İsmail Saymaz: “Amaç Erdoğan’ı rakipsiz, AK Parti’yi seçeneksiz bırakmak”

İsmail Saymaz: “Amaç Erdoğan’ı rakipsiz, AK Parti’yi seçeneksiz bırakmak”

Halk TV yazarı İsmail Saymaz, köşesinde dikkat çeken iddialara yer vererek, gelişmelerin CHP’yi etkisizleştirme ve muhalefeti bölme amacı taşıdığını öne sürdü. Saymaz, son hamlelerin “Erdoğan’ı rakipsiz, AK Parti’yi seçeneksiz bırakma planının parçası” olduğunu belirtti.

CHP İstanbul İl Kongresi’ndeki seçimlere ilişkin açılan davada kritik bir gelişme yaşandı. İstanbul 45. Asliye Hukuk Mahkemesi, İstanbul İl Başkanlığı ve kurultay sürecine ilişkin olarak CHP’ye kayyum atanmasına karar verdi. Mahkeme, Gürsel Tekin’in de aralarında bulunduğu beş kişiyi kayyum olarak görevlendirdi ve 196 delegeyi görevden aldı. Bu kararın ardından CHP’nin 39. Olağan Kurultayı için İstanbul’da yapılan mahalle ve ilçe kongreleri durduruldu.

Halk TV yazarı İsmail Saymaz, köşesinde dikkat çeken iddialara yer vererek, gelişmelerin CHP’yi etkisizleştirme ve muhalefeti bölme amacı taşıdığını öne sürdü. Saymaz, son hamlelerin “Erdoğan’ı rakipsiz, AK Parti’yi seçeneksiz bırakma planının parçası” olduğunu belirtti.

Dört Girişimin Sonunda Kayyum Kararı

CHP’nin kurultay sürecine ilişkin itirazların ilk üçü sonuçsuz kalmıştı. Ancak 14 Ağustos’ta CHP’li Özlem Erkan tarafından yapılan dördüncü başvuru, iki yıl sonra sonuç verdi ve kayyum atanmasıyla sonuçlandı. Saymaz, bu sürecin doğal olup olmadığına dair soru işaretleri bulunduğunu vurguladı.

Gürsel Tekin Detayı

Kayyum olarak atanan Gürsel Tekin’in geçtiğimiz yıl CHP’den istifa edip “Kararsızlar Partisi” kuracağını açıklamasına rağmen, karar açıklanmadan bir gün önce aidatlarını yatırarak partiyle resmi bağını koruduğu ortaya çıktı. Bu durum, kayyum atamasının tartışmalarını daha da büyüttü.

CHP’ye Operasyon İddiası

Saymaz, kayyum kararının CHP yönetimini zayıflatmaya ve muhalefeti bölmeye yönelik olduğunu belirterek, “Bu adımların tek amacı CHP’yi işlevsiz hale getirip Erdoğan’ı rakipsiz, AK Parti’yi ise seçeneksiz bırakmaktır” ifadelerini kullandı.

Kararın ardından gözler CHP Genel Merkezi’nin ve Özgür Özel liderliğindeki yönetimin nasıl bir yol haritası izleyeceğine çevrildi.

Yazının tamamı şöyle:

Doğruya doğru…

CHP, ‘Terörsüz Türkiye Komisyonu’na katıldıktan sonra belediye operasyonlarının ve kurultay davasının duracağını düşünüyordum.

CHP lideri Özel’in “Ekrem’den ayrıl da gel” çağrılarına kulak tıkaması, el yükselten performansı ve sertleşen üslubu Beştepe’yi öfkelendirmiş olmalı ki, adli yılın ilk gününde yoğun bir CHP mesaisi başladı.

Önce İstanbul Kongresi’nde oylamaya hile karıştığı iddiasıyla İl Başkanı Özgür Çelik, Beyoğlu ve Beşiktaş belediye başkanlarının da aralarında olduğu 10 kişi hakkında iddianame düzenlendi. İddianame dün İstanbul 72. Asliye Ceza Mahkemesi’nde kabul edildi.

Aynı dakikalarda İstanbul 45. Asliye Hukuk Mahkemesi, Çelik ve yönetimine Gürsel Tekin ile Zeki Şen, Hasan Babacan, Müjdat Gürbüz ve Erkan Narsap kayyum olarak atandı.

196 İstanbul delegesi görevden uzaklaştırıldı.

CHP’nin 39. Olağan Kurultayı için İstanbul’da yapılan mahalle ve ilçe kongreleri durduruldu.

Dördüncü teşebbüs

İstanbul 45. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin kararından anlıyoruz ki, CHP’li muhalifler daha önce üç kez şanslarını denemiş.

İstanbul 21, 1 ve 13. asliye hukuk mahkemesinde dava açmışlar. Bu mahkemeler CHP İstanbul İl Başkanlığı hakkında tedbir kararı vermemiş. Onlar da İstanbul 45. Asliye Hukuk Mahkemesi’nden sonuç almışlar!

Değişimci delege neden değişti?

Davayı açan CHP’linin adı, Özlem Erkan.

