CHP’li Çiftci, Aziz İhsan Aktaş iddianamesini örnekleriyle anlattı: ‘Her iddiaya satır satır yanıtımız var’
CHP Genel Başkan Yardımcısı Gül Çiftci, Aziz İhsan Aktaş iddianamesine ilişkin “Bu iddianameye satır satır verilecek cevabımız ve satır satır delilimiz var. Onların yok ama bizim var. Mahkeme bunu sağ duyu ile okursa delilleri sorar. Dosyayı iade eder. Çalışmalarımız hazır, delillerimiz ortada. ‘İddia bu, doğrusu bu’ diyecek evraklarımız da var” dedi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Gül Çiftci, Aziz İhsan Aktaş iddianamesini Cumhuriyet’e değerlendirdi. İddianamenin Ergenekon dönemi iddianamelerini anımsattığını belirten Çiftci “Ergenekon olayları sırasında da çuvala her şeyi koymuşlardı. Şimdi haberlerde başkanlara kaç yıl hapis isteniyor, o dolanıyor. Aziz İhsan Aktaş’a 700 yıl civarında hapis isteniyor, o dışarıda. Zeydan Karalar ise Seyhan Belediye başkanlığı döneminden içeride” dedi.
‘BÜTÜN HİKAYEYİ İFTİRACI VE GİZLİ TANIK ÜZERİNE KURMUŞLAR’
Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat’a yapılan suçlamalara değinen Çiftci “‘Bilmem ne holdingten şu kadar para aldı’ demişler. Para nerede? Yok. Para trafiğini kim görmüş? Yok. Somut delil yok. Bütün hikayeyi iftiracı ve gizli tanık üzerine kurmuşlar. Ceza kanunu çok açık: İtirafçılık, gizli tanıklık üzerinden bir şey yapıyorsan bunun somut delille desteklenmesi lazım. Ama ortada hiçbir şey yok. ‘Beşiktaş Belediyesi bir otele gitmiş. Denetim yapmış. Orada şu kadar para almış’ deniyor. Otelin sahibi dinlenmemiş, denetim raporu incelenmemiş. Sadece çamur at, izi kalsın. Birkaç kişi bulmuşlar, onlara ‘şunları söylersen seni bırakırım’ demişler” ifadelerini kullandı.
'TEHDİT EDEREK O İFADELERİ İMZALAMAYA ZORLADILAR'
Suçlamalardaki sorunları bir çelişkiyle örneklendiren Çiftci “Akpolat’ın özel kalemi, sonra başkan yardımcısı olan bir kişi etkin pişmanlıktan faydalandı. İtirafçı ve iftiracı oldu. O kişinin eşini şüpheli sıfatıyla savcı çağırdı. Şüpheli sıfatıyla çağırılan eş, iddianamede yok. Demek ki şüpheli değildi. Genel başkanımızın her seferinde söylediği gibi insanları aileleriyle tehdit ederek o ifadeleri imzalamaya zorladılar. İşte bunun somut göstergesi. Aynıları Rıza Akpolat’a da yapıldı. Eşi, yakın arkadaşı alındı ama o imzalamadığı için ‘Suç örgütüne üye’ dendi. Böyle suç örgütü olur mu?” tepkisini gösterdi.
İDDİANAMEDEN ÖRNEKLER
Aktaş’ın geçmiş dönemde yaptığı işlerle ilgili bir soruşturma olmamasını da eleştiren Çiftci “İlk işine Diyarbakır Bağlar Belediyesi’yle başladı. İddianamede ‘Aktaş altın çağını İmamoğlu’ndan sonra yaşadı’ diye bir ifade var. Aktaş; Yargıtay’ın, TBMM’nin, AKP’li belediyelerin, MHP’li Kütahya belediyesinin işini yapmış. Sen bunları ayır, Adana Büyükşehir Belediyesini çuvalın içine at. Böyle bir sürü olmayacak şey var. Mesela iddianamede bir çok şeyi Aktaş’ın 2020’den sonra aldığı ihalelere dayandırmışlar. Ama soruşturma kapsamındaki ifadelerde 2017 yılında bütün hisselerini devrettiğini, sonrasında ne olduğunu bilmediğini söyleyen bir tanık var. Yani 2017’de devrettiği şirketle ilgili sonrasına ilişkin tanıklık yaptırılıyor. Başka bir örnek; ihaleye fesat suçlaması var. İhaleye fesat suçunda belediye başkanlarının imza yetkisi yok, harcama yetkisi yok. Nasıl yargılayacaksınız bundan? Dosyada Ekrem Başkan şüpheli değil. Ama ‘İmamoğlu suç örgütü’ ifadesi geçiyor. Kafasına göre yorumlar yapmış. İddianamede o kadar yoruma dayalı ifade var ki… Bir savcı yorum yapmaz. Hele siyasi yorum hiç yapmaz” dedi.
