Hacır'ın yazısı şöyle:

Habertürk’de liderler serisinin yeni konuğu Muharrem İnce’ydi.

Çiçeği burnunda Genel Başkan Muharrem İnce 4 gazeteci olarak sorularımızı cevapladı.

Nagehan Alçı, Nihal Bengisu Karaca, Şaban Sevinç ve ben…

Moderatör Veyis Ateş…

Tam 3 saat tüm merak ettiklerimizi sorduk…

★★★

Herkesin merak ettiği soruyu başlarda yönelttik.

Siz hangi sistemi istiyorsunuz?

Başkanlık mı? Parlamenter sistem mi?

Muharrem İnce sorumuza dolambaçlı cevap veriyordu ki ben atıldım.

“Muharrem Bey bize net bir şekilde söyler misiniz?

Cumhurbaşkanı seçilirseniz bir de Başbakanınız olacak mı?”

“Elbette…”

Yazdık bir kenara…

Memleket Partisi “Parlamenter sistemden” yana…

★★★

Muharrem İnce aynı sorunun devamında…

“Senato da olmalı” dedi.

1980’le beraber kalkan senato aslında parlamenter sistemin olmazsa olmazıydı. Kaldırdılar… Yazık ettiler…

Dolayısıyla…

Güzel… Bunu sevdim…

★★★

Devam ettik.

Çatı adaydan yana mısınız?

“Hayır değilim. Her parti kendi adayıyla çıksın!”

Nagehan Alçı ‘cin’ bir soru patlattı.

“Peki muhalefet sizi çatı aday gösterirse?”

Hoppala…

İnce önce bi durdu… Sonra hafif bir gerindi.

“Fena teklif de değil hani” dedi…

Hepimiz kahkahayı patlattık…

Sonra espriyi bir yana bıraktı…

“Ne olursa olsun, biz herkesin kendi adayıyla çıkmasından yanayız… İlk turda İttifak ikinci turda kurulur.”

Bunu da yazdık…

“Memleket Partisi Çatı Adaya Kesinkes Karşı”

★★★

Geldik Kürt meselesine…

Nasıl çözersiniz bu sorunu?

“Kimseyi ayrıştırmayacağız” dedi… Ama bizim aradığımız cevap daha net bir cevaptı…

“Açılım süreci gibi bir süreci daha düşünür müsünüz?”

Hayır demedi… Evet de demedi…

Ama “Otururuz uzun uzun tartışırız… Trt ekranlarında” dedi…

Tam nasıl olacak… Biz anlamadık…

Zaten bütün mesele de o tartışmayla başlıyor…

Yeni anayasa nasıl olacak..?

Dil meselesi ne olacak örneğin…

★★★

Biraz daha açarak ilerledik…

Anadilde eğitim hakkında fikriniz nedir?

“Buna pedogoglar karar verir…”

Hoppala… Pedogogla ne alakası var…

“Üniter yapıyı ilgilendiren bir konu bu Muharrem Bey” diye üsteledim…

Konuyu toparlayan cümleleri o zaman kurdu.

“Anadilde eğitim istemek bir Kürt evladına İzmir’de doktorluk yapma demektir. Bunu asla istemeyiz” diye ekledi.

★★★

Ama bana bu konularda biraz hazırlıksız gibi geldi.

Ya da…

Böyle iğneli konularda net fikir beyan etmek istemedi…

Erken buldu…

★★★

En beğendiğim çıkışı kimlik siyasetine ilişkin oldu.

Nagehan Alçı sordu…

“Ermeni ve Rumlar’a da kapınız açık mı?”

Muharrem İnce “Elbette” dedi.

Nihal Bengisu Karaca devreye girdi.

“Peki bir Ermeni’yi partinize davet ettiniz mi?

“Ben ermeni olduğu için kimseyi davet etmem. Planlamacı olduğu için ederim, doktor olduğu için ederim. Mühendis olduğu için ederim. Ama geldi mi de Ermeni mi değil mi diye bakmam. Görevi veririm” diyerek elinin tersiyle kimlik siyasetini bir kenara itiverdi.

Oh be dedim… Nihayet kimlik siyasetinin cazibesine kapılmadan cevap veren bir lider çıktı.

Bunu pek bi sevdim…

★★★

Bir de…

O gün büyük şair Ahmet Arif’in ölüm yıldönümüydü…

Pat diye büyük ustanın bir şiirini okumasını istedik…

Başladı…

“Yastığım ranzam zincirim…

Uğuruna ölümlere gidip geldiğim…”

Bunu da sevdim…

Ha deyince canlı yayında şiir okuyabilen kaç genel başkan var ki…

★★★

Sonuç olarak…

Muharrem İnce… Bildiğimiz Muharrem İnce…

Aynı hırs… Aynı heyecan… Aynı muzip enerji…

Kendine özgüvende de milim eksilme yok!

Ama bu sefer ardında koca çınar CHP yok…

Her şeyi sıfırdan kendisi inşa etmek zorunda…

Başta da… Partisi’nin ideolojisi geliyor.

Altını doldurmalı…

Ve ne kadar geride kaldı dese de…

Seçmene CHP’den farkını net kelimelerle izah edebilmeli.

★★★

Uzun lafın kısası…

İnce’nin enerjisi tamam…

Ama önünde epey yolu var.