CHP Sözcüsü Faik Öztrak: Önerge verdik, reddettiler

CHP Sözcüsü Faik Öztrak: Önerge verdik, reddettiler

CHP Sözcüsü Faik Öztrak partisinin MYK gündemine ilişkin açıklamalarda bulundu.

CHP Sözcüsü Faik Öztrak, partisinin MYK gündemine ilişkin açıklamalarda bulundu. 

Öztrak, hükümetin ekonomi politikalarını eleştirerek, "Vatandaşın mutfağında kullanılan ayçiçek yağının artık yanına yaklaşılamıyor. Millet 1 litre ayçiçek yağını alamaz hale geldi. Erdoğan şahsım hükümeti bunları görüyor mu? Hayır görmüyor, Erdoğan ve şürkasının keyfi yerinde" diye konuştu.

 

Öztrak'ın açıklamaları şu şekilde:

Türkiye'de kadın olmak zor. Bu ülkede 92 yaşındaki bir kadın cinsel saldırıya uğrayıp hunharca katledildi. Ama İçişleri Bakanlığı bu cinayeti bırakmış failin elindeki üç hilal dövmesinin neden gösterildiğinin derdine düşmüş. Bunlar için varsa yoksa kendi imajları. 

Samsun'da kadına yönelik şiddetin en aşağılık haliyle karşılaştık. Bir anne 5 yaşındaki evladının önünde şiddete maruz kaldı. Sorunu çözmek sorunun varlığını kabul etmekle başlıyor. Kadına yönelik şiddet ve cinayetler ülkemizin yüzleşmesi ve siyaset kurumunun çare üretmesi gereken çok büyük bir sorun. Sadece geçtiğimiz yıl 300 kadın cinayete kurban gitti. 371 kadın şüpheli bir biçimde öldü. Yine daha 2021'in ilk iki ayında 51 kadın cinayeti gerçekleşti. 

Kadına yönelik şiddetin araştırılması için CHP olarak sayısız araştırma önergesi verdik. Ama hepsi de AK Parti ve MHP oylarıyla reddedildi. Kadına şiddetin takipçisiyiz denilerek çözülemez. 

Saray ve AK Parti bu yasalara temel teşkil edilen İstanbul Sözleşmesi'ni bize uymadı diyerek tartışmaya açıyor. Bu işin üstesinden gelemiyorsanız o koltukları meşgul etmeyin. 

Kadına yönelik şiddet elbette çok büyük bir sorun. Ancak, toplumsal yaşamda kadınların tek sorunu şiddet değil. Türkiye OECD ülkeleri arasında en kötü ülke. Kadınlara ne doğru dürüst eğitim verebiliyoruz, ne de doğru dürüst iş verebiliyoruz. 

İNSAN HAKLARI EYLEM PLANI TEPKİSİ

19 yıldır ülkeyi yöneten Erdoğan'ın şahsım hükümeti tükenmişlik sendromu yaşıyor. 1789 Fransız İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirgesi'nden kopyalanıp yapıştırılan ilke ve haklar İnsan Haklar Eylem Planı denilerek yıllar sonra milletin önüne servis ediliyor. Milletin artık karnı laflara tok. Millet artık uygulamayı görmek istiyor. 

Acaba bu eylem planı içeriğe değil de okyanus ötesine gönderilen ucu yakılmış bir mektup mu? Beyaz Saray'dan telefon gelmeyince Erdoğan'ın aklına böyle bir çare mi geldi... Erdoğan'ın milletimize karşı şişen egoları Beyaz Saray karşısında iniveriyor.

MISIR İLE YAŞANAN KRİZ

Mısır milli menfaatlerimiz açısından önemlidir. Mısır ile krizin başladığı ilk günden itibaren bu işi düzeltmelisiniz dedik. 2013'ten bu yana Doğu Akdeniz'de yaşadıklarımız bizlerin kaygılarının ne kadar haklı olduğunu ortaya çıkardı. Geçtiğimiz hafta, Mısır'a çiçek atmaya başladılar. Bu gidişle AK Parti yakında Rabia selamlarından vazgeçerse hiç şaşırmayacağız. 

 

MİLLET  1 LİTE AYÇİÇEK YAĞINI ALAMAZ HALE GELDİ

Erdoğan'ın şahsım hükümeti ekonomide de büyük sorunlar çıkardı. 2013'ten bu yana milli gelirimiz 241 milyar dolar düştü. 

Şimdi bugün ekonomimiz eskisine göre çok daha kırılgan. Hem aileler hem de şirketler ciddi sıkıntıda. 2020'de icralık olan tüketici kredi dosyalarının sayısı 2 milyonu aşmış. İcralık olan bireysel kredi kartlarının sayısı ise 1.5 milyona dayanmış.

