MAHKÛM ANALARI İÇİN YOLLARDAYIM

MAHKÛM ANALARI İÇİN YOLLARDAYIM

Türkiye Değişim Partisi Genel Başkanı Mustafa Sarıgül İzmir’de düzenlenen “Toplumsal Barış Affı” toplantısına katıldı. Toplumsal barışa dikkat çeken Sarıgül, helalleşme vurgusu yaptı.

Türkiye Değişim Partisi Genel Başkanı Mustafa Sarıgül İzmir’de düzenlenen “Toplumsal Barış Affı” toplantısına katıldı.

Toplantıda toplumsal barışa dikkat çeken Sarıgül, helalleşme vurgusu yaptı. Neden af istediklerini de katılımcılar ile paylaştı. 

İşte Sarıgül'ün o konuşması: 

 

MAHKÛM ANALARI İÇİN YOLLARDAYIM

9 Nisan’dan bu yana af çağrısı yapıyorum.

Haftalık basın toplantıları, sosyal medya hesaplarıyla bu talebi dile getiriyorum.

Cezaevi önlerinde yaptığım basın açıklamalarıyla kamuoyunun dikkatini çekiyorum.

Bu amaçla, 450 bin km yol yaptım. 50’den fazla cezaevine gittim.

Beni, Adana’dan, Ordu’ya, Diyarbakır’dan Tekirdağ’a kadar yollara düşüren mahkûm analarıydı.

AFFET TÜRKİYE!

Bu annelerden birisi de oğlu Eskişehir Cezaevinde yatan Ümmü Gülsüm anneydi.

Ümmü Gülsüm annemizin ve tüm mahkûm annelerinin hasretini dindirmek için “Affet Türkiye!” dedim. Onlar için af istedim.

Maalesef Ümmü Gülsüm annemizi kaybettik. Evladına kavuşamadan hayata gözlerini yumdu.

Şimdi bize düşen görev; toplumsal barış affı için daha çok çalışmaktır.

YAPTIĞIMIZ AF ÇAĞRISININ ÜÇ GEREKÇESİ VAR:

Toplumsal barışa ihtiyacımız var.

Son yıllarda yaşanan ekonomik kriz, işsizlik, eşitsizlik, haksızlık, geçim sıkıntısı ve kutuplaşma nedeniyle toplum gergin, toplum huzursuz. Artık barışmalı, kucaklaşmalı, birbirimizi affetmeli ve helalleşmeliyiz.

Cezaevleri doldu, taştı.

Yaşanan ekonomik sıkıntılar, eşitsizlik ve haksızlıklar, maddi ve manevi yıkımlara, hatalara, neden oldu. Cezaevleri doldu taştı. 7 kişilik koğuşlarda 30 - 40 kişi kalıyor. Cezaevleri bırakın ıslah etmeyi, en temel ihtiyaçları dahi karşılayamıyor.

Yargılamaların hakkaniyete uygun yapılmadığı konusunda şikâyetler var. 

Yapılan adli hatalar nedeniyle, haksız yere, cezaevine düşenler var. İşlediği suçla, aldığı ceza, orantısız olan mahkûmlar var.

Adil yargılanma olmadan, hukuk devleti olmaz. Devletin görevi adil yargılamaktır.

AF ÇIKARMAK İŞLENEN SUÇU DEĞİL, CEZAYI AFFETMEKTİR

Her ne sebeple, olursa olsun, adil yargılanmadığı için, bir kişinin dahi, özgürlüğünden mahrum kalması insani ve vicdani açıdan kabul edilemez.

Af çıkarmak işlenen suçu affetmek değil, cezayı affetmektir.

Hukukta intikam yoktur. Kısasa kısas yoktur.

Hukukta, ceza bir intikam aracı değildir. Ceza, ıslah etmek için verilir. Affetmek de ıslah etme yöntemlerinden biridir.

SUÇLUYLA DEĞİL SUÇLA MÜCADELE EDELİM

Biz sadece bir af çağrısında bulunmuyoruz.

Af çıktıktan sonra suça neden olan ne varsa onları da düzeltelim diyoruz.

  • Kanunlarda eksiklik varsa bunları gözden geçirelim.
  • İşsizlikle, eğitimsizlikle, bağımlılıkla mücadele edelim.
  • Sabıka kaydı düzenlemesi yapalım.
  • İş bulmalarına yardım edelim.
  • İş bulana kadar devlet yardımı sağlayalım.
  • Mesleki eğitim verelim.
  • İş kurmak isteyenlere kredi desteğinde bulunalım.
  • Psikolojik danışmanlık hizmeti verelim.

AFTAN SONRA YARDIM EDELİM

Kader mahkûmları, dışarı çıkınca, temiz ve yeni bir sayfa açmak ister. Ama işi yoksa, geliri yoksa, bağımlıysa ve yardım alamıyorsa nasıl temiz sayfa açacak?

Devlet af çıkararak, güçlü ve adil olduğunu, aftan sonra da yardım ederek,

vicdanlı, şefkatli ve merhametli olduğunu göstermelidir.

Ben Şişli Belediye Başkanlığım sırasında bunu yaptım. Suçlulara, intikam alınması gereken, insanlar, olarak değil, topluma kazandırılmaları gereken insanlar olarak baktım ve onlara iş verdim, destek verdim.

AF GÜNDEMDE

Başlattığımız af kampanyasını kamuoyunun ve siyasilerin gündemine taşıdığımızı memnuniyetle görüyorum.

Af çıkarmanın, kimin işine yarayacağı hesabını asla yapmıyoruz. Af konusuna siyasi değil vicdani açıdan bakıyoruz.

Babasına kavuşan bir yavrunun sevinci, evlat hasreti çeken bir ananın hayır duası bize yeter.

Haksızlığa uğramış, bir kişi için bile, hak yerini bulsun, o bize yeter.

TOPLUMSAL BARIŞ AFFI

İzmir’den bütün siyasi partilere çağrıda bulunuyorum:

Gelin hep birlikte, bir af çıkaralım. Adı da “toplumsal barış” affı olsun.

Yine İzmir’den Türkiye’min vicdanına sesleniyorum.

“Affet Türkiye!” diyorum.

Haksızlığa uğramışlar için affet…

Anaların hasretini dindirmek için affet…

Çocukları sevindirmek için affet…

Adil yargılanmamışlar için affet…

 

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.