İmamoğlu’ndan ‘Silivri Deklarasyonu’: ‘Tuğla Gibi’ Dedikleri İddianame ‘Sunta Gibi’ Bile Değil
Seçilmiş İBB Başkanı, CHP’nin ve 15,5 milyon vatandaşın Cumhurbaşkanı Adayı Ekrem İmamoğlu, 23 Mart 2025’ten bu yana tutulduğu 12 metrekarelik hücresinden bir deklarasyon yayınladı. Kendisi ve arkadaşları hakkında hazırlanan iddianameyi eleştiren İmamoğlu, “’Tuğla gibi’ dedikleri iddianamenin ‘sunta gibi’ bile olamaması bir yana, çırpındıkça batan iktidar partisinin siyaseti de büyük bir savrulma yaşıyor" dedi.
Seçilmiş İBB Başkanı, CHP’nin ve 15,5 milyon vatandaşın Cumhurbaşkanı Adayı Ekrem İmamoğlu, 23 Mart 2025’ten bu yana tutulduğu 12 metrekarelik hücresinden bir deklarasyon yayınladı. Kendisi ve arkadaşları hakkında hazırlanan iddianameyi eleştiren İmamoğlu, “’Tuğla gibi’ dedikleri iddianamenin ‘sunta gibi’ bile olamaması bir yana, çırpındıkça batan iktidar partisinin siyaseti de büyük bir savrulma yaşıyor. Verilen sözler tutulmuyor, sahte hayallerle milletimiz kandırılmak isteniyor. İçi boş suçlamalarla, cezaevlerinde yatan insanların sayısı yıllardır artıyor ve en önemlisi bu milletin duası olan terörden kurtulma, barış ve demokrasi içinde birlik olma iradesi, çapsız bir koltuk siyasetinin malzemesi haline getiriliyor,” dedi.
Seçilmiş İstanbul Büyükşehir (İBB) Belediye Başkanı, Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) ve 15,5 milyon vatandaşın Cumhurbaşkanı Adayı Ekrem İmamoğlu, 23 Mart 2025’ten bu yana tutulduğu 12 metrekarelik hücresinden bir deklarasyon yayınladı. 19 Mart sivil darnesiyle özgürlüğü elinden alınan İmamoğlu, çarpıcı mesajlar verdiği deklarasyonunda şu ifadeleri kullandı:
ADNAN MENDERES ÖRNEĞİNİ VERDİ: “YILLAR GEÇİYOR,
NESİLLER DEĞİŞİYOR; DARBE ZİHNİYETİ İSE ASLA DEĞİŞMİYOR”
Aziz milletim; darbecilerin atadığı Yassıada Mahkemesi Başkanı, merhum Başbakan Adnan Menderes’in savunma hakkını engellerken, hukuku hiçe sayarak şu sözleri söylüyordu: “Sizi buraya tıkan güç böyle istiyor.” Aradan 65 yıl geçti, darbecilerin “iradesinde” değişen hiçbir şey olmadı: Cumhurbaşkanı adayı olmak suç, diplomalı olmak suç, kreş açmak ve yurt yapmak suç… Savunma hakkım engelleniyor, görüntüm, sesim ve sosyal medya hesabı açmam yasaklanıyor… Yıllar geçiyor, nesiller değişiyor; darbe zihniyeti ise asla değişmiyor. Yine millet iradesi çiğneniyor. Yine hukuk hiçe sayılıyor. Çünkü koltuğunu kaybetmekten korkanlar, böyle istiyor. Elektrikli sandalye ne kadar sandalye ise, bunların demokrasisi de o kadar demokrasidir.
BARIŞ SÜRECİ ELEŞTİRİSİ: “MİLLETİN YARISINDAN
FAZLASINI KARŞISINA ALARAK YOL YÜRÜYEBİLECEĞİNİ
ZANNEDENLER, BARIŞ UMUTLARINI KATLEDİYOR”
“Tuğla gibi” dedikleri iddianamenin “sunta gibi” bile olamaması bir yana, çırpındıkça batan iktidar partisinin siyaseti de büyük bir savrulma yaşıyor. Verilen sözler tutulmuyor, sahte hayallerle milletimiz kandırılmak isteniyor. İçi boş suçlamalarla, cezaevlerinde yatan insanların sayısı yıllardır artıyor ve en önemlisi bu milletin duası olan terörden kurtulma, barış ve demokrasi içinde birlik olma iradesi, çapsız bir koltuk siyasetinin malzemesi haline getiriliyor. ‘Terörsüz Türkiye, devletimizin ve milletimizin projesidir’ diyenler, göz göre göre bu projeyi manipüle ve sabote ediyor. Milletin yarısından fazlasını karşısına alarak yol yürüyebileceğini zannedenler, barış umutlarını katlediyor.
“ADALET VE DEMOKRASİ HER GÜN DAHA FAZLA DARBE YİYOR”
Bütün bunlar yaşanırken, adalet ve demokrasi her gün daha fazla darbe yiyor. Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ, AİHM kararına rağmen, tahliye edilmiyor. Can Atalay ve niceleri, AYM kararlarına rağmen, serbest bırakılmıyor. Şartlı tahliye koşullarını sağlayan Selçuk Mızraklı, hala özgürlüğüne kavuşamıyor. Tüm Türkiye, seçimlerde kaybetmekten korkanların yargı eliyle yürüttüğü millet iradesine darbe sürecini konuşuyor. Demokrasi, adalet ve barış bir avuç muhterisin elinde can çekişiyor. Birliğimiz ve dirliğimiz ağır yaralar alıyor.
“İNSANIMIZ MUTSUZ, UMUTSUZ VE ÇARESİZKEN TÜRKİYE AYAĞA KALKAMAZ”
İstiklal şairimiz Mehmet Akif Ersoy’un mısraları ise içinde bulunduğumuz tehlikeye dair bizleri uyarıyor: “Girmeden tefrika bir millete, düşman giremez; toplu vurdukça yürekler, onu top sindiremez.” Milletimiz birlik olduğu müddetçe, Türkiye’yi hiçbir güç yıldıramaz. Demokrasi ve adalet hâkim olduğu müddetçe, kimse devletimizi sarsamaz. Fakat insanımız mutsuz, umutsuz ve çaresizken Türkiye ayağa kalkamaz. Bölerek, bölünerek yürütülen siyaset kimseye kazandırmaz. Kaybeden ise herkes olur. Milletin iradesinin üstünde hiçbir güç yoktur ve bu irade elbet seçim günü geldiğinde yetkisini kullanacaktır.
“TÜRKİYE’NİN MESELESİ GELECEK SEÇİMLER DEĞİL, GELECEK NESİLLERDİR”
Ancak Türkiye’nin meselesi gelecek seçimler değil, gelecek nesillerdir. Adalet duygusudur. Demokrasi ve hukuk bilincidir. Teknolojide, bilimde, sanatta, ekonomide, sanayide, ticarette, tarımda ve daha birçok alanda başarmak zorundayız. Demokrasi mücadelemizi vereceğiz. Milletin iktidarını kuracağız. Devleti adalete, milleti umuda, refaha ve huzura kavuşturacağız Edirne’den Ardahan’a, yurdumuzun her yanında çalışacak ve Türkiye’yi ayağa kaldıracağız. Zafer milletimizin olacak! Sizleri hasretle selamlıyorum.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.