‘BİR TANE SOMUT DELİL YOK’
“Aziz İhsan Aktaş suç örgütü varsa bu adam niye hâlâ dışarıda?” sorusunu yönelten Çiftci “Bu adam çıktıktan sonra Beşiktaş Belediyesi’ne haciz gönderdi. Bizim arkadaşlarımız da örgüt üyesi, içeride. ‘Resmi belgede sahtecilik yapıldı’ deniyor. Hangi belge olduğu ortada yok. ‘Özel belgede sahtecilik yapıldı. Yaklaşık teklif verilirken kaşe kullanıldı’ denmiş. Rıza Akpolat mı kullandı? Kullanmadığı kaşeden suç işliyor. ‘Rüşvet aldı’ deniyor; kanıtı, görüntüsü yok. ‘Suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklama’ deniyor. Eşinin yıllar önce evlenmeden aldığı evi suç geliriyle aldığı söyleniyor. Evin tapusu belli, nasıl alındığı belli. Rıza Akpolat’ın teknesi deniyor, hani tekne? Bir tane fotoğrafı bile olmaz mı teknenin? Söylenen hiçbir şeyin delili yok. ‘Zeydan Karalar rüşvet aldı.’ Hani nerede? Ortada bir para trafiği yok, MASAK raporu temiz. Ahmet Özer için özel belgede sahtecilik, ihalelerde nüfus ticareti gibi bir sürü şey yapmışlar. Böyle olmayacak sayısız suçlama var. Para transferleri konuşuluyor, savcı bile araştırmamış. İçi doldurulamamış bir iddianame. Somut bir tane delil yok” diye konuştu.
‘KORKACAK BİR ŞEYİMİZ YOK’
İddianamede somut delil olmamasına karşın, suçlamalara karşı gösterebilecek somut belgeleri olduğunu vurgulayan Çiftci, “Bu iddianameye satır satır verilecek cevabımız ve satır satır delilimiz var. Onların yok ama bizim var. Bugüne kadar delilleri olsaydı yandaş medyalarında belgesini görürdük. Bizde bunların gerçeklerini gösterecek belgeler var. Örneğin otelin denetim raporu ortaya çıkacak. Mahkeme bunu sağ duyu ile okursa delilleri sorar. Dosyayı iade eder. Çalışmalarımız hazır, delillerimiz ortada. ‘İddia bu, doğrusu bu’ diyecek evraklarımız da var” ifadelerini kullandı.
Duruşmaların canlı yayınlanmasından çekinmediklerinin de altını çizen Çiftci “Bizim korkacak hiçbir şeyimiz yok. 578 sayfanın her satırına verilecek yanıtımız var. TRT tüm duruşmaları canlı yayınlayabilir. Bütün her şeyi didikleyebilirler. Yasal düzenleme gelsin, biz hazırız” ifadelerini kullandı. Artık iddianame olduğu için başkanların tutuklu kalmaması gerektiğini söyleyen Çiftci “Bu insanlar aylardır tutuklu. Hızlıca bırakılmaları lazım. Zaten iddianamede Adana işinin de ayrıştırılması lazım. Bu şekilde yargılama mümkün değil. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı olmayacak bir iş yaptı. Artık tutuklulukların kalkması lazım. Sen 700 yılla yargıladığın Aktaş’ı bırak, 12 yılla yargılanan Karalar kalsın. Bu olacak iş değil” dedi.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.