DEVA Partili Ekmen: Demirtaş’ın tahliyesi sürece güveni ikiye katlar
DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı Ekmen, çözüm sürecinin “dar bir liderler üçgeni” içinde yürütüldüğünü belirterek sürecin toplumsal tabana anlatılması gerektiğini söyledi. Selahattin Demirtaş’ın tahliyesinin barış sürecine güveni iki katına çıkaracağını dile getiren Ekmen, Erdoğan’ın yeniden aday olabilme yolunu da “Özgür Özel’in açtığını” savundu.
DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Emin Ekmen, PKK ile ilgili yürütülen sürecin Bahçeli-Öcalan-Erdoğan üçgeninde şekillendiğini belirterek, “Bu yöntem negatif barış için yeterli olabilir ama pozitif barış için değil” dedi. Ekmen, Selahattin Demirtaş ve Osman Kavala’nın tutukluluklarının “kişisel öfkenin” sonucu olduğunu, Demirtaş’ın tahliyesinin ise sürece güveni yüzde 30’lardan yüzde 50’nin üzerine çıkarabileceğini söyledi.
Ekmen'in T24'ten Cansu Çamlıbel'in sorularına verdiği yanıtlardan bazıları şöyle:
- Bugün sürecin, adeta Bahçeli-Öcalan-Erdoğan üçgeni ve bu üçgenlerin bir alt kümesinde oldukça sınırlı bir katılım mekanizması ile yürüdüğünü görüyoruz. Mesela AK Parti MKYK'ya, MYK'ya, AK Parti kabinesine, AK Parti meclis grubu yönetimine soruyorum. Buraların hiçbirinde bu sürece dair bir tartışma hatta bilgilendirme zemini yok. Aynı şey MHP için de geçerli. Öcalan açısından baktığımızda silah feshi ve silah yakma töreninin arifesinde örgütüyle birtakım iletişimler içinde olduğunu görüyoruz. Ancak orada da ‘tarihsel sorumluluğunu’ aldığını deklare ederek, geniş kapsamlı, orta ve alt sınıf yöneticileri kapsayan bir değerlendirme olmadığı anlaşılıyor.
"Pozitif barış için yetersiz"
- Bu yöntem, negatif barış için problem değil ama pozitif barış için yetersiz. ‘Pozitif barış’a geçişten önce bir ara dönem var; silahlarını bırakanların hukuki statüleri ve entegrasyonları. Burada bile bu kuvvetli liderlikler yeterli olmaz. Çünkü idari kararlar alınıp yasa çıkartmak gerekecek. Ve bunlara bir şekilde toplumun rızasını katmak durumundasınız. Hiç olmazsa milletvekilleri seçim bölgelerinin baskısı altında kalmamalılar. Atılacak adımların topluma anlatılmasına ihtiyaç var.
"Sürece güvensizlik Türkiye ortalamasına yakın"
- Sürece duyulan heyecan ya da coşku Türkiye ortalaması kadar. Öyle çok coşkulu heyecanlı bir tablo yok. Güvensizlik de Türkiye ortalamasına yakın bir yerde.
"Özel, Erdoğan'a bir kere daha seçilebilmeyi hediye etti"
- Erdoğan'a bir kere daha seçilebilmenin yolunu Özgür Özel hediye etmiş durumda. Tayyip Erdoğan'ın meclis kararıyla dahi bir kez daha aday olma hakkının olmadığını savunuyoruz biz. Son seçimde bile aday olma hakkı yoktu. Ama Özgür Bey defalarca ne dedi? “Şu tarihe kadar gel meclisten karar alalım, sen de yarış” dedi. Siz meclis kararı yoluyla bir kere daha yarışabileceğinin vizesini verdikten sonra o vizeyi kullanma tarihini artık kendisi belirler! O vize verildi bir kere.
Ekmen, DEM Partili Pervin Buldan'ın "Öcalan'ın medyanın dilinden rahatsız olduğu" yönündeki açıklamalarıyla ilgili şunları söyledi:
- Muhalif medyanın sesinin kısılması gibi bir talebin sağlıklı olmayacağı kesindir. Ama önce şunu da tespit edelim; AK Parti medyası süreci ne kadar sahipleniyor? Ne kadar bunun gereğini yapıyor? AK Parti medyasının görünen yüzleri bu süreçten ne anlıyor, ne kadar doğru anlıyor ve ne anlatıyor? Öbür taraftan Sayın Erdoğan ne kadar sahipleniyor?
Ekmen, tartışma yaratan meclis açılış resepsiyonuyla ilgili de şunları söyledi:
- Biz spontan gelişen bir davete icabete bu kadar büyük anlam yüklenmesini doğru bulmadık. Bir önceki yıl aynı fotoğraf Sayın Özgür Özel'le verilmiş durumda ve Sayın Özgür Özel'in o fotoğraftaki oturduğu yer bugünkünden daha iyi bir yer değil, temsil ve ağırlama kuralları açısından.
"Demirtaş'ın bir an önce salıverilmesine ihtiyaç var"
- Selahattin Demirtaş'a dair yüksek bir meşruiyet ve toplumsal bağı sadece Kürt sokağında değil, Türk sokağının da önemli bir kısmında görebiliyoruz. Selahattin Demirtaş gençliğiyle, o dönemki tarzıyla ve en önemlisi medeni ölüme mahkûm edilmeye çalışılmış bir kişi olarak şiir yazarak, resim çizerek, hikâye ve roman yazarak, beste yaparak kendini var edebilmiş, ayakta tutabilmiş ve muktedirin hapsettiği sınırları yıkıp geçmiş birisi olarak toplumsal bir meşruiyete ve desteğe sahip. Selahattin Demirtaş'ın tahliyesi şu anda yüzde 30’lara ancak gelen sürece güven oranını bir anda yüzde 50’nin üzerine çıkartabilir. Bu kadar net bir rakam vermek ne kadar doğru bilmiyorum ama gözlemlerim bu yönde. Dolayısıyla Demirtaş’ın bir an önce salıverilmesinin bir ihtiyaç olduğunu düşünüyorum.
- Demirtaş’ın tutukluluğu kişiselleştirilmiş bir mesele olabilir mi acaba? Meşhur “Seni başkan yaptırmayacağız”dan beri süregelen bir öfke ve bunun dinmemesi. Aynı şey sanırım Osman Kavala için de geçerli. Ben Kavala'ya da “Seni başkan yaptırmayacağız” cümlesinin bedelinin ödettirildiğini düşünüyorum. Sadece Gezi değil konu.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.