İstanbul İl Kongresi’nde Çelik ile hareket etmiş, hatta kurultay delegesi olmuş. Çelik ve İmamoğlu ile seçim çalışmalarına katılıp fotoğraf çektirmiş.

Her ne olmuşsa, 14 Ağustos 2025’te İstanbul 45. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne dilekçe vererek, desteklediği yönetiminin düşürülmesini istiyor.

Hem de kongreden iki yıl sonra…

Neden?

Çelik, iddia edildiği üzere hileyle seçildiyse Erkan, bu suçu iki yıl sonra mı fark etti? Zaten -varsa- hilenin ancak ortağı olabilir, şikayetçisi değil.

Avukatı Cevahir Kılıç ise hem 38. Olağan Kurultay’da hem de bu yıl 6 Nisan’da yapılan 21. Olağanüstü Kurultay’da Kılıçdaroğlu taraftarlarının listesinden Parti Meclisi’ne aday oldu. İki oylamada da seçilemedi.

Özel, Kılıç’ın İstanbul’da CHP aleyhine açılan diğer üç davada da yer aldığını ifade ediyor.

Tekin, ‘Haberim yok’ diyor

Dava 14 Ağustos’ta açılıyor.

Mahkeme, kayyum atamak için isim istiyor.

Kılıç, 27 Ağustos’ta, karardan altı gün önce yedi asil, bir yedek isim veriyor.

Mahkeme, beşini kayyum olarak görevlendirdi.

Dün Tekin ve Narsap ile yedek listedeki Yiğit Acar’ı aradım.

Bana “Kararı açıklandığı an öğrendik” dediler.

Davayı açan Erkan ve Kılıç’ın, kendilerine hiç haber vermeden Tekin ve diğer CHP’lilerin adını bildirmesini hayatın olağan akışına aykırı görüyorum.

‘İstifa ettim’ demiş, etmemiş

Tekin, geçen yıl yerel seçimlerden önce CHP’den istifa ettiğini ve partisinin adaylarına oy vermeyeceğini açıklamıştı. Bu yıl da ‘Kararsızlar Partisi’ kuracağını ilan etmişti.

Şimdi öğreniyoruz ki, aslında CHP’den ayrılmamış.

Hatta mahkeme kararından bir gün önce, ödemediği aidatlarını yatırmış.

Üyelik ilişkisini resmen bitirmese de istifa ettiğini, hatta başka parti kuracağını açıklamış bir siyasetçinin kayyum olarak atanması, Gürsel’in de bu görevi kabul etmesi izaha muhtaç…

Tarafları dinlemeden karar verdi

Dava dilekçesinde tedbir için iki gerekçe gösteriliyor.

Bir: Kongre Sarıyer Seçim Kurulu’na bildirildiği halde Beyoğlu sınırları içinde düzenlendi.

İki: Delegeler para karşılığı, telefon ve tablet hediyeleri ile iş vaadi ve çeşitli maddi menfaatlerle yönlendirildi.

Mahkeme kararında şöyle diyor:

“Basit bir iddianın ilerisine geçtiği, seçimlerin demokrasi ve eşitlik esaslarına aykırı yapıldığı, delege iradelerinin çeşitli menfaatler karşılığı etkilendiği…”

Eldeki delil ne?

Aynı gün İstanbul 72. Asliye Ceza Mahkemesinde kabul edilen iddianamenin dayandığı, nasıl elde edildiği bilinmeyen ses kaydı. Kayıtta üç kişi verecekleri oya karşılık pazarlık ediyor. Ancak paranın alınıp alınmadığı belli değil. İddianamedeki anlatıma göre bir delegenin kararının değişmiş. Oysa Çelik, 32 oy farkla kongreyi kazandı.

Hakim duruşma yapmadan, tarafları dinlemeden, delil toplamadan, yalnızca dosya üzerinden CHP’nin kurumsal kimliğine ve Türk demokrasinin kaderine etki edecek bir karar veriyor.

15 Eylül’de butlan çıkabilir

Öyle anlıyorum ki…

Ankara 42. Asliye Hukuk Mahkemesi, ‘butlan’ kararı vermeye yanaşmayınca yargı sürecine müdahale edildi.

Ankara, 30 Haziran’daki duruşmada, ceza davasındaki görevsizliğe yapılan itirazı bekleme yönünde tutum almıştı.

İstanbul, kayyum kararı almasaydı 15 Eylül’de duruşma büyük ihtimalle ertelenecekti. Ancak şimdi Ankara, duruşmaya kayyum kararının baskısı altında girecek. O gün CHP, butlanla Kılıçdaroğlu’na teslim edilirse bu hiç şaşırtıcı olmaz.

12 Eylül’de bile olmadı

CHP’nin tüm mallarına el konduğu, kapatıldığı yıllar olmuştu.

Örneğin, 1960’ta Tahkikat Komisyonu ile 12 Eylül darbesinden sonra…

Fakat bugüne kadar hiçbir iktidar CHP liderini değiştirmeyi ya da CHP’ye lider atamayı tercih etmedi. İlk kez AK Parti böylesi bir müdahaleye kalkışıyor.