Vatandaşın mutfağında kullanılan ayçiçek yağının artık yanına yaklaşılamıyor. Millet 1 litre ayçiçek yağını alamaz hale geldi. Erdoğan şahsım hükümeti bunları görüyor mu? Hayır görmüyor, Erdoğan ve şürkasının keyfi yerinde.

Geçtiğimiz haftalarda yine damat güzellemesidir gitti. Bu tabii, acaba damat ve politikaları geri mi geliyor endişelerini artırdı. En önemlisi 4 aydır ortaya kapsamlı bir programı Erdoğan'ın şahsım hükümeti koyamadı. Bir sürü laf, lafla peynir gemisini yürütmeye çalışıyorlar. Belirsizlik piyasada kaygıları artırdı.

Yeni Hazine ve Maliye Bakanı'nın bürokrasiye hakim olmakta zorlandığını görüyoruz. İki haftada iki TÜİK başkanının değiştirilmesi, Borsa İstanbul Başkanı'nın gelen söylentilere göre Saray'dan gelen müdahalelerden rahatsız olup istifa etmesi, Merkez Bankası'ndan 128 milyar doları buharlaştıran bürokratlara hala dokunulmaması ekonomi yönetiminin bu işlere hakim olamadığını gösteriyor. Bunların faturasını insanımız canıyla ödüyor. 

SALGIN CEPHESİNDE KONTROL KAYBEDİLMİŞ DURUMDA

Salgın cephesinde de kontrol kaybedilmiş durumda. Aşılama hızı yeniden düşmüş durumda. Ortada bilimsel salgın yönetimi yok. Onun yerine çamura yatma var, fatura vatandaşa yıkılmaya çalışılıyor. 

Sağlık Bakanı'nın açıklaması ise çamura yatmanın tam da daniskası. Millete 100 milyon doz aşı temini taahhüdü veren Bakan, bu riske girince sorumluluğu Genel Başkanımıza yıkmaya çalışıyor. Sorumluluktan kaçmaya uğraşıyor. E hayırdır Sinovac aşıları teslim etmiyor mu? Sayın Bakan, siz aşıda doğru dürüst kaynak çeşitlemesi yaptınız da biz mi elinizi tuttuk. 

Erdoğan'ın şahsım hükümeti salgında da aşılamada da çuvalladı. Bu hükümetin beyin ölümü gerçekleşmiştir. 

ÖZGÜR ÖZEL'İN DİYARBAKIR ANNELERİ ZİYARETİ

Biz baştan itibaren evlatlarının peşine düşen bu annelerin taleplerine kulak verilmesi gerektiğini söyleyip duruyoruz. Anlaşılan şimdi Diyarbakır annelerini ziyaret etmemekler eleştirenler, gidince de eleştirmeye başlamış.

HAKAN ATİLLA'NIN İSTİFASI

Sonuç itibarıyla Hakan Atilla bir memur, istifa da tek taraflı bir müessese. Neden istifa etti biz tabii bilemeyiz. Hakan Atilla herhangi bir isim değil. Bir dönem kahraman olarak ilan edildi. Şimdi piyasadan gelen bazı duyumlar var. Hakan Atilla Saray'dan gelen baskıları taşıyamaz hale geldiğini, yeni Hazine Bakanı'nın da bundan haber olduğunu duyuyorduk. Anlaşılan Hazine ve Maliye Bakanı, ekonomi bürokrasisi üzerinde hala hakimiyet kuramamış vaziyette. Öyle anlaşılıyor Sayın Bakan da bir yerleri aşamıyor. 

YENİ ANAYASA TARTIŞMALARI

Aynı derede kaç defa yıkanacağız. Erdoğan ne zaman, anayasa değişikliği dese kaybeden hep milletimiz oldu, kazanan hep Erdoğan oldu. Anayasa değişikliği için önce zihniyetin değişmesi lazım. 

MİLLETVEKİLLERİNİN DOKUNULMAZLIK FEZLEKELERİ

Kişisel başvuruların AYM'ye yapılan başvuruların sonucu kesinleşmeden fezlekelerin okutulmasının ortaya çıkardığı sorunları Enis Berberoğlu ile ilgili hadiselerde gördük. Milletin verdiği yetkinin, milletvekilleri tarafından kullanılmamasına bu yaklaşım neden. Milli iradeyi kısıtladı, sonuç itibarıyla ortaya çıkan vahim neticeler bundan önce tecrübe edildi. Meclis Başkanı'nın bunları hatırlayıp TBMM'ne verilen millet iradesinin yargı tarafından irkitaya uğratılmaması için gerekli hassasiyetin gösterilmesi gerek. 

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.