değişeceğine biz karar vereceğiz. Ne olacağımıza kendimiz karar vereceğiz.
100 yıl önce olduğu gibi bugün de kendi kaderimizi kendimiz tayin edeceğiz. Türkiye'nin salonları, sokakları, meydanları bizimdir. Gelin, Sultanahmet Meydanı'nı işgalciye inat dolduranlar gibi, bizim olan bu memleketin her köşesini dolduralım. Gelin bu ihanet sürecine karşı güçbirliği yapalım. Bu çağrıya iştirak edecek herkesi peşinen yoldaşım ve dava arkadaşım sayıyorum. Ben üzerime düşeni yapmaya hazırım. Ben de varım diyen herkesi, önüme, arkama değil, Durduğum safa, kazdığım sipere davet ediyorum.
Madem ki bizi hedef almışlar, bunun karşılıklı olarak hakkını vermelerini temin edelim. Gelin bakalım, bekliyoruz. Milliyetçiyim deyip ihanet sürecinin akıl hocası olan da gelsin, milli irade diye diye geldiği iktidarda millet iradesini yok sayan da gelsin. Topunuz gelin!"
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.