Amaç, Erdoğan’ı rakipsiz, AK Parti’yi seçeneksiz kılmak…

Gireceği ilk seçimde Erdoğan’ı devireceği düşünülen İmamoğlu, 19 Mart Operasyonu ile tutuklandı. Sonra biri eski olmak üzere üç büyükşehir ve 12 ilçe belediye başkanı içeri atıldı.

CHP, yolsuzluk ve rüşvetle ilişkilendirilerek, iktidar alternatifi olmaktan çıkarılmak isteniyor. Son olarak CHP Genel Merkezi’ne müdahale edilebilir.

İktidarın güdümünde bir CHP

Bu operasyon, CHP’nin iktidarla mücadeleye ayırması gereken enerjisini parti içi kavgada sarf etmesini beraberinde getirir.

Hükümet tarafından ‘Altı Ok’un Kılıçdaroğlu’na iadesi halinde İmamoğlu, Özel ve onlarla hareket edenlerin ihracı kaçınılmazdır. Korkarım CHP siyasal ve inançsal temelde ikiye bölünebilir.

Kılıçdaroğlu ve taraftarlarının tuzağı göreceklerini umuyorum. Çünkü “CHP’yi AK Parti’den dilenme lekesi” kolay kolay silinmeyecektir.

Lideri Beştepe’de belirlenen ve iktidar açısından risk olmaktan çıkarılmış bir CHP arzulanıyor belli ki. CHP’nin beyaz Türkleri ve Alevileri temsil eden, İstanbul, Ankara ve İzmir’in varlıklı ilçelerine sıkışmış bir kimlik partisine dönmesi amaçlanıyor.

AK Parti çoğunluğu, CHP azınlığı temsil etsin.

İktidar sahipleri asla değişmesin.

“Türkiye’de tek adam rejimi var” diye itiraz edeceklere, “Olur mu! Bakın, bizde de muhalefet var” dedirtsin!

Cumhurbaşkanı adayı tutuklanmış ve genel başkanı koltuğuyla tehdit edilen bir CHP diz çöktürülür, bölünür, tabanı un ufak edilirse Türkiye’de bir daha serbest seçimlerden söz edemeyeceğiz.

Gürsel Tekin: Partide barışı sağlayacağım

Kayyum olarak atandığı haberinden sonra Gürsel Tekin’i aradım.

Ben sorular sordum, Tekin yanıtladı.

Kararı nasıl yorumluyorsunuz?

CHP’li arkadaşlarım beni bilir. Hiçbir grubun ve ekibin adamı olmadım. Geçmişte Kemal (Kılıçdaroğlu) Bey’in arkadaşlarıyla yanlışları düzeltmek açısından kavga ettim.

Ben ve dört ilçe başkanı arkadaşımız birliği ve dirliği tesis için elimizden gelen çabayı sarf edeceğiz. Hayatımda hiçbir partiliyi ayrıştırmadım. Bu zor dönemde partimizin kurumsal kimliğine sahip çıkacağız. Barışçıl bir görevle üstümüze düşeni yapacağız.

Kararı bugün mü öğrendiniz?

Bugün öğrendim.

Davayı açan avukat 27 Ağustos’ta isimlerinizi mahkemeye bildirmiş. Bu sizden bağımsız mı gelişti?

Benim bugün haberim oldu.

Listenin verildiğinden bilginiz yok.

Hiç bilgim yok.

CHP’den istifa etmiş miydiniz?

Etmemiştim. Sadece tepkimi gösterdim. Zaten istifa dilekçemde var. “CHP’nin üyeliğini kalbime mühürledim” dedim. Şimdi o mu kaldı? Benden iyi CHP’li mi bulacaksınız? Benim CHP’liliğimden kimin kuşkusu olabilir? Ortada bu cenaze kalsın mı, bu kavga devam etsin mi? Yazıktır, günahtır, yapmayın. 300 insan cezaevinde, kavgası mı olur bunun? Ben bu partide barışı sağlayacağım kardeşim.

Karar 15 Eylül’de Ankara’da görülecek davaya etki eder mi?

Hiç bilmiyorum.

Ne kadarlık sürede kongreye mi gideceksiniz?

Tüzük neyi gerektiriyorsa onu yapacağız.

Kongrede aday olacak mısınız?

Hayır, olmayacağım. Ama başka yere aday olmayacağım anlamına gelmez.

Aktif bir il başkanı olarak mı hareket edeceksiniz?

Hiç bilmiyorum, kaç gün geleceğiz, ne yapacağız. Uzun vadeli kalırsak sahada ve sokakta olacağız. Partimin belediyelerine sahip çıkacağım, hukuksuzluğa karşı çıkacağım.

Sosyal medyada size kayyum eleştirisi var.

Adı ister çağrı heyeti olsun, çok önemi yok. Bir sıkıntı ve sorun var. Bu sorunun giderilmesi konusunda üstümüze düşeni yapacağız. Her şey üstümüzde kalır ama AK Partililik kalmaz. Tarihimizin bütün dönemlerinde bunun sınavını vermiş bir insanım.

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.