Gazeteci-yazar Muzaffer Ayhan Kara, kaleme aldığı köşe yazısında, 1957 erken genel seçimleri öncesinde muhalefetin kurduğu seçim ittifakının nasıl yasaklandığını hatırlatarak, bugünkü siyasi gelişmelerle dikkat çekici bir kıyas yaptı.

Kara, Demokrat Parti iktidarının 1950’li yıllarda muhalefetin bir araya gelmesini engellemek amacıyla seçim ittifaklarını yasal düzenlemeyle yasakladığını hatırlattı. CHP, Hürriyet Partisi ve Cumhuriyetçi Millet Partisi’nin bir araya gelerek oluşturduğu “Güçbirliği Deklarasyonu”nun kamuoyunda karşılık bulmasının ardından iktidarın ittifaklara yasal engel getirdiğini aktardı.

1957 seçimlerinde ittifak yasaklandığı için üç parti seçime ayrı ayrı girmiş, Adnan Menderes liderliğindeki Demokrat Parti yüzde 47’ye yakın oyla iktidarını korumuştu. Kara’ya göre, muhalefet tek çatı altında seçime girebilmiş olsaydı seçim sonuçları farklı olabilirdi ve Türkiye 27 Mayıs müdahalesini yaşamayabilirdi.

“İttifak yasağı şimdi mümkün değil, ama fiilen engelleniyor”

Yazısında günümüz siyasi atmosferine de değinen Kara, “AK Parti iktidarı ittifakı yasaklayamıyor çünkü MHP’ye ve diğer küçük ortaklara muhtaç” ifadelerine yer verdi. Ancak CHP’li belediyelere yönelik kayyım atamalarını ve “kent uzlaşısı” gibi yerel ittifaklara yönelik müdahaleleri fiili bir ittifak engellemesi olarak yorumladı.

Erken seçim çağrılarının gündemde olduğunu vurgulayan Kara, CHP’nin kurduğu “Türkiye İttifakı”na dikkat çekerek, “AK Parti’nin er ya da geç sandıkla yüzleşeceğini ve bu sürecin sonunda çoğulcu demokrasinin kazanacağını” savundu.

Kara, yazısının sonunda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın anayasa değişikliği için yeterli çoğunluğu bulamadığını ve ittifaklara karşı yasal bir hamlede bulunamayacağını belirterek, muhalefetin sandıkta güçlü bir birliktelik oluşturması halinde siyasi dengelerin değişebileceğini dile getirdi.